Derleyen: Azize BERGİN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2001 01:25
Okinawalılar, Batılı hemcinslerinden daha fazla yemek yiyebiliyorlar ve onların aldıkları kalori miktarı daha az. Çünkü sebze, karbohidrat ve lifli besinleri tercih ediyorlar.
Size iki beslenme piramidi sunuyoruz. Piramitlerin biri Batı dünyasının beslenme alışkanlıklarını, diğeri ise Okinavalılar'ın beslenme düzenini kapsıyor. Eğer siz de Okinava Programı'nı uygular, yaşam stilinizi değiştirmeyi göze alırsanız, bir süre sonra kendinizi fiziksel ve ruhsal bakımdan farklı hissedeceksiniz.
Dört hafta süreyle uygulanması planlanan Okinava Diyeti'nin ana hatlarını sıralarken, önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyoruz: Karbohidrat oranı yüksek, düşük kalorili ve sebze ağırlıklı beslenme programı uzun süre sağlıklı yaşamanın temel kuralı. Size iki beslenme piramidi sunuyoruz. Piramitlerin biri Batı dünyasının beslenme alışkanlıklarını, diğeri ise Okinavalılar'ın beslenme düzenini kapsıyor. Beslenme piramitlerinde yer alan (porsiyon) sözcüğünü okuyunca hemen ‘‘Ben bu kadar yiyeceği nasıl yerim?’’ diye telaşlanmayın. Burada sözü edilen lokantalarda uygulanan yiyecek miktarı değil. Örneğin bir havuç bir porsiyon olabilir. Amaç listede yer alan yiyecek türlerini kaç kez tüketmeniz gerektiğini belirtmektir.
Eğer Okinava beslenme piramidini kendinize örnek alırsanız, ayrıca kalori hesabı yapmanıza gerek kalmaz. Eğer Okinava Programı'nı vücut egzersizleri ile bütünleştirir, yaşam stilinizi değiştirmeyi göze alırsanız bir süre sonra kendinizi fiziksel ve ruhsal bakımdan farklı hissedeceksiniz. Damarlarınız temizlendikçe cildiniz parlamaya başlayacak, enerjiniz artacak ve vücudunuzdaki yağ oranı azaldıkça hafiflediğinizi ve gençleştiğinizi anlayacaksınız. Sözünü ettiğimiz değişiklikler, yıllar sonra değil birkaç hafta sonra gerçekleşecek. Kuşkusuz Okinava Programı'nı uygulamayı ne kadar uzun sürdürürseniz, yaşlılık süreci de okadar geç başlayacak.
Uzakdoğu insanlarının Batılılara örnek olması gereken bir inançları var. ‘‘Bugün tercih ettiğimiz yiyecekler, yarın sağlığımız için birinci derecede önem taşıyacak,’’ diyorlar.
Okinava'nın yaşlıları, beslenmede miktarın değil kalitenin önem taşıdığını çoktan öğrenmişler. Onlar için yiyecekler birinci derecede önem taşıyor. Öyle ki, ölülerinin mezarlarına bile zaman zaman yiyecek götürüyorlar. Okinava'da Atalar Günü olarak bilinen Obon Günü'nde, öbür dünyaya göçmüş akrabalar için çeşitli yiyecekler hazırlanıyor. Daha sonra ölülerin ruhlarıyla temas kurduklarını iddia eden kişiler, sunulan yiyecekleri ölülerin ne kadar çok beğendiklerini anlatıyorlar.
Hara Hachi Bu: Yüzde 80 oranında doyun
Sofradan kalkarken bir eliyle şişkinlikten gerilmiş karnına vuran kişi ‘‘Oh, karnımı tıka basa doyurdum. Keşke bu kadar çok yemeseydim’’ diye yakınabilir. Aslında sofradan iyice doymadan kalkmak gerektiği 1930'lu yıllardan beri sürekli olarak hatırlatılıyor. Besinlerden alınan kalori miktarının kısıtlanması hayatın süresini uzatmak ve çeşitli hastalıklardan korunmak için gerekli.
Fakat ne ilginçtir ki, kalori kısıtlamasını dünyada düzenli olarak uygulayanlar sadece Okinavalılar. Bu yüzden dünyanın en uzun yaşayan insanları olarak tanınıyorlar. Okinavalılar çok sık ve bol yiyecekle besleniyorlar ve kesinlikle kendilerini açlığa mahkum etmiyorlar. Fakat halk deyimiyle ‘‘patlayıncaya kadar ’’ da yemekten kaçınıyorlar. ‘‘Hara Hachi Bu’’ sözünü ilke edinmişler.
Sofrada gökkuşağı renkleri
Doğuda özellikle Japonya'da ve Okinava'da yemek hazırlamak ve sunmak çok büyük önem taşır. Bu ülkelerde yemek hazırlamak ve beslenmek dinsel törenler gibi kutsaldır. Okinavalılar, yemekleri renklerle süslememenin bir kişiyi evden dışarı çıplak göndermekten farksız olduğunu söyleyip dururlar. Onlara göre yemeğin kokusu ve lezzeti kadar görüntüsü de büyük önem taşır.
Okinava'da bir sofra hazırlanırken beş renk yöntemi uygulanır. Kırmızı, sarı, mavi-yeşil beyaz ve siyah renkli yiyecekler her sofrayı süsler. Bu uygulama sadece güzel bir görüntü sağlamayı hedeflemez. Burada amaç, mümkün olduğu kadar çok çeşitli yiyecek sunabilmektir. Kırmızı lahana, kırmızı biber, kırmızı soğan ya da kırmızı domates ve daha bir çok kırmızı renkte yiyecek düşünülebilir. Sarı, yumurta, mısır ya da mantar olabilir. Yeşil renk yiyecek seçeneği ise sayısızdır. Pirinç, ekmek, soğan, makarna gibi yiyecekler sofranın beyaz çeşidi olabilir. Siyah noktalı börülce veya siyah zeytin sofranın siyah renk simgesidir. Değişik renkli yiyeceklerin her birinin besin değeri farklı oluyor. Ayrıca her öğünde sofraya beş çeşit yiyecek konulması da şart değil. Bazen beş rengi bir çeşit yemekte toplamak da mümkün oluyor. En önemli nokta, gökkuşağının beş renginin sofrada temsil edilmesi.