Güncelleme Tarihi:
Çamlıca Parkı
(...)
Burası ‘‘Çamlıca Bahçesi’’ adıyla İstanbul'da en önce düzenlenen ve halkın istifadesine açılan parktır. Birkaç zamandan beri halkın buraya rağbeti azaldığı için birçok günler kapıları kapalı durur.
Yazın ve özellikle ilkbaharla sonbaharda bu hahçeyi açtırıp da aşağıki kapıdan içerisine girer ve birkaç adım ilerledikten sonra etrafınıza alıcı gözüyle şöyle biraz dikkatlice bakarsanız, büyük, mamur ve gerçekten gönül açıcı bir bahçe olduğunu derhal anlarsınız.
Bahçenin sadece meydana getirildiği tarihte güzel görünmesi fikriyle değil, yıllar gelip geçtikçe ilerde de ağaçların, ormanların büyüyerek alacakları şekle göre, güzelliğini daha da arttırarak muhafaza etmesi düşüncesiyle, usta eller tarafından, büyük bir titizlikle düzenlendiği ilk bakışta hemen belli olur. Bu kadar güzel bir bahçeyi meydana getirmek için gayret sarf eden zevk sahibi insanları takdir etmekten kendinizi alamazsınız.
Dışarının meraklı bakışlarını kesmek için de kenarlara gayet kısa ve muntazam aralıklarla dikilip gereği gibi geliştirilmiş ve dal budak salıvermiş salkım, aylandoz, atkestanesi gibi koyu gölgeli ağaçlarla orta kısımlarda yer yer dikili çınar, kavak, manolya, salkım söğüt ve benzeri türlü türlü, renk renk ağaçların ve bazı yerlerde insan bakışlarının değil, güneş ışınlarının bile nüfuz edemeyeceği kadar sıklaşmış ormancıkların etrafında dolaşır ve bunların hepsini birbirinden daha güzel, daha gönül çekici bulursunuz (...)
‘‘Çamlıca Parkı’’ o zamanlar şimdiki gibi tenha, sessiz ve hüzünlü değil, bilakis çok şenlikli, çok neşeli, kalabalık bir eğlence yeriydi.
Çok emek sarf edilerek meydana getirilen bu parkın nihayet 1870 ilkbaharında halkın istifadesine açılacağı söylentisi ortalıkta dolaşmaya başladı. Bu ilgi çekici havadis, eğlence düşkünü birtakım İstanbul gençleriyle bu gibi eğlencelere, yaratılışları gereği erkeklerden kat kat düşkün olan hanımları harekete getirdi. Adeta birbirleriyle yarışırcasına elbise ve süsle ilgili hazırlıklara başladılar.
Parkın açılma günü yaklaştıkça bu hazırlıklar da gittikçe hızlanıyordu. Birçok aile, her günün her saatinde, hatta mehtaplı gecelerde bu eğlence yerinden daha fazla faydalanabilmek için, Çamlıca, Bulgurlu, Kısıklı, Topanelioğlu ve Bağlarbaşı taraflarında köşkler, evler kiralayarak daha şimdiden buralara taşınmaya başladılar (...)
Bir Hayal İstanbul/Milliyet Yayınları