Mesela Dünya Kadınlar Günü, 8 Mart 1908 yılında Amerika’da daha iyi çalışma koşulları sağlanması için greve giren 129 kadın işçinin, patronları tarafından fabrikaya kilitlendikleri sırada, kafalarda soru işaretleri bırakan bir yangında ölmeleri üzerine, aradan yıllar geçtikten sonra Kadınlar Günü ilan edilen ve kutlanmaya başlanan bir gün.
Günümüzde neredeyse erkeklerle eş duruma gelen benim güzel hemcinslerimin Allah için maşallahı var. Elimizin hamuru ile yapmadığımız şey kalmadı Allah’a şükür. Motosiklet ve kadın konusunda da ülkemizde ciddi bir gelişme var. Bundan 4-5 yıl önce yolda motosikletli bir bayan görmek hayal kadar uzakken, şimdi bir elin parmaklarını dolduracak kadar kadını aynı gün motorun üzerinde, yollarda görmek mümkün. Hepsi ile gurur duyuyorum. Dünya Kadınlar günü dolayısıyla bu hafta ben de sayfamda, o yolda artık sık sık gördüğümüz iki tekerli bayanlara yer vermek, onlara motosikletli hayatı sormak istedim. Onlar Türkiye’de motosiklete binen bayanlar olarak bir araya gelmişler ve WomenRiders kulübünü kurmuşlar. Kulübün kuruluş niyeti harika, ancak isim konusundaki takıntım bu ismi de duyduğumda yakamı bırakmıyor. Yahu niye Türkçe değil bu gurubun adı? ’HatunMotorcular’ filan olamaz mıydı? Her yerde karşımıza çıkması bu İngilizce özentiliğinin çok canımı sıkıyor. Neyse böyle bir günde hiçbir hemcinsimin kalbini kırmak istemem bu yüzden bu Türkçe mevzunu bugün uzatmayacağım. Motora binme cesaretlerinden ötürü, hepsi ile gurur duyduğum gurup üyelerine kadın olmak ve motosiklete binmek ile ilgili sorular sordum. Bakın bayanların gözünden ’motosikletli hayat’ nasıl bir şey?
SORULAR 1) Motosiklet sizin için ne ifade ediyor?
2) Motosikletle tanışmanız nasıl oldu?
3) Ne kadar zamandır motor kullanıyorsunuz?
4) Hangi motorla başladınız? Şu an ne kullanıyorsunuz? Kaç kilometre yol yaptınız toplam?
5) Motor kullanmaya başladığınızda ailenizin, eşinizin, arkadaşlarınızın tepkileri ne oldu?
6) Motosiklet sizce gerçekten tehlikeli bir araç mı?
7) Bayan olmanın avantajları ve dezavantajları var mı?
8) Trafikte başınıza gelen en komik, tuhaf olay neydi?
9) Bir bayan olarak sizi motosiklet konusunda en çok zorlayan şey ne oldu?
10) Motora binmek isteyen bayanlara neler önerirsiniz?
11) Türkiye’deki motosiklet sektörü ve motosiklet kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Zeynep KAMACI. 27 yaşında, bekar. Mesleği iç mimar.
Yaşam tarzı, özgürlüğün ta kendisi.
Erkek arkadaşım ve ağabeyim sayesinde, arkada oturmaktan sıkılınca karar verdim.
2 yıl
YBR 125. Hala aynı motoru kullanıyorum. 10 bin kilometre yol yaptım.
Önce hiç kimse istemedi. Zamanla alıştılar.
Dikkatli olmazsan saksı da tehlikelidir.
Nadiren dezavantajını görüyorum, çoğunlukla koruma ve kaskların altında cinsiyetiniz çok belli olmuyor. Fark edildiği zamanlarda da bir terslik olmuyor.
En komiklerini motorlu polislerle yaşıyorum. "Geçeyim mi buradan geçmeyeyim mi? Geçersem arkamdaki bana ceza yazar mı?" diye düşünürken,
trafik polisi beni önüne katıp trafiği yara yara ilerliyor. Bir günde yine bir motorlu polis tarafından kavşakta durdurulmuştum. Eyvah yandık derken yanıma gelip buji anahtarım olup olmadığını sordu. Adamcağız meğer yolda kalmış. Anahtarım ona uymadı, üzülerek devam etmiştim yoluma.
Pek çok model Türkiye’ye girmediği için fiziğime uygun motor bulmakta zorlanıyorum. Sele boyları uygun olsa, bu sefer de motor çok ağır gelebiliyor.
Hiç durmamalarını.
Oldukça geriden takip ettiğimizi. Fakat sektör geliştikçe içinde bulunduğumuz durumun daha iyiye gideceğini umuyorum.
Elif TEREM. 28 yaşında, evli ve bir çocuğu var. Mesleği eğitmen.Tam olarak tutku diyebilirim çünkü onu seviyor ve özlüyorum hatta onsuz asla olmaz diyorum.
Eşim sayesinde tanıştım.
4 yıldır motor kullanıyorum.
KLE 500, 5 bin kilometre yolum var.
Eş durumuyla birlikte motora başladığım için ailem bir şey diyemedi, ama abim kendisi de motorcu olmasına rağmen hala beni trafikte motor kullanırken görmedi, çünkü bana zarar gelmesinden korkuyor
Kullanım amacına, dışarıdan gelecek etkilere ve kullanan kişinin karakterine göre değişir tehlike. Ama benim penceremden baktığımda HAYIR KESİNLİKLE DEĞİLDİR .
Bayan olmanın dezavantajları ile avantajları aslında aynı. Bayan olduğun için yol veren de oluyor, sıkıştıran da oluyor.
İzmit yarış pistine giderken, ışıklarda durduk. Araç U dönüşü yapacak, biz de ışıklardan tam karşıdaki yola geçecektik. Araçtaki kişiler bir grup bayan motorcuyu görünce, bize bakıyor ve konuşuyorlardı. Işık yeşil yanınca adam hareket etti ama bana baktığı için adam gelip bacağıma çarptı. Allah’tan frene bastı da sadece sendeleyip, motoru düşürmedim.
Büyük motorla dengeyi öğrendikten sonra trafik bilgim olmadığı için, bana 125’lik bir motor aldık ama küçük motorla hem denge hem de gaz açmada sorunlarım oldu.
Kimsenin etkisinde kalmasınlar, eğer başaracaklarına inançları varsa mutlaka başlasınlar. Eğitim alsınlar ve bu işi yapabildiklerini herkese göstersinler. Ama her şeyin başı eğitim ve gerekli olan sürücü ekipmanlarının önemini asla unutmasınlar.
Motosiklet sektörü gittikçe bilinçlenmekte, eskiden sürücünün deneyimine bakılmaksızın her CC deki motor uyarılmadan kişiye satılırdı. Çünkü öncelik para idi ama şimdi bu durum değişmiş gibi görünmekte bir çok firma, motor alana ücretsiz eğitim önerisinde bulunuyor ya da basit dahi olsa kask hediye ediyor, işte bu büyük bir gelişme. Motor kültürü de, ucuz Çin motorları ile yayıldı ama ne kadar bilinçli yayıldı tartışılır. Ancak yavaş yavaş bilindik markalara doğru seçimlere doğru eğilimler başladı
Tuğba AYKAN. 20 yaşında, bekar. Mesleği eczacı.
Yaşamayı, hayatı, heyecanı, mutluluğu ve zevk almayı. Onsuz yaşayamam.
Okula bisikletle gidiyordum, her zaman rüzgarı hissetmeyi seviyordum.Altımda bisiklet değil de motosiklet varmış gibi düşünüyordum. Gelen geçen motora bakmaktan şaşı olmuştum.
Motorla tanışmam motorize07 sayesinde oldu.
1 yıldır.
Yamaha Cygnus’um var henüz, vitesliye geçmeyi planlıyorum önümüzdeki yıl. 4 bin kilometre yol yaptım. Bir kaza geçirdim ve 5 ay kullanamadım. Yoksa kilometrem baya çoğalırdı.
Tahmin edersiniz ki pek de iyi olmadı. Aaaa çok sevindim hayırlı olsun diyen yok sayılır.Ama moralimi bozmadım.Motoruma kavuşmuştum daha ne olsun! Dünya umurumda değildi.
Kullanana bağlı, şehir içi 180’le gitmeye çalışırsan her araç tehlike arz eder.
Elimde kaskı görüp "Vayy motor mu kullanıyorsun" demeleri avantaj mıdır sizce?
Yanımda duran motorlu bir çocuğun, "Sende ne marifetler var öyle" demesi komikti. Bir de amcanın birinin aferin kızım demesi güzeldi.
Hükmedebilmek, takdir edersiniz ki elli kilo bir hatunun motorla başa çıkması güç bir durum. Ama ilerde Transalp kullanacağım için beni zorlayacak daha çok şey olduğunu biliyorum.
Asla vazgeçmemelerini, ehliyet almalarını tam koruma kullanmaları ve bu zevki yaşamadan dünyadan gitmemelerini öneririm.
Trafikte yok sayılmamıza rağmen kullanarak büyük cesaret gösteriyoruz. Sadece ’şeytan işidir’ gibi tanımlamaları artık duymak istemiyorum. Sektör konusunda yeni başlayacak bir adama R1 tavsiye edip heyecanını kullanarak, sırf ticari amaçla o insanın hayatını tehlikeye atan insanların bu sektörde bulunmaması gerektiğini düşünüyorum.