Güncelleme Tarihi:
*Öncelikle Fashionable İstanbul fikrinin nasıl doğduğunu anlatır mısınız?
- Ben 15 yıldan beri ıtalya’da, moda dünyasının içindeyim. şirketim Hakan Baykam&RBM, genelde moda ve eğlence etkinliklerinin menajerliğini yapıyor. Fashionable İstanbul’a gelince... Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un tanınmış markalara ilgisi, büyük bir potansiyel yaratıyordu. Buna yıllardır yaşadığım Milano’da da tanık oluyordum. Pek çok Türk “Made in Italy” alışverişi için buralara geliyordu. Son yıllarda dünya çapında markalar da Türkiye’ye açıldı. Yabancılar İstanbul’un önemini anlamaya başladı. Ayrıca İstanbul bir transit kent... Yani Uzak Doğu ile Avrupa’yı, Asya’yı birleştiriyor. Biz de bu durumu değerlendirdik, “O zaman moda etkinliklerini niçin gizemli olduğu kadar yaratıcı, canlı ve yaşam dolu bir kente taşımayalım?” dedik. Bir fizibilite hazırladıktan sonra da kolları sıvadık.
*İlk Fashionable İstanbul’un bir bilançosunu yapar mısınız?
- Yabancı medyadan çok olumlu yorumlar aldık. Doğru yolda olduğumuzu gördük. Daha önemlisi katılanlar büyülendi. Örneğin Roberto Cavalli, Milano’ya dönüşünde basına yaptığı açıklamalar dışında meslektaşlarına İstanbul’da yaşadıklarını anlattı. Birçok müşterimiz bunun üzerine bizi arayarak gelecek yıl etkinliğe katılmaya hazır olduklarını söyledi. Tabii etkinliğe sponsor olmak isteyenler de arttı.
ÖNEMSENMEYECEK BİR ZARARIMIZ OLDU
*Maddi açıdan sonuç ne oldu?
- Elbette ilk seferinde önemsenmeyecek bir zararımız oldu. Biz işin geleceğine ve manevi yanına baktık. İstanbul’un potansiyeli çok büyük. Örneğin Formula1 resmi partisini biz yaptık. Sonra Moto GP’de Türkiye Grand Prix’ini biz organize ettik. Kısacası piyasayı biliyoruz.
*Bu etkinlik gelenekselleşecek mi?
- Tabii ki... ılk hedefimiz Fashionable İstanbul’u takvime sokmak. Milano, Paris ve New York’tan sonra İstanbul’u da moda dünyasının başkentlerinden biri yapabiliriz. Medyada çıkan haberlere göre İstanbul bunun için biçilmiş kaftan... Örneğin La Repubblica gazetesi İstanbul’u Moda’nın yeni başkenti ilan etti ve tam sayfa ayırdı. Yine bir başka ciddi ekonomi gazetesi Il Sole 24 Ore de “İstanbul defilelere kapısını bir daha kapatmamak üzere hızlı açtı” değerlendirmesinde bulundu. Keza Corriere della Sera gazetesi “Gerçek Moda haftası mı? Elbette İstanbul!” başlığı attı. Ama en beğendiğim yorumu Sei di Moda dergisi yaptı, “İstanbul is cool!” dedi.
*2010 için nasıl bir etkinlik düşünüyorsunuz?
- Çalışmalara şimdiden başladık bile... Ayrıca unutmayalım ki gelecek yıl İstanbul çok önemli bir kültürel etkinliğe sahiplik yapacak; İstanbul, 2010 Kültür Başkenti... Biz öncelikle Fashionable İstanbul’un tarihini değiştiriyoruz. Mayıs ayında, Formula 1 Türkiye Grand Prix’i ile eş zamanda yapmayı planlıyoruz. ıki etkinlik paralel giderken bir yerlerde kesişecek. Organizasyon süresini de üç yerine beş güne çıkaracağız. Mayıs ayı sonları İstanbul’un en güzel dönemi.
GUCCI, VERSACE VE D&G İLE BAĞLANTI KURDUK
*Gelecek yıl için kimlerle bağlantı kurdunuz?
- şu ana kadar iletişim kurduğumuz modaevleri Gucci, Versace ve Dolce&Gabbana... Üçü de Türkiye’de çok tanınıyor ve tasarımları giyiliyor. Tabii yine Türk moda atölyelerini de davet edeceğiz. Yan etkinlikler de düşünüyoruz. Örneğin bir mega konser. Aklımda birkaç isim var ama bunu açıklamak için henüz erken. Anımsattığım gibi gönüllü sponsor olmak isteyenler giderek çoğalıyor. Bu bizi teşvik ediyor. Bir de Monica Bellucci’yi etkinliğin tanıtım yüzü yapmak için girişimlere başladık. Yine Bruce Willis gibi bir Hollywood oyuncusunu da ağırlayacağız. Örneğin George Clooney neden olmasın veya Johnny Depp? Ve tabii yine partiler vereceğiz.
*Ya mekan?
- Mekan aynı yer olacak. Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesi ve deniz üstüne kurulan 350 metrekarelik platform. Bu alan böyle bir organizasyona çok elverişli... Boğaz’daki defileden sonra Milano’daki tıkış tıkış küçük atölye salonları çağ dışı gibi görünmeye başladı. Bunu algılayanlar İstanbul’a kaçmak için fırsat kollayacak.