İstanbul moda laboratuvarı başlıyor

Güncelleme Tarihi:

İstanbul moda laboratuvarı başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2008 00:00

İstanbul’u moda başkenti yapmak, Milano, Paris ve Londra ile yarıştırmak gibi boyundan büyük amaçları yok. Bu bir moda laboratuvarı. Sessiz ama derin bir organizasyon.

Adı küçük, anlamı büyük. Moda Tasarımcıları Derneği’nce düzenlenen etkinlikte sekiz tasarımcı birer defile yapacak. Defilenin eğlence değil, iş olduğunu kanıtlayacak. Tophane-i Amire’de kurulan Designer’s Showrooms alanında tasarımcılar dünyanın dört bir yanından gelen alıcılar, gazeteciler ve izleyicilerle buluşacak. 13-15 Mart tarihlerindeki İstanbul Fashion Lab için Ümit Ünal, Hatice Gökçe, İdil Tarzi, Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Özlem Süer ve Ezra-Tuba Çetin egolarını bir kenara bıraktı ve birlikte çalıştı.

Sibel ARNA

En basit benzetmeyle Türk moda tasarımcıları ile İstanbul Tekstil Konfeksiyon ve İhracatçı Birlikleri (İTKİB) arasında bir baba, çocuk ilişkisi vardı. İTKİB devletti, parayı verendi, yolu gösterendi, babaydı. 1992’den bu yana düzenlediği genç moda tasarımcıları yarışmasıyla her yıl sektöre yeni bir tasarımcı kazandırdı. İlk yarışmanın birincisi Bahar Korçan oldu. Arkasından Arzu Kaprol, Özlem Süer ve Hakan Yıldırım gibi isimler geldi. Genç tasarımcılar İTKİB sayesinde defile yapmayı öğrendi. Türkiye yetmedi yurtdışında da koleksiyonlarını sergiledi. İyi, güzel, hoştu da devlete bu kadar göbekten bağlanmak, tasarımcılık, yaratıcılık, özgürlükle çelişiyordu. Devlet eliyle moda yapıldığı zaman Türk tasarımı gelişmiyor, gelişemiyordu.

Türkiye’de moda endüstrileşemediği için çözümü yaratmak yine tasarımcılara düştü. 12 Nisan 2006’da Bahar Korçan, İdil Tarzi, Hatice Gökçe, Ümit Ünal, Özlem Süer, Hakan Yıldırım ve Arzu Kaprol önderliğinde Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) kuruldu. Dernek bir dizi arama toplantısı düzenleyip kendisine bir yol haritası belirledi. Temel amaç moda tasarımının mesleki tanımını yapmak, standartlarını oluşturmak, etik değerlerini belirlemekti. Bunun yanı sıra Türk moda tarihinin arşivi oluşturulacak, moda sektörünün gelişmesi için ne gerekiyorsa yapılacaktı. Ses getiren ilk etkinlik 2007 Mayıs’ında düzenlenen Galata Moda Festivali oldu. Tasarımcılar halkla buluştu. Uçuk kaçık, deli dolu olmadıklarını, giyilebilir şeyler yaptıkları ve alınabilir fiyatlarla sattıklarını herkese kanıtladılar. Galata Meydanı dolup taştı. Aralık ayında da ikincisi düzenlendi.

Ve şimdi 13-15 Mart tarihlerinde Moda Tasarımcıları Derneği asıl hamlesini yapıyor. İstanbul Fashion Lab adını verdikleri organizasyonla birlikte düzenli defilelere başlıyor. Her yıl iki kez tekrarlanacak İstanbul Fashion Lab, Türk tasarımına dikkat çekecek. Artık Türk tasarımcılar da, dünyadaki meslektaşları gibi, her sezon koleksiyon hazırlayacak ve defile yapacak.

DEFİLELERLE ÜÇ GÜN

13 MART

14.30 Ümit Ünal:
Koleksiyonun ismi Moira. Kader Tanrıçası anlamına geliyor. Yunan mitolojisinden esinlenerek hazırladı. Siyah - beyaz ağırlıklı.

17.30 Hatice Gökçe: Koleksiyonun ismi Diyojen. Sinoplu filozofun hayatı boyunca peşinden koştuğu sade hayat fikrinden yola çıkmış. En çok da Atina sokaklarında gündüz vakti elinde fenerle dolaşıp, dürüst birini arıyorum, demesinden ilham almış. Provokatör bir koleksiyon hazırlanmış. Siyah tonları ağırlıkta. Yer yer yeşiller ve morlar da var. Gökçe, organizasyonun Türkiye’de modanın endüstrileşmesi sürecinde çok önemli olduğunu söylüyor.

20.30 İdil Tarzi: Koleksiyonun ismi Çile. Bu isim koleksiyonun hazırlanmasıyla ilgili değil, anlatmaya çalıştığı Türk kadınının çilesi. "Anadolu’daki kadınların hayatlarına dikkat çekmeye çalıştım" diyor.

14 MART

17.30 Bahar Korçan:
Koleksiyonunun ismi Her Şey İşte Tam Bu Andı. Bambu elyaflı organik kumaşlar kullandı. Ayakkabıları Sertaç Delibaş yapmış. Korçan’a göre, projenin en önemli misyonu genç kuşak tasarımcılara yol göstermek, zemin hazırlamak.

20.30 Arzu Kaprol: Koleksiyonun ismi: Çeyiz. Henüz varolmayan bir geleceğe bir çeyiz hazırlamış. Bu koleksiyon Londra ve Milano’da gösterildi. Koleksiyonun en baskın öğesi tavus kuşları. Lazer kesimler, ipekler, şifonlar ve yünler dikkat çekecek. Kaprol, bütün tasarımcıların uzun yıllardır çok ciddi bir istihdam yarattığını ve vergi ödediğini söylüyor. Bu anlamda dünyadaki rakipleriyle karşılaşacak güçte olduklarına emin.

15 MART

14.30 Ezra-Tuba Çetin:
Koleksiyonların adı Altın Şehir İstanbul. Koleksiyon deri, triko ve gabardin kumaş ağırlıklı. Defile sırasında bir de dans gösterisi olacak. Koleksiyondaki elbiselerin iç astarlarındaki resimler Ezra Çetin’in resim sergisindeki eserlerden. Çetin Kardeşler bu etkinliğin moda ile sanatı birleştireceğini, İstanbul’un kültürel ve tarihsel birikimini dünyaya tanıtacağını düşünüyor. Bu yüzden koleksiyonlarını yalnızca defile ile değil bir de kısa filmle anlatacaklar.

20.30 Özlem Süer: Alt markası OEZ SUE’nin defilesini yapacak. Koleksiyon yaşamın içindeki günlük halimizi özel zamanlara taşıyacak bir aralığa ait. Süer, Türk moda sektörünün çıtasını yükseltmek için bir araya geldik, rekabet duygusundan kurtulduk, diyor. "Çok çekirdek bir grupla başladık ama ileride çok büyüyecek. Tüm kente hatta ülkeye yayılacak."

Londra, Paris, Milano, New York moda haftalarındaki gibi bu özel defileleri bilet alıp izleyebilirsiniz. Biletler Biletix’te.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!