İstanbul’da gurbette gibi hissetmiyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbul’da gurbette gibi hissetmiyorum
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2011 00:00

İran sinemasının önemli isimlerinden Bahman Ghobadi, Türkiye’deki ilk filminin çekimlerine başladı. Ghobadi, Cengiz Semercioğlu’nun sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Filmlerinize hep ilginç isimler buluyorsunuz; “Sarhoş Atlar Zamanı”, “Kaplumbağalar da Uçar”... Burada çekimlerine başladığınız yeni filmin adı ne?

- Gergedanın Son Şiiri.

At, kaplumbağa, gergedan... Neden hep hayvanlar?

- Ben hayvanlara aşığım. Hayvanlarda insanlarla ortak olan bazı anahtar davranışlar vardır. Ben o izleri bulmanın peşindeyim. Mesela filmdeki karakterin etrafına nasıl baktığını, nasıl davrandığını inceleyip, onun hangi hayvana benzediğini çıkarıyorum. Bu filmdeki karakter de gergedana benziyor.

Filmde hikâye hangi dönemi anlatıyor?

- İran’da, İslam Devrimi’nden önceki Şah Dönemi’ni. Film, şah dönemini günümüzdeki yansımalarıyla anlatıyor.

Politik bir film diyebilir miyiz?

- Hayır, kesinlikle politik bir film değil. Türü drama-romantik. Türkiye’de bu filmle ilgili yayınlanan haberlerin hepsi yanlış. Politik film olduğu da...

Önceki filmler kadar da mı politik değil?

- Önceki filmlerim de politik değildi. “Sarhoş Atlar Zamanı” ve “Kaplumbağalar da Uçar” sosyal sorunlardı. Adaletsiz bir yaşamı anlatıyorlardı, o yüzden seyirciye siyasi gelmiş olabilir. Ama ben siyasetten nefret ederim.

YILMAZ ERDOĞAN FEVKALADE!

Daha önceki filmlerinizde hep ünlü olmayan oyuncularla çalıştınız. “Gergedanın Son Şiiri”nde ise Monica Bellucci ve Türkiye’nin en popüler oyuncuları var. Bu değişikliğin nedeni ne?

- Başlarda, ünlü olmayan oyuncularla tecrübe edinmek istedim. “Gergedanın Son Şiiri”nde popüler isimleri tercih etmemin en önemli nedeni ise başrol oyuncum Behrouz Vossoughi. O, İran’ın en önemli aktörü ve benim de çocukluk kahramanım. Ben sinemayı onun filmleri sayesinde sevdim. Devrimden bu yana, 35 yıl boyunca herhangi bir filmde oynamadı. “Gergedanın Son Şiiri”, benim ona bir hediyem. İstedim ki yeniden başladığı bu dönemde yanında birkaç ünlü isim olsun.

Neden Monica Bellucci ve Yılmaz Erdoğan’ı tercih ettiniz?

- Monica Bellucci, İranlılar’a çok benziyor. Aradığım karaktere çok yakın. Yılmaz Erdoğan fevkalade! O, filmdeki en iyi rollerden birine sahip ve çok güçlü. Kendisi de “Sinemadaki ilk ciddi rolüm bu” diyor.

İran medyasında sizinle ilgili haberler çıkıyor mu?

- Hayır çıkmaz. İran medyasında böyle haberler yasaklandı. Aynı zamanda benim ismim de yasaklı. Benimle ilgili haber yapamazlar. Bu benim için önemli değil, ben filmlerimi yapıp İran halkına DVD olarak dağıtırım. Önemli olan filmdir, haber değil.

Kaç yıldır İran’a girmiyorsunuz?

- Üç yıldır.

Peki “Gergedanın Son Şiiri”nden İran yönetimi rahatsız olur mu?

- Bilmiyorum. Ama bu politik değil, çok normal bir film. Ayrıca rahatsız olup olmamaları benim için önemli değil. Çünkü o hükümet beni ilgilendirmiyor. Bugünkü rejimi tanımıyorum.

Haberin Devamı

Beren çok iyi oyuncu

Haberin Devamı

Türk dizileri Arap dünyasında çok popüler. Beren Saat’in de Ortadoğu’da geniş bir hayran kitlesi var. Filmde Beren’in de oynamasının gişeye katkısı olur mu?

- Tek düşünmediğim şey bu. Filmin dağıtımını arkadaşlarıma verirken de hiç gişeyi düşünmedim.

Bir yönetmen olarak, Beren Saat ve Belçim Erdoğan’ın performanslarını nasıl buldunuz?

- Çok iyiler. Her şeyden önce çok iyi insanlar. Ve çok iyi oyuncular.

Beren Saat’i neden seçtiniz?

- Onu seçmemin sebebi, yüzünün başroldeki Behrouz Vossoughi’ye çok benziyor olması. Filmde Monica ve Behrouz’un kızlarını oynuyor.

Monica’nın gençliğini oynayacaktı

“Gergedanın Son Şiiri”nde Tuba Büyüküstün’ün de rol alacağı konuşuluyordu, neden olmadı?

- Tuba Büyüküstün olağanüstü bir kız. Onunla görüştüm, Monica’nın gençliğini oynayacaktı. Ancak Monica makyajla test edildi ve gençliğini kendisinin oynamasına karar verdik. Onunla çalışamadığım için üzgünüm. Bu konuda Türk basınında çıkan haberlere de çok şaşırdım.        

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!