İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım

Güncelleme Tarihi:

İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2012 00:00

Hayatın ve yazının matematiğini çözmüş sıkı bir Göztepeli o. Gelecek aydan itibaren kitabıyla aynı adı taşıyan ‘İsim, Şehir, Hayvan’ adlı ilk tiyatro oyunu da seyirciyle buluşacak. Hemen hemen her sabah köşesinden memleketi İzmir’e selam eden ‘İzmir sevdalısı’ Yılmaz Özdil’le buluşup İzmir’in altını üstüne getirdik.

Haberin Devamı

- Yılmaz Özdil, kendi İzmir’ini nasıl tarif eder?
- Benim için İzmir çok güzel bir kadın. Ve sanırım kadınlar için de çok yakışıklı bir delikanlı. İzmir dişi bir kent. İzmir’i müze, turizm ya da sanayi kenti diye adlandıramıyorum. Ve dikkat ediyorum ki, başka şehirlerden gelen insanlar İzmir’i çok seviyorlar ama neden bu kadar çok sevdiklerini tam ifade edemiyorlar. Benim için işin tarifi bu.

İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım
İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım
İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım

- Nasıl bir kadın İzmir? Asi mi, romantik mi, özgür mü?
- Tüm bunlar İzmir’in kadınlarında vücut buluyor. Hem çok güzel, hem çok asi hem de çok özgür bir kadın İzmir. Dişi kent olduğu için İzmir’le hem kaçamak hem de uzun süreli beraberlikler, aşklar yaşıyor insanlar.

Haberin Devamı

- İzmirliler için tembel derler, doğru mu?
- Tembel denmez ona. Mesela biz tatile çıkmaya hiç üşenmeyiz.

- Çocukluğunuzda yaptığın en büyük yaramazlık neydi?
- Annemle, babamın vefatı dolayısıyla İzmir’e gittiğimde komşularımız hatırlattı. Çocukken az kalsın mahalleyi yakıyordum. İtfaiye gelmişti.  Hiç kötü niyetim yoktu. Mahalledeki apartmanların arasında büyükçe bir baraka vardı. Oyun oynarken ateşe verdik. Bütün mahalle yanacaktı. Gittiğimde, komşular “Yılmaz çakmakla oynamasın” falan dediler.

- Nasıl gelmiş anneniz İzmir’e?
- Rahmetli annem yanağında Şark çıbanı olan dünyadaki tek Giritliydi. Şark çıbanını kaşıkçı elması gibi taşırdı. Annem, Girit’ten gelen anneannemin kızı olarak Mardin’de dünyaya gelmiş. Ve İzmir’de evlenmiş.

- Kahramanlar’da kaç yılınız geçti?
- Kahramanlar’da dünyaya geldim. Tenekeli Mahalle’nin hemen yanında büyüdüm. 5-6 yaşımdayken de Hatay’a taşındık. Evlenince de Göztepe’ye geldim.

İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım
İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım
İstanbul’da bile Göztepe’ye kayıtlıyım

MANYAKLIK PARAYLA DEĞİL

- Eşiniz de İzmirli mi?
- Eşim Almanya doğumlu. Ama bir yaşındayken İzmir’e gelmişler ve İzmir’de büyümüş. Biz en son Göztepe’de oturuyorduk, Göztepe muhtarlığına kayıtlıydım. Mustafa Kemal’in ilk ikametgâh adresi de Göztepe’dir. Ben de aslen Göztepeliyim. Hatta İstanbul’da bile Göztepe muhtarlığına kayıtlıyım. Manyaklık parayla değil.

Haberin Devamı

- İzmir’den başka neye böylesine tutkuyla bağlısınız?
- Aslında hayatta tutkuyla bağlı olduğum hiçbir şey yok. Ama İzmir benim için çok özel bir kent. İzmirliyim, eşim, kızım İzmirli. Ben bir Malatyalı, Trabzonlu ya da bir Diyarbakırlı da olsaydım yine İzmir aşığı olurdum. Çünkü tüm genel seçimlerin sonuçlarına baktığınızda kültür, sanat, sosyal ve demokrasi hayatımıza yaptığı katkılarla İzmir çok enteresan bir şehir. Akademisyen olsaydım bu konuda tez yazmak isterdim.

- O zaman, İzmir’i hiç görmeyenler için neler söylersiniz?
- İnsanların hayata İzmir penceresinden bakabilmesi, çağdaş, modern ve Atatürkçü olması için İzmir’de doğması ya da büyümesi gerekmiyor. Yani hayata bu perspektiften bakan Artvinli de İzmirlidir. Sidney’de, Berlin’de doğan Türk vatandaşı da İzmirlidir. Ben buna ‘zihniyet hemşeriliği’ diyorum. Metin Oktay’dan Mustafa Denizli’ye, Latife Hanım’dan Sabih Kanadoğlu’na, Sezen Aksu’dan Pınar Süt’e kadar hayatımızın her alanında İzmir vardır. Bazen, keşke İzmirli olmasaydım da asıl İzmir’i o zaman anlatsaydım diyorum.

Haberin Devamı

- Dışarıdan gelen insanlar hemen İzmirli olabiliyor mu? Kaç tane İzmir var İzmir’in içinde?
- İzmir’in gücü aslında Ege’den geliyor. Biz Ege çocuğuyuz. Ve Egeli olmamızın İzmir’e çok büyük bir avantajı var. O da göç. Herkes ekmek parası için göç ediyor. Ve bundan daha doğal bir şey yok. Mesela Türkiye’nin neresinden olursanız olun bavulu kaptın mı tık diye İstanbul’da oluyorsun. Ama İzmir’in önünde basamaklar var. Adam İzmir diye geliyor ama Denizli’de, Aydın’da, Ege sayılmıyor ama bana göre Ege’dir, Balıkesir’de kalıyor. Bunu tsunami olarak kabul edersek tsunaminin yakıcı olmayan darbeleri İzmir’e vuruyor. Bu da İzmir’in sosyokültürel statüsünü korumasına yardımcı oluyor. Yani Ege olmasa İzmir bu kadar korunaklı bir kent olmazdı. İstanbul’un önünde bu setler yok.

Haberin Devamı

İLK İŞ KEMERALTI TURU

- İzmir’e gittiğinizde ayaklarınız ilk olarak sizi nereye götürüyor?
 - Kemeraltı’na mutlaka giderim. Kemeraltı’nda gezmeyi, kalabalıklar içinde yalnız olmayı çok severim. Eski hali olmasa da Havra Sokağı’nı çok severim. Orada gezerim. Hisarönü’ne giderim. Kızlar Ağası Hanı’nın bağımlısıyım. Orada kahve içmeden İzmir’den dönmem.

- Ne özelliği var o kahvenin?
- Anılarla pişiriliyor orada kahveler. Vaktimiz varsa Urla-Çeşme yaparız. Göztepe, Hatay ve Güzelyalı’daki arkadaşlarımla görüşürüm. Aynı zamanda İzmir bizim için alışveriş demek. Hülya’yı zaptetmek çok zor. Hülya’ya kalsa iki günlüğüne bile gelsek İzmir’den kargolarla dönmemiz lazım. Hatay’da ve Üç Kuyular’da kurulan pazarlara gideriz.

Haberin Devamı

- Neler alıyorsunuz pazarlardan?
- Son gittiğimizde enginar katliamı yaptık. Mevsimine göre her türlü otu, sebzeyi alıp getiririz. İstifno, cibez diyoruz yabancı dil konuştuğumuzu sanıyorlar. Tulum peyniri de mutlaka alırız. Olmadı kayınvalidem, kayınpederim bize gönderir. Artık İstanbul’da da var ama Tariş kolonyası almadan dönmem. Bir de boyoz alırız.  Boyoz ve katı yumurta bence sınırsız yenmeli. Boyozla temasa başladığımda açlık ve tokluk çipim bozuluyor. Gerçekten de boyoz bağımlısıyım.

BABAM VEFAT EDİNCE ANNEM ŞALTERİ İNDİRDİ

- Yarın Anneler Günü. Neler olurdu sizin evde Anneler Gününde?
 - Herhalde aklımda en çok bu yılki anneler günü kalacak. Çünkü ilk kez annem yok. Hep duyardık, bu hayatına bir gerçeği. İnsan doğar, büyür ve ölür. Ama buna hazırlıklı olunamıyormuş. Bir de babamla peş peşe… Annem babamın arkasından gitmek için elinden geleni yaptı. 56 yıllık evliydiler. Babam vefat edince annem şalteri indirdi. Onu bir daha hayata bağlayacak bir kablo bulamadık. Anne ve babamın oturduğu, büyüdüğüm evin boş kalmasına hazırlıklı değilmişim. Beni hakikatten sarstı. Bütün annelerin ve anne adaylarının Anneler Günü’nü kutluyorum.

Ekmek elden su gölden gibi bir durumumuz yok

HAKAN TARTAN/KONAK BELEDİYE BAŞKANI

/images/100/0x0/55eaa2e1f018fbb8f88cf9a0

- İzmir’in en çok neyini seviyorsunuz?
- Doğallığını. Hiçbir kentte olmayan, insanı sıkmayan ve insana enerji veren bir doğallığı var İzmir’in.

- Bazen de o doğallığı eleştiri konusu oluyor...
- Rakamlar tam tersini ortaya koyuyor. İzmir; Türkiye’de vergi rekortmeni bir kent. Aşağı yukarı Türkiye’nin 37 kentine ürettikleriyle yeni yatırım imkanları sağlıyor. Ayrıca İzmir; en büyük liman kenti ve ihracatta da rekortmen. Bence o doğallık bu verimi getiriyor.

- İzmir’de hangi ilkleri yaşadınız?
- İlk işim, gazetecilik. İlk aşk değil elbette ama ilk ayaklarımın üzerine basmam... İlk şiir, ilk kitabımın yayınlanması, ilk defa kendimi tanıyor olmam... Benim için büyük bir onur olan milletvekiliği ve bir dönem de bakanlık...

- İzmirliler hep eğleniyor gibi bir düşünce var insanlarda. Doğru mu bu?
- İzmir ekonomiye katkı sağlayan, kültürel ve sosyal yaşantısıyla topluma örnek bir kent. Geçen yıl toplumun dış çeperi dediğimiz yerlerde yaşayan insanlara bir anket yaptım, yüzde 35’i denizi hiç görmemiş. Onları ilk defa denizle buluşturduk. Bu da bir İzmir gerçeği. Yoksa İzmir’de çok büyük zenginlik
var da, ekmek elden, su gölden gibi bir durum yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!