Güncelleme Tarihi:
Christie’s gibi pek çok müzayede evi ve galeride çalıştınız. Kendi galerinizi açmaya nasıl karar verdiniz?
- Evet, okulu bitirir bitirmez Christie’S New York, Londra ve Paris ofislerinde çalıştım. 2002’de galerilerde işlerin nasıl yürüdüğünü görmek için Metro Pictures Gallery’ye geçtim. 2003’te efsanevi sanat simsarı Tony Shafrazi’yle çalıştım. Hazır olduğumu hissettiğimde kendi işimi kurmaya karar verdim. Chealsea’de küçük, 14. katta yer alan ‘26th Street’i açtım.
Türkiye’ye ne zaman geldiniz??
- 2005 yılında ‘26th Stree’teki ilk sergimi açmaya hazırlanırken arkadaşım Ayda Elgiz, yardı etmek istedi. Henüz 29 yaşındaydım ve ilk kez kendi başıma bir sergi açacaktım. Yanımda hiçbir çalışan da yoktu. Ayda çok yardımcı oldu. Ardından İstanbul’a ilk ziyaretimde şehre aşık oldum. Bir de Elgiz Ailesi’nin koleksiyonunu görünce Türk sanatına hayranlık duydum. Ama asıl Türk sanatını keşfedişim 2010’da Contemporary Istanbul’a katıldığımda oldu.
Galerinizi buraya taşımaya nasıl karar verdiniz?
- İstanbul’un genç sanatçıları ve sayısı artan koleksiyonerleriyle yerinde duramayan, harika bir sanat piyasası olduğunu gördüm. Ayrıca genç biri olarak şehirdeki sanatsal etkinlikler de beni çok etkiledi. İşte bu yüksek enerji beni motive etti. Tabii 2010 ve 2011 Contemporary Istanbul’da standımdaki tüm eserlerin satılması da bunda çok etkili oldu. Gelecek, buradaydı...
İstanbul’da açtığınız Krampf Galeri hakkındaki hayalleriniz neler?
- İstanbul’da diğerlerini takip etmek yerine, yeni bir sanat pazarı oluşturmak istiyorum. Genç sanatçılara ilham vermekse en büyük isteklerimden biri. Daha şimdiden pek çok sanatçı burada sergi açmak istediğini söyledi.
Galerinin burada olmasının size ne yararı olacağını düşünüyorsunuz?
- Daha fazla uluslararası galerinin yaptıklarımı izleyebileceğini düşünüyorum. Çünkü İstanbul’un yakın zamanda daha fazla yabancı sanatsever tarafından takip edileceği çok açık.
New York’taki galerinizde daha çok Çin ve Koreli sanatçılara yer vermişsiniz. Ama İstanbul’daki ilk serginizde Çek sanatçıları görüyoruz. Neden?
- Dünyanın pek çok yerinden çağdaş sanatçıyla çalışıyorum. Örneğin Contemporary Istanbul standında İngiliz Marc Quinn, Amerikalı Rona Pondick, Fransız Yassine Meknache var. New York’ta Asyalı sanatçılarla çalışmak benim için niş bir durumdu ve üzerine yoğunlaştım. Ama İstanbul’da dünyanın pek çok yerinden sanatçıyla çalışma imkanım daha yüksek.
KİMDİR
- Regis Krampf, Paris’te dünyaya geldi. Babası Fransız empresyonistleri üzerine uzmanlaşmış bir sanat simsarı. Sanata olan aşkı da evin içindeki Rodin ya da Renoir gibi sanatçılarla büyümüş olmasından.
- Üniversite eğitimini ABD’deki Massachussetts Dartmouth Üniversitesi’nde sanat tarihi üzerine aldı.
- Christie’s müzayede evinin New York, Paris ve Londra ofislerinde çalıştı.
- Ardından New York’un önde gelen galerilerinden Metro Pictures’da ve ünlü sanat simsarı Tony Shafrazi’nin yanında tecrübesini arttırdı.
Bozulmuş güzellik onlardan sorulur
Krampf Galeri’nin açılış sergisinde Çek sanatçılar Richard Stipl ile Josef Zlamal var. Figüratif heykelleri Türkiye ve dünya çapında koleksiyonlarda yer alan Richard Stipl, eleştirmenler tarafından heykelde karanlık ruhu yansıtan sanatçı olarak nitelendiriliyor. İnsanlığın kötü yüzünü, ölümü, şiddeti ve psikolojik çıkmazları ifade eden sanatçı, model olarak kendisini alıyor. Eserlerinin yüzeyinde tropik böceklerden elde edilen bir macun kullanan Stipl, heykellerine bu malzemeyle gerçeklik dokusu kazandırıyor.
Sergideki diğer sanatçı Josef Zlamal, çizimleriyle yalnızlık, ölüm korkusu ve acıy anlatıyor. Birbirlerini 20 yıldır tanıyan sanatçılar, eserlerindeki ‘bozulmuş güzellik’ unsurunu insanları şoke etmek için değil, insanlığın uğursuz yanına bir iç bakış olarak sunmak istiyorlar.