İstanbul'da aşık olmak istiyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulda aşık olmak istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2013 10:14

En büyük hayali, Hollywood’daki Türk oyuncu olmaktı. Yoksa bu hayalinden vaz mı geçti? Mükemmel İngilizce, oyunculuk eğitimi, fizik, yakışıklılık yetmedi mi? Buraya neden geldi? İstanbul’da hiç aşık oldu mu? “Güneşi Beklerken” dizisinin yıldızı Kerem Bürsin, hakkında bilinmeyenleri Elle dergisine anlatı.

Haberin Devamı

* 2000’de Amerika’ya taşınmışsınız, lise ve üniversiteyi orada okumuşsunuz. Amerika’ya neden gitmiştiniz?

- Babamın işleri yüzünden birçok ülke gezdikten sonra Teksas’a taşındık.

* Oyunculuğa orada mı başladınız?

- Evet, lisede başladım. Son sene bir tiyatro yarışması yapıldı...

* Ve siz kazandınız...


- Öyle oldu. Böylece lisedeki son yılımda oyunculuk nedir, ne değildir, öğrenmeye ve araştırmaya başladım.Ve oyunculuğu sevdim.

* Sevdiniz ve sonra?

- Üniversitede oyunculuk eğitimi almaya karar verdim.

* Aileniz bunu duyunca şaşırdı mı?

- Yok, şaşırmadılar çünkü oyunculukla ciddi ciddi ilgilendiğimi görüyorlardı. Ama gerçekçiydiler. Özellikle babam çok tedirgindi.

* Neden?

- Para kazanamazsam diye. Tamam, “ben bu işi seviyorum, yapacağım” diye tutturuyorsun; ama para kazanmak da önemli.

* Peki anneniz?

- O sessiz destekçiydi. Babam “Emin misin oğlum?” derken, annem en uygun üniversite nerede diye araştırmış; onun sayesinde Boston’daki Emerson College’a gittim.

* Üniversiteye başlayınca ne oldu?

- Benim için çok iyi oldu, çünkü orası sadece oyunculuk değil; pazarlama eğitimi de veriyordu. Sinema sektörünü endüstri olarak ele alıp ilgili her şeyi öğretiyordu. Zaten annem de bana “Bak marketing okuyacaksın ama bu üniversitede oyunculuk da var” dedi. Kendim okul arasam bu kadar iyi bir seçim yapamazdım.

* Oyunculuğa neden Amerika’da devam etmediniz?

- Her yaz tatili anneannemlere yani buradaki ailemin yanına geliyordum. Benim için burada her yıl geçirdiğim o üç aylık tatil dönemleri bambaşkaydı. En ben, en özgür olduğum anlardı. Türkiye’de bulunmak, bu kültürü yaşamak, ailemle vakit geçirmek, yazlıkta olmak, Türk arkadaşlarımla takılmak... Bana çok şey kattı. Ben de zaten Türk’üm, burada iyi hissediyorum.

HOLLYWOOD’DAKİ TÜRK OLMAK

* Los Angeles’ta iyi hissetmiyor muydunuz?


- Los Angeles’ta da çok mutluydum. Ancak diyelim ki “audition”a (oyuncu seçimine) gidiyorum. Amerikalı gibi konuşuyorum; ama “Ben Kerem Bürsin” diyorum, herkes şaşırıyor. Türk olmama da şaşırıyorlar. Yanlış anlaşılmasın, Türk olmam onlara farklı ve cazip de geliyor. Ama ilk soruları “Peki Türkiye’de hangi projelerde rol aldın?” oluyordu. Yok diyorum, ben burada okudum, yaşadım... O anda sihir bozuluyor, yani ilgileri azalıyor. Çünkü Los Angeles’ta o kadar çok oyuncu var ki; hepsi yetenekli, hepsi yakışıklı. Hep farklılık arıyorlar. Yoksa benim de en büyük hayalimdi Hollywood’daki Türk oyuncu olmak.

* Bu hayalden vaz mı geçtiniz?

- Yok, asla. O anki duygularımdan bahsettiğim için geçmiş zaman kullandım...

* Türkiye’ye gelişiniz nasıl oldu? “Güneşi Beklerken” teklifi nasıl geldi?

- Geçen sene kuzenimin düğünü için buradaydım. Herkes “Burada kal, endüstrisi gelişiyor, burada oyunculuk yaparsın” gibi şeyler söylüyordu...

* Düşündünüz mü?

- Düşündüm ama çok da ciddiye almadım. Ve Gaye Sökmen’le tanıştım. Onunla konuşunca kalmaya karar verdim. O beni çok iyi anladı... Türkiye’de kalmam başka açıdan da çok güzel. Her yıl yaz tatillerinde Türkiye’ye geldim ama burada hiç yaşamadım. Bu, çok büyük bir fırsat. Biraz da oradaki ortamdan, sürekli “Güzel bir haber gelecek mi?” düşüncelerinden uzaklaşmak istedim. Türkiye’de kalınca en kötü ne olabilir ki? Kendi kendime “Başarısız olursam Yeni Zelanda’ya kaçarım, oradaki çocuklara oyunculuk dersi veririm” dedim.

NEYSE Kİ İŞİM YAKIŞIKLI OLMAK DEĞİL

* İstanbul’a alıştınız mı?

- İstanbul’a bayılıyorum. Her yönüyle çok güzel. İstanbul’u ziyaret etmek başka, yaşamak bambaşka. Burada kalarak ülkem hakkında çok şey öğrendim.

* Oyuncu için çok yakışıklı olmak avantaj mı?

- Ben çok yakışıklı değilim. Neyse ki, işim yakışıklı olmak değil. İşim oyuncu olmak.

* Kadınları da konuşalım... Nasıl kadınları beğeniyorsunuz?

- Ayakları üzerinde duran kadın, bana çekici geliyor. Çünkü biliyorsun ki o sana muhtaç değil. Özgüven de önemli. Ukalalıkla karıştırılan özgüvenden bahsetmiyorum ama... Kadının esprili olması da güzel. Kadınlar, çok değişik, çok şey yaşayan değerli varlıklar. Böyle bir dünyada kadın olarak başarılı ve güçlü olmak kolay değil.

KIRILAN KALBİMİ MÜZİK TEDAVİ ETTİ

* Flört etmeyi sever misiniz?

- Bir kadını rahatsız etmek istemem, yani rahatsız etmekten çekinirim. Tabii ki flört yani böyle şeyler o anki akışa bağlı. Centilmenim demek istemiyorum; ama ilişkilerde uyulması gereken bazı kodlar var. Günümüzde maalesef bazı şeyler pek kalmamış. O manada biraz klasik bir insanım.

* Hiç kalbiniz kırıldı mı?

- Tabii ki. Lisedeyken kalbim çok fena kırılmıştı. Beni müzik tedavi etti.

Haberin Devamı


AŞK KARİYERİMİ OLUMSUZ ETKİLEMEZ

Haberin Devamı

* Çok aşık olup da evlenmeyi isteseniz, kendinizi “önce kariyerim” diye frenler misiniz?

- Oyunculuk benim için çok önemli. Aşık olacağım insan bunu anlar ki, eminim ona bunun için aşık olacağım. Aşkın, kariyerimi
olumsuz etkileyeceğine inanmıyorum.

İSTANBUL BE TEKSAS KIYASLANAMAZ

* Türkiye’de hiç aşık oldunuz mu?

- Hayır, hiç aşık olmadım.

* Olmak ister miydiniz?


- İstanbul’da aşık olmayı çok isterim. Burası o kadar romantik bir şehir ki... Teksas’ta aşık oldum; ama orada sadece belirli şeyler yapabiliyorsun, gittiğin yerler de belli. Burada aşık olmak çok daha güzeldir. Bir sevgiliyle gidecek o kadar çok yer var ki, say say bitmez. İstanbul’a ilk taşındığımda en sevdiğim şey, sabah dörtte sokağa çıkıp yürümekti. O sessizlik, sokakların enerjisi, her yerde tarihi görüyor ve hissediyorsun. Bir kızın elini tutup da bu sokaklarda yürümek ne keyifli olur. Bir de Teksas’a bak... Kıyaslanamaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!