Güncelleme Tarihi:
CİSED Adana Şube Başkanı Cinsel Terapist Uzm. Dr. Taner Canatar konuyla ilgili yaptığı açıklamada, araştırma sonucuna göre, eşini aldattığını itiraf eden 500 erkeğin yüzde 70’inin çocukluklarında birden fazla ve birbirinden farklı kadınlar tarafından büyütüldüklerini gösterdiğini söyledi.
Hamilelik süreciyle başlayan ve doğum sonrası fiziksel temasla güçlenmeye devam eden anne-bebek ilişkisinin ruhsal ve bedensel gelişim için oldukça önem taşıdığını belirten Canatar, “0-3 yaş arası dönemde annenin sesi, kokusu, sıcaklığı, tutarlı davranışları ve hatta bakışları çocuğunu derinden etkileyebiliyor.
Biz terapistler anne kelimesini teknik bir terim olarak tarif ediyoruz ve çocuğa bakım ve sevgi veren kişi veya kişiler anlamında kullanıyoruz. Özellikle çalışan annelerin tercih etmek zorunda oldukları bebek bakıcısı veya anne yerine geçen kişi modelleriyle (anneanne, babaanne, hala, teyze, görümce gibi) çocukluk dönemi, içinden çıkılamaz bir hal alabiliyor” dedi.
Birden fazla kadın tarafından büyütülen erkeklerin daha kolay aldattığını söyleyen Canatar, “Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre, birden fazla ve birbirinden farklı fiziksel ve duygusal farklılıklar taşıyan anne türevleriyle büyüyen erkek çocukların, ruhsal gelişimlerinde gelgitler ve bağlanma sorunları yaşanıyor.
Örnek olarak ‘sarışın-beyaz tenli bir anne ve esmer-koyu tenli bir kayınvalideyle’, ‘zayıf-siyah gözlü bir anne ve kilolu-renkli gözlü bir bakıcıyla’ veya ‘soğuk-dokunmayı sevmeyen bir anne ve sıcak-daha çok dokunan bir babaanneyle’ bir arada büyümek buna örnek olabiliyor. Bu durumda çocuğun bilinç dışına bir fantezi yerleşebiliyor ve ileri yaşlarda bu fantezi kendini evlilik ilişkisinde tekrar edebiliyor.
Çünkü şu an ve şimdi, geçmişin bir tekrarıdır, zaman, mekan ve oyuncular değişse bile roller hep aynı kalır. Ancak bu, birden fazla ve farklı özellikte kadınlar tarafından büyütülen her erkek için geçerli bir durum değil, istisnaları olabiliyor” şeklinde konuştu.
çocukluk döneminde kazanılan ve ileri yaşlarda kendini gösteren “aldatma” eyleminin tedavi edilebilir olduğunun altını çizen Canatar, şöyle devam etti: “Aldatan erkeklerin bu sonuçları ortaya çıktıktan sonra, bu kişilerin ve partnerlerinin hemen anne veya anne yerine geçen diğer kadınları suçlamaması gerekiyor. Bu nedenle, suçlamak yerine sorumluluk almak, anne veya anne türevlerini ve o günün koşullarını anlamak önem taşıyor.
Çünkü erkek hayatının sorumluluğunu alarak seçimlerini bilinç dışı ve otomatik olarak yapma yerine kendi yaparsa bu tekrarı bozabiliyor, kaderini kendisi yazabiliyor ve aldatmaya son verebiliyor. İnsan sürekli gelişim ve değişim içinde olabilir. Bu süreçte erkeğin geçmişe karşı tutumunu değiştirmesi çok önemli. Aldatma sonrası affetme ve iyileşmenin, partnerler arası sevgi, saygı ve sadakat üzerine kurulu olan bağın sarsılmadan, sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için mutlaka bir terapistten yardım alınmasını da öneriyoruz. Unutulmamalıdır ki sağlıklı bir anne-bebek ilişkisi, sağlıklı bir toplumun ve aile yapısının temelini oluşturuyor.”
İlgili haberler: