Ispartalı Cahit’le Philadelphia’lı Jerry Selvi Boylum Al Yazmalım’ı söyleyecek

Güncelleme Tarihi:

Ispartalı Cahit’le Philadelphia’lı Jerry Selvi Boylum Al Yazmalım’ı söyleyecek
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2004 00:00

Ezan okunmaya baÅŸlamıştı. Cahit Berkay, yanında oturmuÅŸ Tekel 2000 sigarasından bir nefes çekmekte olan siyahlar içindeki arkadaşını dürttü ve ‘Bak en sevdiÄŸin parça baÅŸladı’ dedi. Gülüştüler. O gün Berkay’ın evinde ve evinin üst katındaki stüdyosunda ağırladığı arkadaşı blues müziÄŸinin yaÅŸayan en önemli icracılarından biri, Philadelphia’lı Jerry Ricks’ti.Ricks gerçekten ezan dinlemeye bayılıyor. Daha doÄŸrusu o, sofradaki beyaz peynirden, sokaktaki boyacı çocuÄŸa kadar Türkiye’deki her ÅŸeye hayran. Amerika’daki evini satıp, yerleÅŸmek üzere geçen ay eÅŸiyle beraber Ä°stanbul’a gelmiÅŸ. Cahit Berkay’la 14. Efes Pilsen Blues Festivali’nde konserler vermek üzere hazırlık yapıyor. Hem blues yapacaklar hem de ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ı söyleyecekler. Ä°kiliyle blues, konser ve Ricks’in Türkiye aÅŸkını konuÅŸtuk.Son House, Sleepy John Estes, Skip James ve Furry Lewis gibi bir çok büyük blues ustasıyla çalıştınız. Cahit Berkay’la çalmak nasıl bir ÅŸey?-Jerry Ricks: Tam anlamıyla muhteÅŸem. Çünkü saz, cura gibi perde yapıları çok farklı enstrümanlarla çalışıyoruz. Tonlar farklı. Benim kulağım trompet, gitar, saksofon gibi enstrümanların sesine alışmış. Türk çalgılarının belirgin bir vurmalı özelliÄŸi var. Bu nedenle Cahit’le çalışmak keÅŸif gibi heyecan verici.Peki iyi anlaşıyor musunuz?-J.R: Sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuÅŸuz gibi. Müzisyenlerin eÄŸer kalpleri aynı atıyorsa, dünyanın neresinden olurlarsa olsunlar kafaları mutlaka anlaşıyordur. Ä°lk karÅŸtığımızda 3-5 saniye birbirimize şöyle bir baktık, her ÅŸey bir anda yerine oturdu. BÄ°RBÄ°RÄ°MÄ°ZÄ° TANIMADAN CD’LERÄ°MÄ°ZÄ° DÄ°NLEDÄ°KNerede karşılaÅŸtınız ilk?-J.R: Her ÅŸeyi Pozitif (Tanıtım) organize etti. Bize birbirimizin CD’lerini vermiÅŸlerdi. Bir araya geldiÄŸimizde aynı dünya görüşüne sahip olduÄŸumuzu anladım. Zaten ancak böyle iyi müzik yapılır. Cahit iyi bir müzisyen, ben öyleyim ama aramızda elektrik yoksa müzik olmaz.-Cahit Berkay: Robot deÄŸiliz. Bu iÅŸler ruh, gönül iÅŸi. Jerry ile insanlık anlayışlarımız çok örtüşüyor. O nedenle de müzik çok samimi oluyor. Öbür türlü robot... Atarsın insanın önüne notaları; abi sen bunu çalcan, ben de bunu çalcam dersin, takır tukur çalınır. Bir ÅŸeye benzemez.Nasıl gidiyor provalar?-J.R: 3 haftadır prova yapıyoruz. Ä°lk gün iyi gitti ama ÅŸimdi mükemmel. Çünkü ÅŸimdi sadece kalplerimiz deÄŸil, düşüncelerimiz de uyum içinde. Provalarda repertuvarın ötesine geçiyoruz, duygularımız çılgınca havada uçuÅŸuyor. - C.B: 2 saat prova yapıyoruz, 5 saat de konuÅŸuyoruz. Ve Jerry benim için Amerikalı filan deÄŸil. Tipik bir dünya insanı. Amerikalıların aksine dünyayla ilgili, meraklı. Çok geziyor. Birçok toplumu, ülkeyi biliyor. Festivaldeki konserleriniz nasıl olacak? Ne planlıyorsunuz?-C.B: Gitar, bas, davul ve bakır üflemeli çalgıların yanı sıra blues’a baÄŸlama, cura ve yaylı tambur katıp yeni bir ruh getireceÄŸiz. Aslında halk müziÄŸimizin gamları tamamen kendine özgü. Yine de KaracaoÄŸlan’lardan, Pir Sultan’lardan gelen türkülerimizin ve blues’un doÄŸası çok örtüşüyor. Enstrümanları uyuÅŸturmak tamamen teknik bir sorundu, onu da aÅŸtık. Jerry Ricks için farklı olduÄŸu kadar sizin için de farklı bir deneyim ama bu birliktelik...-C.B: BaÄŸlamayı zaten Arif SaÄŸ gibi bir üstattan farklı çalıyorum. Kendimce yarı gitar, yarı baÄŸlama tarzı geliÅŸtirdim, akorlar basabiliyorum. Yıllardır blues dinliyorum. Dolayısıyla kulaklarım dolu. Ama baÄŸlamayla, tamburla ilk kez blues yapıyorum. BaÄŸlamayı elinize aldığınızda sizi mutlaka türkü formatına götürür. Üç haftalık provada bu sorunu aşıp, blues’a yöneldik. OluyormuÅŸ. Hatta çok hoÅŸ oluyormuÅŸ. Blues müziÄŸinin hissi nasıldır, nasıl tarif edersiniz?-J.B: Zenci Amerikan müziÄŸi ile iÅŸ ÅŸarkılarının karışımıdır. 1800’lerin sonunda pamuk tarlalarında çalışanların söylediÄŸi ÅŸarkılarla baÅŸladı. Enstrümanları yoktu. Sadece bir telleri vardı. Onu duvara gerip, ÅŸiÅŸe kapağıyla çalarlardı. Batı tarzında olmayan melodilere sahipti o müzikler. Batı sistemindeki gibi do, re, mi, fa, sol yoktu. BLUES’U Ä°LK KUÅžAKTAN ÖĞRENDÄ°MBlues niye çok satmıyor?-J.B: Hiçbir zaman çok satmadı. Belki ilk çıktığı dönemde, 1920’lerde popülerdi. Ondan sonra Büyük Buhran baÅŸladı. Sonra 2. Dünya Savaşı. Ve müzik yeraltına indi. Elektronik enstrümanlar icat edildi. Orijinal blues müziÄŸinde asla elektronik enstrüman kullanılmaz. Bu arada iyi müziklerin çoÄŸu iyi satmaz. Ama blues’un çok ciddi fanatikleri vardır, Finlandiya’dan Japonya’ya kadar. Ama aynı anda aynı yere toplamak çok zordur o insanları. Festivaller sayesinde biraz bu sorun aşılıyor.-C.B: Türkiye’de de bir sürü Blues hastası var. ÅžaÅŸarsınız bildikleri detaylara. Kim kimle kaç yılında hangi konserde beraber çalmış söylerler. Ama tabii bir de özenti kesim var. O kesimle gerçek bluesseverleri ayırt etmek gerekiyor. Biz eskiden onlara aysel derdik, ÅŸimdi tiki diyorlar. Özentilere, moda neyse anlamadan yapanlara derdik.Blues müzisyenlerinin neden hep takma isimleri vardır ve bu isimlerle bilinirler?-J.R: O Mississippi John Jurt, çünkü oralı. Ben Philadelphia Jerry çünkü oralıyım. Sleepy John Hurt’e gelince onun gözleri görmüyordu, o yüzden ona Sleepy (uykulu) dediler. Afrika kültüründe vardır bu, baÅŸka kimseyle karıştırılmasın diye herkese böyle ikinci bir isim takarlar.-C.B: Bu gelenek bizde olsa bana da Ispartalı Cahit derlerdi iÅŸte (gülüyor).Size Blues’un yaÅŸayan efsanesi diyorlar, siz ne diyorsunuz?-J.R: Pazarlamacılar size bir sürü isim bulabilir (gülüyor). Blues’u efsanelerden öğrendim. Küçükken trompet çalardım. Teyzeme gitar çalmak istediÄŸimi söyledim. Çünkü o bütün efsanevi blues’cuları tanıyordu. 1955 yılıydı, onların çaldığı yere gittim. Ä°lk baÅŸlarda beni hep getir götür iÅŸlerinde kullandılar. Sonra sana hiçbir zaman nasıl çalındığını göstermeyeceÄŸiz, sadece nasıl çalındığını anlatacağız dediler. Blues’u eski yöntemlerle, ilk kuÅŸaktan öğrendim. Sadece üçü hayatta ve 90’lı yaÅŸlardalar. Bir kez tüm eski blues’cularla bir festivalde konser vermiÅŸtik, onların isteÄŸiyle grubu ben yönetmiÅŸtim. Konserin bir yerinde ‘Jerry biz çok yorulduk, sen biraz seyirciyle sohbet et, onları oyala’ dediler. Ben de konuÅŸmaya baÅŸladım. Üçüncü cümleden sonra ‘Offf kapa çeneni, çok gevezesin’ dediler. O zaman rahatladım ve ÅŸahane bir konser olacağını anladım. JERRY RICKS:Sadece kalplerimiz deÄŸil, düşüncelerimiz de uyum içinde. Provalarda repertuvarın ötesine geçiyoruz, duygularımız çılgınca havada uçuÅŸuyor.CAHÄ°T BERKAY:Bu iÅŸler ruh, gönül iÅŸi. Jerry ile insanlık anlayışlarımız çok örtüşüyor. O nedenle de müzik çok samimi oluyor.Blues müziÄŸinin yaÅŸayan en büyüklerinden olan Jerry Ricks, Amerika’daki evini satıp Ä°stanbul’a yerleÅŸtiBurayı çok sevmiÅŸsiniz. Tası tarağı toplayıp buraya yerleÅŸmeye karar vermiÅŸsiniz. DoÄŸru mu?-J.R: DoÄŸru, nedenini de tam bilmiyorum. Geçen yılki festival için buraya geldiÄŸimde bir ÅŸey oldu. Uçaktan indiÄŸimde bir enerji ruhumu kapladı. Türkiye turnesi yaptık ve her gittiÄŸim yerde sanki burayla ilgili bir ÅŸey sistemime girdi. Ä°nsanlar, kokular, mekanlar... Beni hipnotize etti. Ama sonra turne bitti ve Amerika’ya geri döndük. Fakat eÅŸim de ben de bir türlü Türkiye’yi aklımızdan çıkaramıyorduk. Gidip Türkiye’yle ilgili kitaplar aldık. Türk dükkanlarından zeytinyağı ve beyaz peynir almaya baÅŸladık. Ne zaman, nasıl tekrar Türkiye’ye gidebileceÄŸimizi düşünmeye baÅŸladık. Sonra Pozitif bize bu festival için teklif yaptı. Ama büyük ihtimalle bizim orada aÄŸladığımızı fark ettikleri için çağırdılar (gülüyor). Özellikle eÅŸim Nancy her gün acıklı mail’ler atıyordu Pozitif’e.Åžimdi burada mı yaÅŸayacaksınız?J.R: Evet. Oradaki evimizi ve her ÅŸeyimizi sattık. Åžimdilik Pera Palas’ta kalıyoruz ama ev arıyoruz. Otel ekibiyle küçük bir aile olduk. Siz içinde yaÅŸadığınız için anlamıyorsunuz ama çok sıcakkanlı insanlarla çevrili burası. Sayelerinde, kendimizi evimizde hissediyoruz. Bu bizim aldığımız büyük bir karar gibi görünebilir ama bazen bir his o kadar güçlüdür ki ona karşı koyamazsınız. Buraya taşınmaktan baÅŸka bir ÅŸansımız yoktu anlayacağınız.KONSERLERAnkara, 19-20 Kasım 2004 19.30 HiltonSa Ä°stanbul, 3-4 Aralık 2004 19.30 Lütfi Kırdar-Rumeli Salonu Ä°zmir, 10-11 Aralık 2004 19.30 Hilton EskiÅŸehir, 14 Aralık 2004 19.30 Doors ParkÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!