İspanya’da kendime ait bir hayatım oldu

Baksanıza bu hafta Fenerbahçe’ye muhtemel transferi haberi de futbol gündemine bomba gibi düştü. Turan, İspanya’daki başarılı günlerini ve saç stilindeki değişiklikleri anlattı.

Yıllardır Türkiye’nin gözü üzerinizde. Bu şartlarda sadece Arda olmak zor mu?
- Hayır, Allah’a şükürler olsun hayallerimin çok üstünde bir hayata sahibim. Ufak tefek sıkıntılar var ama bunlara isyan edecek, kızıp üzülecek biri değilim. Yaşadığım hayatın, Arda Turan olmanın kıymetini biliyorum.

Geçen yıllar sizi nasıl değiştirdi?
- Arda hâlâ aynı. Her zaman aynı Bayrampaşalı Arda.

Peki ya ilerleyen yaşınızın getirdikleri yok mu?
- Her geçen gün olgunlaşıyorum. Olaylara karşı agresif değil, daha mantıklı, daha sakin hareket etmeye çalışıyorum. Hedeflerim de büyüyor. Ama karakter olarak hep aynıyım.

Kartvizitinizde iyi bir kariyer, güzel bir birliktelik, para ve başarı görünüyor. Buzdağının görünmeyen kısmında ne var?
- Bir şey yok. Tabii benim de planlarım ve hayallerim var. Çok büyük hayaller kuruyorum. Bilirsiniz, “insan plan yaparken, kader arkadan kıs kıs gülermiş” derler. Hayatın ne getireceği belli değil. Buna karşılık hep iyi niyetimle çalışıyorum.

HİÇBİR ZAMAN MAGAZİN FİGÜRÜ OLMADIM

Hayata dair aldığınız en büyük ders ne?
- Gördüğüm bir haksızlık karşısında konuşmam, o haksızlığa karşı durmam lazım diye düşünüyorum. Ama insanların bakış açıları çok farklı. Bu yüzden sizi çok yanlış anlayabiliyorlar. Haksızlıkların karşısında durmayarak, bir şey söylemeyerek çok daha sempatik çok daha sevilen biri olabilirdim, ama bu, tarzım değil maalesef.

Gelelim Madrid’e. Oradan ne umdunuz, ne buldunuz?
- Madrid’e gelirken sadece futbol oynayıp kendime ait bir hayatımın olmasını istemiştim. Bunu da buldum.

Bu hayattan kastınız ne?
- Kimsenin bana karışmadığı, beni rahatsız etmediği bir hayat.

Futbol dışında hakkınızda konuşulanlar ve yazılanlar sizi çok mu etkiliyor?
- Eskiden çok etkilendiğim ortadaydı. Ama insanların beni eleştirebileceği tek konu mesleğim. Diğer her şey özel hayatıma giriyor. İspanya’da da futbol dışında hakkımda bir şey konuşulmuyor.

Sizi medyadan tanıyanların bildiği en büyük yanlış ne?
- Şöyle: Ben bir magazin figürü değilim. Bu yüzden medyada beni nasıl gösterdikleri ya da insanların hakkımda ne düşündüğü önemli değil. Sadece işimi yapıyorum. Gerisi insanların vicdanına kalmış. Vicdan her zaman en iyi mahkemedir.

İspanya’da kendinizi yalnız hissediyor musunuz hiç?
- Asla! Yanımda çalışan Nursel Abla var. Asistanlarım Filinta ve Ata var. Bir aile gibiyiz. Ayrıca İspanya bir Akdeniz ülkesi ve kültürel açıdan Türkiye’ye çok yakın. Burada futbolu çok seviyorlar. Elbette buraya özgü şeyler de görüyorum ve öğreniyorum. Bu da çok keyifli bir tecrübe.

Türkiye’de neyi özlüyorsunuz?
- İki şeyi: Ailemle vakit geçirmeyi, çocukluk arkadaşlarımla yemek yemeyi.

İSPANYA İLE FARKIMIZ BİREYSELLİĞİMİZ

İspanya ve Türk futbolunu kıyaslar mısınız?
- İspanya futbol açısından Türkiye’den önde. Ama Türk futbolu da onlara yaklaşıyor. Yöneticiler, futbolcular, taraftarlar, hepsi futbola hizmet ederse aradaki fark daha çabuk kapanır. İspanya’da da herkes ortak halde futbola hizmet ediyor. Türkiye’deki herkesin aklında önce kendisiyle ilgili planlar var. Öncelikle bu anlayışı değiştirmek lazım.

İspanya’da Cristiano Ronaldo ile komşuymuşsunuz. Arkadaş mısınız?
- Doğru, komşuyuz. Menajerlerimiz de aynı. Merhabamız var tabii, ama samimiyetimiz yok.

İspanya’da 22 ay 3 kupa

9 Ağustos 2011: Atletico Madrid’le sözleşme imzaladı
30 Kasım 2011: İlk golünü Avrupa Ligi maçında Celtic’e attı
9 Mayıs 2012: Bir asist yaptı, Atletico Avrupa Ligi’ni kazandı
31 Ağustos 2012: 4-1’lik sonuçla UEFA Süper Kupası’nı kazandı
17 Mayıs 2013: Real Madrid’e karşı İspanya Kupası’nı kazandı

Iniesta inanılmaz zeki

Futbolda kendime örnek aldığım oyuncu Barcelona’dan Andres Iniesta. Benimkine yakın bir mevkide oynuyor. İnanılmaz zeki. Onu izlediğim her saniyeyi değerlendirmeye çalışıyorum.

Vazgeçilmezim…

Allah inancım

En büyük tutkum…

Futbol

Beni anlatan 3 özellik...

Cömert, dürüst ve iyi niyetli

Bir içecek olsam su...

Çünkü hayat verir

Birçok kişi beni çirkin buluyor

Gelelim saç mevzuuna... O dağınık hali çok konuşuldu. Neden öyleydi?
- Bu bir espri. Çünkü çok yakışıklı biri değilim, hatta çoğu kişiye göre çirkinim. Ama ben bunlara da hiç alınıp gücenmem. Çünkü kendimle barışığım. Sahada uzun saçlarla oynamak hoşuma gidiyordu. Uzun saçla bant takmaktan da keyif alıyorum. Dediğim gibi hep espri yapıyorum. Malzeme çok iyi olmadığından ne yapsan olmuyor! O yüzden ben de eğleniyorum.

Takımınız Kral Kupası’nı alınca saçları makineyle vurdurdunuz. İki haftadır kısa saçınızdan memnun musunuz?
- Evet, hiç olmazsa duştan sonra çabuk kurulanıp çıkmamı sağlıyor.

Bir röportajınızda “Mario başladı, fizyoterapist Esteban’a kadar düştük” lafınız eleştirildi...
- Bu çok artniyetli bir söz. Babam da devlet memuruydu. Sadece bütün takımın saçlarını kesip sonunda Esteban’a ulaştığını anlatmak için böyle bir cümle kurdum. Beni tanıyanlar emekçilere önem verdiğimi bilir. İnsanlar emekçiye ve işçilere saygımla alakalı hadlerini aşmamalı.

Sinem Kobal’a dair nişanlandılar, evlenecekler haberleri çıkıyor. İşin aslı nedir?
- Özel hayat hakkında konuşmak istemiyorum.

Aşk sizi nasıl bir adama çevirir?
- Romantik ve duygusal bir adama.

Kadın hayranınız çok. Peki kendinizi beğenip seksi bulur musunuz?
- Hayır kendimi hiç seksi bulmuyorum.