Güncelleme Tarihi:
* Yeni sezonda “Kayıp” dizisiyle karşımıza çıktınız. Bize biraz canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?
- Murat’ı canlandırıyorum. Ailenin büyüğü. Üst düzey yönetici. Şirketin yönetimi ona ait. Murat’ın genç kadınlara zaafı var. Genç bir kadınla evli zaten. Eşini seviyor ama işinden dolayı onu zaman zaman yalnız bıraktığı oluyor. Kaçırılan çocuk Kerem de Murat’ın yeğeni.
* Murat, kötü bir adam mı?
- Kötü bir adam mı, yoksa hayata farklı bakan, değişik alışkanlıkları olan, bunlardan dolayı çevresindeki insanları hor gören bir adam mı, göreceğiz. Benim şimdiye kadar oynadığım tüm karakterler kötüydü. İnsanları birbirine düşüren, fitne peşinde olan tiplerdi. Ama bu adamın enteresan bir tarafı var. Çok zeki, fevri değil, karısını seviyor, bir de çocuk sahibi olmak istiyor ama olamıyor.
* Dışarıdan bakıldığında hayatı mükemmel görünen insanların aslında karmakarışık yaşamlar sürüyor olabileceği gerçeğini de göz önüne seriyor aslında bu dizi...
*- Kesinlikle... Buzdağının üstü çok yüksek ama altında da incelenmesi gereken bir dünya var. Seyirci bunu keşfederse, bence çok zevk alacak.
* “Kayıp”ın senaryosunda sizi en çok etkileyen ne oldu?
- Matematiği çok iyi senaryonun. İlk dört bölümü soluksuz okudum, “Vay be!” dedim. Yönetmenimiz Zeynep’le (Günay Tan) ilk konuştuğumuzda olaylar gözümde canlanmamıştı. Ama senaryoyu okuyunca ne demek istediğini anladım, heyecanlandım.
* Yönetmen demişken, nasıl buluyorsunuz Zeynep Günay Tan’ı?
- Benim ustam, Osman Sınav’dır. Bunu hep söylerim. Ama Zeynep’ten de öğreneceğim çok şey var. Zeynep, sizi kişiliğinizden yola çıkarak dizideki karakterinizle buluşturuyor.
KEŞKE LONDRA’DA KALSAYDIM
* Bir yandan da tiyatro yapıyorsunuz. Bu sezon hangi oyunla sahnede olacaksınız?
- Çehov’un “Üç Kız Kardeş” adlı oyununda “Verşinin” karakterini oynuyorum. 8 Kasım’da prömiyer yapacağız.
* Modern dans eğitimi almışsınız, eğitmenlik de yapıyormuşsunuz. Hâlâ devam ediyor musunuz?
- Evet, 1996’dan bu yana özel bir okulda lise talebelerine modern dans eğitimi vermeye devam ediyorum.
* Gençlerle nasıl aranız?
- Onlarla olmak, benim için meditasyon gibi. Çocukları çok seven bir insanım. Hele ki lise grubuyla çok iyi anlaşıyorum. Onların dünyasına girip iletişim kurmak, benim için bir ferahlama oluyor. Dışarıdaki dünya farklı akıyor çünkü.
* Sahnede dans ediyor musunuz?
- Ben bu saatten sonra sahnede dans edemem. Ama eğitimimi tamamladıktan sonra Londra’da kalsaydım, o zaman çok farklı olurdu. Keşke kalsaydım...
* Bu konuda üzgün müsünüz?
- O zamanlar çok gençtim. 18 yaşındaydım. İdeallerim vardı. O yüzden Türkiye’ye geldim.
* Gerçekleştirebildiniz mi o idealleri?
- Üçte biri ancak olabildi.
İSTANBUL’DAN KURTULUP ASOS’A YERLEŞECEĞİM
* Peki oyuncu olarak bulunduğunuz noktadan memnun musunuz?
- Yaptığım mesleğin içeriğinden, gidişatından, Türkiye’deki oyunculuğa bakış açısından memnun değilim. Devletin oyuncusuna ve sanata bakış açısından da bahsediyorum bunu söylerken. Özellikle üç-dört senedir Türkiye’de sanat olmaması gereken bir yerde. AKM’nin durumu ortada. Oyuncuların durumu ortada. Devlet, oyunculuğa saygı duymuyor. Meslek sahibi değiliz aslında. Şoförler Odası var mesela ama Oyuncular Odası yok. Ben artık hayatımı düzgün yaşayacak kadar para biriktirip İstanbul’dan kurtulmak, gitmek istiyorum.
* Nereye gideceksiniz?
- Asos’ta taş evim var. Orada yaşamayı düşünüyorum. 60-70 yaşıma geldiğimde burada “Buram ağrıyor” diyerek yaşamak istemiyorum. 10 senedir o evde temelli yaşamayı istiyorum. Ama zamanı var, bekliyorum.
* İş dışında nasıl bir hayatınız var?
- İki çocuğum var. Kızım 18 yaşında, oğlum da 8. Bütün zamanım çocuklarımla geçiyor. Bol bol yürüyüş yaparım. Yazın da çok yüzerim.
BENİ KASATURAYLA KESECEKLERDİ
* Hep kötü adamları canlandırdığınızı söylediniz. Sokakta sert tepkiler aldığınız oluyor mu?
- Olmaz mı! 23-24 tane dizim var, genelde ipe sapa gelmez, kötü adamları canlandırdım. Bir gün sokakta beni neredeyse kesiyorlardı!
* Nasıl yani?
- “Süper Baba” dizisinde oynarken bir gün pazarda alışveriş yapıyordum. Bir tezgâhtar, kasatura çıkarıp üzerime saldırdı. Sen “Fiko’nun sevgilisini neden kaçırdın?” diyerek üzerime yürüdü.
* Sonra?
- Sonra diğer pazarcılar sakinleştirdiler adamı, uzaklaştırdılar yanımdan. Bir keresinde de bir kadın beni yolda görünce bayıldı korkudan. “Sıcak Saatler” zamanıydı. Elimde torbalarla bir mağazadan çıkıyordum. Orta yaşlı bir kadın da içeri girmek üzereydi. Kapıyı nezaketen açayım dedim. Beni görünce yığıldı kaldı kadın. Bir gece öncesinde beni kötü rolde izlemiş çünkü. Bir anda karşısına çıkınca bayılıverdi! (Gülüyor)