İşte beraber soyunduğum ekip

Güncelleme Tarihi:

İşte beraber soyunduğum ekip
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2007 00:00

Eveeet... İki haftadır şu motosiklet dergisi işini, şöyle ballandıra ballandıra anlatmamak için zor tutuyorum kendimi. Oh nihayet anlatıp rahatlayacağım. Pek çoğunuzun bildiği üzere bundan 4 sene önce, motosiklet sevdasına fena halde tutulmuş, iflah olmaz bir motor sever olarak bu sayfalardan sizlerle buluşmaya başladım. İlk günden beri gösterdiğiniz yoğun ilgi ve alakanız sayesinde küçük bir köşeden kocaman bir motosiklet sayfasına kadar tırmandı Rüzgarın Kızı.

Ama ben dahil motosiklet sevdalıları hayatları boyunca hep daha iyisini, daha çoğunu, daha güzelini ister ya, siz de benden senelerdir bir şey istiyordunuz. Motosiklet Dergisi! Durdum, durdum ve buyurun bakalım yaptım. Yepyeni, gıcır gıcır, eğlenceli bir dergi olması adına elimizden geleni ardına koymadık. Allah’ın izni ile martta sizlerin elinde olacak. Şimdi ben de tir tir titreyerek, dergiyi elinize aldıktan, okuduktan sonra, sizlerden gelecek yorumları bekliyorum. Aslında beğeneceğinizden hiç şüphem yok. Çünkü fotoğrafçısından grafikerine kadar tamamı motorcu olan bir ekip tarafından hazırlandı her sayfası. Adı mı ne? Aaaaaaaa... Vallaha onu söylemem! O da bir sonraki haftaya kalsın. Ama şunu söylemeliyim ki içinde moto, motosiklet geçmeyen, benim için duygusal bir yanı olan, elbette Türkçe bir isim.

Dergi çıkarmak işi epeyce zor, eğlenceli, uykusuz gecesi bol bir işmiş. Baskıya birkaç gün kaldığı şu günlerde inanın kalbim bir kuşunki gibi çarpıyor. Neyse gelelim geçen hafta tanıştıracağımı söylediğim ekibime.

Mustafa Bilgiç: Onu zaten Rüzgarın Kızı okuyucuları yakından tanır. Mustafa hani size zaman zaman anlattığım, zaman zaman da yaptığı testleri ve yazılarını yayınladığım, motor sevdalısı ağabeyim. Zaten bu sayfalarda yazdıklarına verdiğiniz tepkiler onu ve yazılarını çok beğendiğini söylüyordu. Bir de dergide yazdıkların görün. Ne diyeyim benden sonra motorcu olsa da, döktürdü vallaha. Derginin ofis süresinde aramızda en soğuk kanlı duran, bizim tüm paniğimize rağmen gözlerini bile ağır çekim kırpıp açan ’Rüzgarın Oğlu’, motosikletin üstündeyken evrim geçiriyor adeta. Her şey ağır çekimden çıkıp, ileriye sarma tuşuna basmışsın gibi oluyor motora bindiğinde.

Vedat Kürşün: Buyurun size tam bir zır deli. Motor sevdası bir virüs gibi öylesine kaplamış ki her yanını, bir gün işini gücünü her şeyini bırakıp, ben kesinlikle motosikletle ilgili bir iş yapacağım demiş. İşte tam bunu söylediğinde buldum onu. Tüm testler, yazım ve sayfa tasarımı süreçlerinde hepimizi bezdiren Vedat’ı yazdığı harika yazılar ve testler ile dergide daha yakından tanıyacaksınız. İki kusuru var bir saçları benden bile uzun. İki hiç susmuyor. Uyurken makasla yaklaşıp şöyle saçlarını dibinden kesmemek için zor tutuyorum kendimi. Tutuyorum çünkü dünya şekeri kız arkadaşı saçlarına bayılıyor.

Deniz Üstündağ: İşte size bir motor manyağı daha. Onu da çok tesadüfi bir şekilde Allah çıkardı karşımıza. Deniz motor konusunda henüz daha kat edeceğim çok yol var deyip temkinli yakılanlardan ama, İstanbul Park testimizde dişlerinin nasıl da uzadığına hepimiz canlı canlı şahit olduk. Deniz Dergimizde göreceğiniz fotoğrafların büyük bir çoğunluğunun sahibi. Yani o bizim moturcu fotoğrafçımız.

Barkın Bayoğlu: Barkın dergimizin 256 sayfalarının editörü. Kendine has tavrı ve tarzı ile bizi kendine müptela eden Barkın’ın yaptığı testleri ve yorumlarını çok beğeneceksiniz. Ayrıca Barkın da arıza bir adam. Hani pekala x firmanın genel müdürü ile hasbelkader karşılaşmış da tatlı bir sohbet başlamışken aniden celallenip, "Hadi canım büyük firmayım diye bıdı bıdı etme, sen de şu yılda, bilmem ne modelinin amortisörlerini, şu marka diye söyleyip oysa Çin’den alıp bize kakalamıyor muydun?" diyebilecek kadar piyasa ve motor bilgisine sahip. Bir de harbiden genel müdür filan tanımaz doğru bildiğini oracıkta söyleyiverir. O yüzden pek ortalığa çıkarmıyoruz kendisini.

Hakan Erman: Hakan bizim en pasaklımız. Yaptığı sayfaların adından belli. Çamur Dünyası. Hakan’ı günlük kıyafetleri ile gün içinde görseniz kırk yıl düşünseniz böyle sakin mizaçlı, durgun bile sayılabilecek bir karakterin, çılgınca motor kullanabildiğine inanasınız gelmez. Mustafa gibi Hakan da 2Teker tepesinde dişleri uzayıp, karakter değiştirenlerden. Hani ikisini de motordan uzakta gördüğünüzde ağızlarından; "Nasıl biniyorlar şu aletlere, olacak iş değil, aklım almıyor" kelimeleri çıkacak gibi gelir insana. Hakan yol dışında kullanılan motorlar ve yol dışında motosiklet kullanımı sayfalarımızın editörü. Kendisi aynı zamanda EMOK eğitmenlerinden.

Tuğçe Demirağ: Tuğçe aramızdaki en yeni motor sevdalısı. Henüz sevdasının çok farkında olmasa da, aramıza ilk geldiği günle şu an arasında dağlar kadar fark olduğunu biz görebiliyoruz. Fotoğraftaki haline baksanıza, yok yok Tuğçe’yi Fazer ile motora başlattığımızı düşünmeyin, o benim motorumun yanında çekilmiş bir fotoğraf sadece. Tuğçe bizim görsel tasarımlarımızı ve sayfalarımızı yapıyor. Bu kadar çok delinin arasında hepimizle ayrı ayrı uğraşıp, bir başlayınca 2 saat süren motor muhabbetlerimize bile katlanarak, dergiyi baskıya bir hafta kala bir forma daha artırmamızı da sineye çekip, "Deli bunlar ne yapsalar yeri" diyerek son güne kadar yılmadı.

Alper Özünver: Alper benim Rüzgarın Kızı okuyucularımdan biri aslında. Onunla şu moto-kuryeler hakkında yazdığım yazılar sayesinde tanıştık. Şimdi ise dergimizdeki Moto-Kurye sayfalarımıza danışmanlık yapıyor. Alper halka fiilen bir kurye firmasında kurye operatörü olarak çalışıyor. Dergiye çağırdığımızda bizim gibi delileri görünce bir süre şaşırdığı her halinden anlaşılıyordu, ama kısa sürede ekibe uyum gösterdi ve bizlerden biri oldu.

2007 kehanetleri

2007 tüm motosiklet firmaları için enteresan bir yıl olacak. 2007 bazı firmalar için bu işin sonu, bazı firmalar içinse büyük fırsatlar sunacak. İster kale alın ister almayın birazdan okuyacaklarınız tamamen benim kehanetlerim. Hımmm... Küremde motosiklet sektörü için öyle aman aman parlak bir yıl görmüyorum. Ancak bir iki firma için hayatlarının dönüm noktası olacağını da görmüyorum desem yalan olur. Peki, isterseniz küremde gördüğüm markalardan başlayayım kehanetlere...

Kawasaki: Tüm dünyada efsane olan bu marka ne yazık ki ülkemizde uzunca bir süre distribütör firma tarafından mundar edildi. Bu yıldan sonra akıllarını başlarına devşirecekler gibi görünüyor. 2007’ye iddialı yeni modellerle girecek olan Kawasaki’nin bu yıl en çok satan motoru Versys modeli olacak.

Kanuni: 2007 Kanuni için çok umutlu yıllardan biri olacak gibi görünüyor. Ay aya ay bak ne görüyorum. Kız vallaha gördüm işte bak. Şurada duruyor. Sektörün tüm çalkantılarından abandone olmadan çıkmayı başaran Kanuni’ye bu yıl hayırlı bir kısmet çıkacak. Huyu huyuna suyu suyuna uygun bu kısmetle Kanuni, ilerleyen aylarda düğün yapacak gibi görünüyor.

Yamaha: Yamaha Türkiye’de bu kadar çok sevilen bir marka olmasına rağmen, test motoru konusunda tüm motorcular 2007’de de şikayet etmeye devam edecek gibi görünüyor. Satış rakamlarında bir miktar iyileşme olacak diyebilirim. 2007’nin en iddialı modeli R1 ile de hepimizin yüreğini yakmaya devam edecek.

BMW: BMW her daim kendi özel kitlesine sahip, ’snop’ bir marka olarak 2007’de de severleri ile güzel ilişkiler içinde olmaya devam edecek. 2007’de BMW’yi gece gezmelerinde, aktivitelerde, eğlenceli organizasyonlarda sık sık göreceğiz diyor kürem.

Mondial: Mondial, 2005 ve 2006 da aldığı pazar liderliğini bu sene de elinde tutmak için epey çaba sarf edecek. 2007’de üretime geçecekleri söylemleri de devam edecek. Motosikletlerindeki işçiliğe ve parça kalitesine daha çok önem vermesi konusunda kararlar alacak olan Mondial’in fiyatları da geçen seneye oranla artacak. Liderliği kimseye kaptırmayacak gibi görünüyor.

Motoran: Aaaaa... Bak Motoran diye bir firma görüyorum küremde. Bu adamlar neredeydi yahu bu güne kadar. Allah Allaaaah! Vallaha çok güzel niyetlerle, çok güzel bir motivasyon ile geliyor bu firma. 2 sene içinde büyük işler yapmaları pek muhtemel. Şimdilik montaj bantları ile başlayan İzmir kökenli firma zamanla üretime dönük bir kimliğe bürünmeyi planlıyor söyleyeyim.

Honda

Honda Türkiye’de sosyal yanı en kuvvetli marka, motosiklet konusunda. Bu yıl satışlarında bir miktar azalmalar olacağını görüyorum ancak bu köklü firmanın adı yıl boyunca yaptıkları pek çok organizasyon ile motosiklet sevdalılarının diline dolacağa benziyor. Özellikle bu yıl yapmayı planladıkları motosiklet yarışları organizasyonu çok ses getirecek diyor kürem.

Ramsey: Ooooo... Zor zamanlar geçirdiği söylenen hatta hakkında ’iflas etti, edecek’ diye dedikodular dolanan Ramsey, 2006’yı pazar liderinin hemen peşinde, ciddi satış rakamları ile kapatmıştı. Bu yıl Ramsey üstündeki ölü toprağını atacak ve silkinip yeni bir atılım içine gireceğe benziyor. Hatta ay dur kız bak şurda ne var? Evet evet, Ramsey bu sene estetik operasyon geçirecek ve yakın bir zamanda yepyeni yüzü ile motosiklet sevdalılarının karşısına çıkacağa benziyor. Ahy kürem nasıl kıpraştı. Vallaha Ramsey bu seneye iddialı gireceğe benziyor. Demedi demeyin.

Suzuki: Suzuki vallaha bu sene yine kendi kabuğunda kendi yarattığı Suzuki pazarı içinde yuvarlanmaya devam edecek. Bu sene sanki Honda ve Yamaha kardeşlerine özenecek ve sanki böyle şu ana kadar Türkiye pazarında olmayan scooterler filan getirecek gibi görünüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!