Güncelleme Tarihi:
Alçakgönüllü yapısına ve gösterişsiz yaşamına karşın, her zaman çalışkan ve dirençli bir sanatçı olmuş Eşref Üren. 1897 yılında başlayan 87 yıllık ömrünü, karşılaştığı tüm zorluklara karşın yalnızca resim yapmaya adamış. Hiç durmadan çalışmış ‘Bu dünyada hoş sadâ bırakmak’ istediğini söyleyerek. Onun sanatının her daim taze oluşunun, büyüsünü asla kaybetmeyişinin sırlarından bir tanesi de bu zaten: ‘Durmadan çalışmak’. Bir de hiçbir ayrıntısını kaçırmak istemediği ve içtenlikle algıladığı doğayı, kopya etmeksizin, Eşref Üren’ce yeniden yorumlamak.
Doğaya olan bu hayranlığı onu izlenimcilere yaklaştırıyor. Ama izlenimciler ışığın geçici anlarıyla ilgilenirken, onun ışığı tek ve sürekli. Üstelik nesne ve mekânı aynı ölçüde aydınlatıyor. Ayrıca izlenimcilerde görülmeyen siyah ve beyazı da renk olarak kullanıyor. İstediği ahengi yakalamak için deformasyonu sonuna kadar uygulayan Üren’in önkoşulu ise çalışırken spontan olmak. Ayrıca onun bilgilenmeyi ömrü boyunca sürdüreceği bir uğraş olarak görmesi ve kaynaklarını iyi belirlemiş olması, Üren’i farklı görsel uyumlara ulaştırıyor. Üstelik tablolarında birbirine yakın, hatta tekrarlanan konuları seçmiş olmasına rağmen. Üren, bu yinelemelerin de onu izlenimcilikten uzaklaştırdığını, yanı sıra kendisine has olana daha çok yaklaştırdığından bahsediyor: “Ben duygularımın eşliğinde sürekli çalışmayı, her yöntemin üstünde tutmaya öncelik sırası tanırım. Buna bildiklerimi tekrar da diyebilirsiniz. Bu tekrarların (yineleme) beni izlenimciliğin doktrinel görünümünden uzaklaştırdığına ve beni bana daha çok yaklaştırdığına inanıyorum.”
Zaten söylediği gibi olmasa, “Tekrar etmekten korkmam” diyebilir miydi hiç?
Ondaki keyfîlik, izleyene biraz çocuksu gibi gelebilir. Hatta bazen de ileri giderek, insanı epey şaşırtan bir acemilik gibi... Aslında, hiç de acemi değildir Eşref Üren. Fırçasını rahatça kullanması ve keyfî yorum yapması, acemilik gibi algılanmasına sebep olmuş. Üstelik ince işçilik de yapmaması bu kanıyı destekler nitelikte. Ama o, temayı genel bir hava içinde ele alarak, bir bütün olarak görüyor. Ve böylece; doğa karşısında ibadet eder gibi, algıladıklarını içtenlikle tuvale koyarak, Türk resim sanatında tutumunun ilk örneği olmayı başarıyor.
Çok erken yıllarda resimlerini sergilemeye başlayan Eşref Üren’in sanat hayatının tümü gözden geçirildiğinde, onun resim anlayışının erken oluştuğu ve başından beri tek bir çizgi üzerinde gelişerek yol aldığı görülür. 65 yıllık sanat yaşamı boyunca kararlılığında hiç sapma yaşamamış. Paris’te neo-kübist eğitim almasına karşın, ısrarla ve inatla kendi bildiği yolda ilerlemesi şaşırtıcı. Bu ısrarlı inat, onun hem resim yapma tutkusunu ateşlemiş hem de yönünü bulmaya çalıştığı yıllarda yol gösterici olmuş. Sonrasında da modalara, sahteliklere asla bulaşmamış Eşref Üren.
Resimlerinde çoğunlukla Ankara ve çevresinden oluşturduğu kar peyzajlarını, bozkırın akşam saatlerini, bulvarları, baharın renklerini, çiçekleri, Kurtuluş Parkı’nın, Elmadağ’ın, Çiftlik’in pırıltılı görünümlerini işledi. 1984 yılında Ankara’da vefat edinceye dek, ondan feyz alan binlerce öğrencisine yahut resimle ilgilenenlere ya da resmi sevenlere resmin ne olup ne olmadığını bıkıp usanmadan anlatarak bilgilerini her zaman paylaştı. Resimdeki en önemli öğenin resimsellik, yani plastik ahenk olduğunu söyler ve resim sanatında her şeyden öncelikli olarak içtenlik ararken, tutumunu daima şu sözlerle açıkladı: “İçtenlik ‘iç’in hareminde kalmamalı, ‘dış’ın selamlığına çıkmalı.”
Bedri Rahmi’nin “Türk resminin ana direklerinden biridir” dediği Eşref Üren’in, 24 Ekim’de İş Sanat Kibele Galerisi’nde açılan retrospektif sergisi, sanatçının 65 yıllık sanat yaşamının ardında bıraktığı mirası sergiliyor. Sergi, sanatçının öğrencisi İmren Erşen tarafından hazırlanmış. Hocasının eserlerini bir araya getiren ressam Erşen ayrıca; ömrünü resme adamış Eşref Üren’in yaşamı ve sanatına dair (ressam hakkında bilgi ve belge içeren pek kaynağın olmadığı gerçeğinden de hareketle) çok mühim ve kapsamlı bir sergi kataloğu hazırlamış. Sergiyi ziyaretinizde, sergi kataloğunu da edinmeyi unutmayın. Sergi gezisinde size farklı bir okuma yapmanızı sağlayacak önemli bir yol arkadaşı olacak...
Eşref Üren retrospektifi 30 Kasım’a dek İş Sanat Kibele Galerisi’nde izlenebilir. (212) 316 15 80