Güncelleme Tarihi:
Tiyatro Sıfır Nokta İki
BU NASIL FUTBOL
Limonata, Bazı Sesler, Kainatın En Hızlı Saati, Korku Tüneli gibi oyunlarıyla özellikle son iki senedir adından fazlasıyla söz ettiren genç ekip Tiyatro Sıfır Nokta İki, bu sezona da hızlı bir giriş yaptı. Diğer tiyatroların ekimde başlamasının aksine geçen ay sahnelenmeye başlayan oyunlarının adı, futboldan anımsayacağınız bir terim olan “Aut”. Alper Kul ve Özgür Özgülgün’ün yazdığı eser, gündemdeki şike olaylarına gönderme yapıyor. Ferit Kaya, Erhan Kolçak Köstendil, Taner Ölmez, İhsan Ceylan, Sinan Arslan, Barış Gönenen, Volkan Çolpan, Eren Dinler, İncinur Daşdemir’in sahnelediği eseri, 1-7-8-21-22 Ekim saat 21.00’de izleyebilirsiniz. Tel: 0 212 292 32 47.
Mask-Kara
TÜRK-RUM KARDEŞLİĞİ
Mask-Kara Tiyatrosu sezona “Sandalım Kıyıya Bağlı”yla başladı. Dinçer Sümer’in kaleme alıp Nazif Uslu’nun yönettiği eserde halkların huzur ve barış içinde yaşayabileceği, danslar ve şarkılar eşliğinde anlatılıyor. Ön planda yer alansa Türk ve Rum halkları arasındaki kardeşliğin destansı bir öyküsü. 30 kişinin sahnelediği eseri her cumartesi Su Gösteri Sanatları sahnesinde izleyebilirsiniz. Tel 0212 621 81 87.
Tiyatro Gerçek
CEMAL SÜREYA DİLE GELDİ
Hakan Gerçek’in kurduğu Tiyatro Gerçek, Van Gogh ve Annem Yokken Çok Güleriz’den sonra bu sezon yeni bir projeye imza atacak. Üstü Kalsın adlı tek perdelik proje, Cemal Süreya’nın şiirlerinden ve bazı düzyazı metinlerinden oluşan, müziğin şiirlere eşlik ettiği tek perdelik bir gösteri. Simgeler ve çağrışımlarla düzenlenmiş sahne atmosferinde Hakan Gerçek ve Tilbe Salim şairin büyüleyici şiirlerine hayat verecek. Atilla Birkiye’nin yönettiği eseri 21-28 Ekim, 11-18-25 Kasım’da Maya Sahnesi’nde, 16 Kasım’da CKM’de izleyebilirsiniz.
Tel: 0212 252 89 91.
Oyun Atölyesi
HALUK BİLGİNER BU KEZ
DON JUAN OLUYOR
Oyun Atölyesi’nde bu yıl başrolde yine Haluk Bilginer var. Usta oyuncu karşımıza bu kez Don Juan olarak çıkıyor. Yüzyıllardır pek çok edebiyatçıya malzeme olmuş, mecazen zampara anlamında kullanılan Don Juan’ı bu kez Eric-Emmanuel Schmidt’in kaleminden göreceğiz. “Don Juan’ın Gecesi” adlı eserde Don Juan miti etrafında, cinselliğin doğası ve insanın varoluşu tartışılacak. Kemal Aydoğan’ın yönettiği oyunda Haluk Bilginer’e Sema Çeyrakbaşı, Güneş Berberoğlu, Funda İlhan, Ayşegül Ünsal gibi isimler eşlik edecek. 6-7-8-9-13-14-15-16-20 Ekim’de izlenebilir. Tel: 0216 345 39 39.
Altıdan Sonra Tiyatro
BU SEZON UYUMAK YOK
Altıdan Sonra Tiyatro, bu sezon “Karabahtlı Kardeşlerin Bitmeyen Şen Gösterisi”, “Fail-i Müşterek”, “444” ve “O.B.E.B. (Ortak Bölenlerin En Büyüğü)” oyunlarını sahnelemeye devam edecek. Ama bu durum, yenilik yapmadıklarını düşünmenize sebep olmasın sakın. Çünkü çok farklı bir proje başlatıyorlar: “Gece Hikâyeleri”. Haftanın bazı günleri Kumbaracı50’de sahnelenecek suare oyunlarından sonra başlayacak gece hikayeleri. Yani tıpkı adı gibi gecenin bir yarısında... İlki ödüllü yazar Yiğit Sertdemir’e ait olan “Dertsiz Oyun” olacak.
Gece Hikâyeleri dışında Altıdan Sonra Tiyatro’nun işbirliği içinde olduğu bir de radyo oyunları projesi var. İsveç’ten Riksteatern’in yürütücülüğünü yaptığı ve SIDA’nın desteklediği “İran’dan Sesler” radyo oyunları projesi 8 gerçek hikâyeden oluşuyor. “İnsan haltları ve insan hakları” temasıyla sunulacak, hak ihlalleri üzerine kaleme alınmış bu gerçek oyunlar; İsveç, İngiltere, Almanya ve Türkiye’de radyo tiyatrosu ve sahne okuması olarak sunulacak. Oyunlar ekim ve kasım ayında Açık Radyo’da haftada bir yayınlanacak ve ardından yapılacak olan sahne okumaları ise 24 ekim, 1-8-15 kasım salı günleri Kumbaracı50’de olacak.
Tel: 0212 243 50 51.
Tiyatro Pera
BEYOĞLU’NDA NELER OLUYOR
Tiyatro Pera, bu sezon 10. yılını kutluyor. Geçen sezonlardan Vanya Dayı, Dobrinja’da Düğün, Rahat Yaşamaya Övgü gibi eserler sahnelenmeye devam edecek. Ama 28 Ekim’de sahnelemeye başlayacakları yeni bir eser var: “Kazaen (Beyoğlu’nda Çarpışmalar)”. Eser, günümüz Beyoğlu’nun çeşitli mekânlarında kazaen karşılaşan insanların, birbirlerinin yaşamlarını etkilemeleri ve yeni başlangıçlara evrilmelerini konu almış. Ayrıca yine kazaen çarpışan birtakım insanların umutları, özlemleri, mutsuzlukları, öfkeleri, yarınsızlıkları, Beyoğlu mekanlarında dile gelişini gözler önüne seriyor. Tüm bunların yanı sıra Beyoğlu’nun bilinen ışıltılı ve eğlenceli görüntüsünün ardındaki yozlaşmış, çürümüş, sahte dünyanın hüzünlü gerçekliği de göteriliyor. Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği oyunu Nesrin Kazankaya, Mehmet Aslan, Zeynep Özden, Linda Çandır, İlker Yiğen, Bahar Karoğlu sahneleyecek. Tel: 0212 245 44 60.
Tiyatro BeReZe
DEKOR VE KOSTÜM YOK
Tiyatro BeReZe sezonu 4 oyunla açıyor; Hikâyeden Memurlar, Olsa Olmalı Olabilir, Kayıp Eşya Bürosu, Çok Soğuk. 22 Ekim’de Kumbaracı50’de prömiyer yapacak olan tek perdelik yeni oyun Hikâyeden Memurlar’ı Erkan Uyanıksoy & Elif Temuçin yönetti. Gogol’ün Burun ve Palto isimli öykülerinden ve Müfettiş adlı oyunundan hareketle, iki anlatıcı/oyuncu üç öyküyü canlandırıyor. Hem de dekorsuz-kostümsüz, sayısız karaktere bürünerek, bedenlerinin tüm olanaklarını kullanarak yapıyorlar bunu. İlginç bir deneyim için iyi bir oyun. Tel: 0212 243 50 51.
Serbest Bölge
OYUNU KİM BOZACAK
Geçen sezon, kanlı afişiyle dikkatleri çeken Çatı oyunundan sonra Serbest Bölge ekibi bu kez “Yok oğlum, biz evdeyiz” diyor. 70 dakikalık oyunu “Birileri yaşıyor, diğerleri tanık oluyor” diye özetliyorlar. Görkem Şarkan’ın yazdığı Deniz Celiloğlu, Mustafa Barış Koçkar, Esme Madra, Ersin Olgaç, Görkem Şarkan’ın sahnelediği eserde çocukluk arkadaşı 4 erkek ve 1 kadın kendi mahallelerinde başkalarınca tasarlanmış kendi hayatlarını yaşıyorlardır. Her şey öngörüldüğü gibidir; seks yapılan kadınlar, evlenilen kadınlar, kutsal kadınlar, basit kadınlar, delikanlı olmak, eşcinsel olmamak, kanka olmak, bir şekilde zengin olmak, ağabey olmak, büyüklere saygı duymak, küçükleri sevmek, namusunu korumak gibi etik kurallar vardır. Ancak tüm bunları bir gün birisi kural dışı davranıp, oyunu bozar... 18-27 Ekim ve 3-17 Kasım saat 21.00’de İkincikat’ta.
Tel: 0212 292 32 47.
İBB Şehir Tiyatroları
KAPILAR 5 EKİM’DE TÜM ŞEHİRDE AÇILIYOR
Kargaşa Abdul Monem Amayri’nın yazıp yönettiği Kargaşa, kırılmalar, kayıplar, rüyalar, çocukluğa duyulan özlem başlıklarıyla özetlenebilir. Dünyanın herhangi bir yerinde olabilecek bir boşluğun ortasında ve eski bir evde yıllardır uyuyan hikâyenin gizlediği altı kadının dramı gözler önüne seriliyor.
Sevgili Doktor Neil Simon’ın Anton Çehov’dan uyarladığı oyunu Taner Barlas yönetiyor. Birbirinden bağımsız sekiz kısa öyküden oluşan iki perdelik eserde; çeşitli sınıflardan kişilerin varoluşları, ilişkileri, çelişkileri ve hayatta kalma çabaları trajikomik durumlarla anlatılıyor.
Otobüs Stanislav Stratiev’in yazıp Arif Akkaya’nın yönettiği Otobüs, çağdaş Bulgar yazınının önemli ismi Stratiev’in toplumsal taşlaması. Ülkedeki değişimi farklı oyun kişilerinin üzerinden anlatıyor. Toplumsal yapının ve rejimin eleştirildiği oyunda, son durağı bilinmeyen bir otobüs yolculuğu, yolcuların kendi dünyaları ve yaşama bakışları açısından değerlendirilişi, kendi aralarında tartışmaları ele alınıyor.
Rosenbergler Ölmemeli Alain Decaux’un yazıp Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunda yargının siyasallaştığı bir ülkede adaletin nasıl sağlanacağı sorgulanıyor. Rosenbergler Ölmemeli, 1950’ler Amerika’sında, birbirine âşık iki kişinin inançlarını savunma serüvenini, evrensel hukuk prensiplerinin içerisinden tartışmaya açıyor. Fransız tarihçi Alain Decaux, bu büyük yargılama efsanesine belgelerle, tanıklıklarla bakıyor.
İstanbul Devlet Tiyatrosu
6 YENİ OYUN SAHNEDE
At Bugün Üsküdar Tekel Sahnesi’nde prömiyer yapacak oyunu Gyula Hay yazdı, Hakan Boyav yönetti. İktidarın keyfiliği olgusuna son derece keyifli bir eleştiri getiren eserde Caligula, çok sevdiği atını Roma senatosuna konsül olarak atar. Halk Caligula’nın kararını sorgulamaya cesaret edemediği gibi, bir de at modası ortalığı kasıp kavurur. Bu oyun, Caligula’nın halkın iyiliğini hiçe sayarak sadece kendi erkine güvenerek keyfi olarak atadığı at konsül üzerinden, meclisinde katilinden, hırsızına, suçlusundan arsızına dek milletvekilleri, senatörler ve konsüller bulunduran bütün zamanların iktidarları için yazılmış bir komedi.
1-23 Ekim tarihleri arasında Üsküdar Tekel Sahnesi, 28-30 Ekim’de Beykoz Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi’nde.
Kırmızı II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın sanattaki öncü rolünü ABD’ye kaptırmasıyla birlikte, Amerika’da ürün veren sanatçılar ve yaptıkları eserler 20. yüzyılın ikinci yarısına tam anlamıyla damga vurmuştur. Bu öyle bir dönemdir ki, Picasso bile demode sayılmakta, soyut dışavurumculuk ve diğer öncü akımlarla sanat tarihi ve felsefesi baştan aşağı sorgulanmaktadır. Eser, bu dönemin en önemli sanatçılarından Rothko’nun atölyesinde asistanıyla geçen inişli çıkışlı iki yılının konu alıyor.
4-23 Ekim tarihleri arasında Beyoğlu Küçük Sahne’de.
Sidikli Kasabası Müzikali Pek çok ödül sahibi ünlü Broadway müzikali devlet tiyatroları sahnelerinde! Dünyanın ısınıp suların azalmasıyla birlikte, tuvalete girmenin sınırlayarak özel bir şirketin denetimine verildiği bir yerde geçer olayımız. Tuvalet parasını ödeyemeyenlerin gizemli Sidikli Kasabası’na gönderildiği, bir gidenin bir daha geri gelmediği, kimsenin birbirinin gözünün yaşına bakmadığı, tüm genel tuvaletlerin özelleştirildiği bu yere düşen bir aşk ateşi aynı zamanda süre giden sisteme karşı çıkışın da kıvılcımı olur. Greg Koris’in yazdığı eseri devlet tiyatroları kalabalık bir ekiple sahneliyor.
13-14-15-16-20-21-27-28-29-30 Ekim’de Küçükçekmece Cennet Kültür Merkezi’nde.
Aşkın Sıradanlığı Nazi Almanyası öncesi başlayan ve bir üniversitede öğrenci olan Yahudi asıllı Hanna Arendt ile felsefe profesörü Martin Heidegger arasında geçen gerçek aşkın öyküsü. Ancak bu ilişki tüm özgün fikirleri ve yaratımlarına rağmen Hanna Arendt’in hocası ve aşığı Heidegger’in gölgesinde değerlendirilmesine neden olur ve tüm hayatını etkisi altına alan bir lanete dönüşür.
11-22 Ekim’de Şişli Cevahir 2 Sahnesi’nde.
Anita’nın Aşkı ya da Antigone New York’ta New York’un ünlü Central Parkı’nda dünyanın birçok yerinden Amerika’ya göç etmiş insanların bazıları hayatlarını sürdürmeye çalışırlar. Evsizlerin, sokaklarda yaşamanın kuralları, normal evi olan insanlarınkinden çok farklıdır. Ama sokaktakiler arasında da aynı önyargılar paylaşılmaya devam eder. Bu ortamda dostluk, aşk, sadakat ve arkadaşlık başka tanımlara girer ve sınanır. İşte kaybolan bir cesedin peşinden bir maceraya atılan evsizlerin öyküsü, hem toplumsal düzeni, hem de “normal ve doğru” olanı tekrar sorguladığımız bir kara komediye dönüşür.
26-30 Ekim’de Üsküdar Stüdyo Sahnesi’nde.
Yanık Erkek egemen değerlerin hakim olduğu, savaşların yaşam biçimine dönüştüğü, işgal edilmiş topraklardan koparılmış mültecilerin kamplarda yaşamak zorunda kaldığı bir coğrafyada, çocuğundan koparılmış bir kadının diğer iki çocuğunun babaları ve ağabeylerini bulmaları için planladığı yolculuğu anlatıyor Yanık. Çocuklar geçmişlerindeki korkunç sırrı keşfederken, annelerinin ve genel olarak Ortadoğu coğrafyasının kan, acı, yoksulluk, cehalet ve öfkeyle yoğrulmuş hayatlarıyla yüzleşiyorlar.
20-30 Ekim’de Şişli Cevahir 1 Sahnesi’nde.