İşçinin mülkiyet hakkı gasp ediliyor

Güncelleme Tarihi:

İşçinin mülkiyet hakkı gasp ediliyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2004 00:00

HÜKÜMET, SSK hastanelerini Anayasa’nın 56. maddesine göre sağlık hizmetlerinin tek elde toplanması gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı’na devrini öngörüyor, diye biliyoruz.Bu konuda AKP ile CHP arasında sert tartışmalar yapılıyor.SSK’nın beş yıl süreyle genel müdürlüğünü yapan CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’na bu gerekçenin doğru olup olmadığını soruyoruz:‘Hayır, doğru değil’ diyor ve anlatıyor:‘Anayasa’nın 56. maddesi, sağlık hizmetlerinin tek elden yürütümünü öngörmüyor. Sadece tek elden planlanmasını öngörüyor. Bu doğrudur ve bu işlev Sağlık Bakanlığı’nındır. Nitekim aynı maddenin daha sonra gelen paragrafında, sağlık hizmetlerinin nasıl planlanacağı da belirtilmiş...Anayasa’ya aykırı yani... - Çünkü SSK hastaneleri işçi-işverenlerin ödedikleri paralarla yapılmıştır. Bu nedenledir ki, SSK kendi yasasına göre ‘özel hukuk hükümlerine tabi’ tutulmuştur. Örneğin, Sağlık Bakanlığı’nın binası tapuda Hazine adına kayıtlıdır. Çünkü bu bina halkın ödediği vergilerle yapılmıştır. SSK hastaneleri ise SSK’lıların ödedikleri primlerle yapıldığı için tapuda Hazine adına değil, SSK adına kayıtlıdır. Örneğin, aynı kural İlksan ve OYAK için de geçerlidir. KAMUOYUNUN BİLMEDİĞİPeki SSK hastaneleri hiç mi satılamaz?- Hayır, satılabilir. Ancak bu satışa SSK Yönetim Kurulu karar verebilir. Nitekim Anayasa Mahkemesi, açılan bir davada SSK Yönetim Kurulu’nun yetkili olduğunu söylemiştir.Bakan Akdağ, SSK hastanelerini satın alıyoruz, diyor. Yani devlet isterse bu hastaneleri, bedelini ödeyip satın alamaz mı?- Devletin bu işi nasıl yapacağı Anayasa ile belirlenmiştir. Örneğin bu işte bir kamu yararı görülüyorsa, devlet SSK hastanelerini kamulaştırabilir. Ama bunun karşılığında yapması gereken bir şey var; yine Anayasa’ya göre kamulaştırma bedellerini peşin ödemesi gerekiyor. Peki bedeli peşin ödenmiyor mu?- Hayır, yasa tasarısına göre ödenmiyor. Bedelin nasıl ve ne sürede ödeneceğine Bakanlar Kurulu karar verecek. Bedelini isterse 100 yılda ve sıfır faizle ödeyebilir. Bu durum açıkça mülkiyet hakkına saldırıdır. Ama bu gerçekler kamuoyuna yeteri kadar yansımıyor; asıl sorun da bu... Daha garip olanı ise, tasarı yasalaşır yasalaşmaz, SSK hastaneleri devrediliyor, daha sonra satış bedelleri bir komisyonca belirleniyor. Yani mal elden çıktıktan sonra... ‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile yola çıkarsanız hukukun da, Anayasa’nın da dışına çıkarsınız.İKİ ÖNERİ Kılıçdaroğlu, bu yöntemin de sağlıktaki sorunu çözemeyeceğini belirterek, bir öneride bulunuyor:‘SSK Yasası’nın 118. maddesi kaldırılarak, bir memurun ister devlet, ister SSK ve ister üniversite hastanelerinden hizmet alabilmesi olanağı tanınabilir; bir SSK’lıya sadece SSK eczanelerinden değil sözleşmeli eczanelerden de ilaç alma olanağı sağlanabilir. CHP olarak biz bunu desteklemeye hazırız’ diyor.Bilimsellikten sakın ayrılmayın HAVA raporu sunucularının dikkatine... Lütfen, sunumlarınızda bilimsellikten ayrılmayınız; verdiğiniz bilgilerde objektif kalınız. ‘İyi-kötü’ türü değerlendirmeler yapmayınız. O görev size düşmez! Zira, ‘güzel...’ diye duyurmaya çalıştığınız ‘güneşli bir haftasonu’, size göre özlenen olsa da, pek çok kişi için hiç de öyle olmayabilir. Yağış olmadan, insanların aç ve susuz kalabileceğini; siz ‘oh ne güzel’ derken, dünyada açlık ve susuzluktan milyonlarca kişinin ölmekte olduğunu, bu bağlamda, çiftçilerin ‘kan ağlıyor’ olabileceklerini asla unutmayınız! Yine unutmayalım ki ‘muasır medeniyet’in temel göstergesi ‘bilimsellik’tir. Prof. Niyazi KARASAR‘Gözlerimi istiyorum komutanım’ diyen gazi Aydın öldü‘ASTSUBAY Levent Aydın, 7 yıl önce Eruh’ta bir mayının patlaması sonucu gözlerini ve iki kolunu kaybetti. Tedavisi Ankara TSK Rehabilitasyon Merkezi’nde sürdürüldü. Merkeze gelenler bu gaziyi mutlaka ziyaret ediyordu. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, gazilerin tümüne birer kol saati hediye etti. Aydın bu saati hiçbir zaman takamadı. Ne kolu, ne bileği vardı. Bir gün dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı onu gördü. Elini tutamadı, omuzuna dokunup ‘Bir isteğin var mı evladım?’ diye sordu. Astsubay Levent cevapladı:- Gözlerimi istiyorum komutanım!Onu, herkes bu sözler ile daha iyi tanıdı. Tıp dünyası seferber edildi, İngiltere’ye gönderildi ama olmadı. Levent, 2 Kasım günü Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök ile Rehabilitasyon Merkezi’ndeki iftar yemeğindeydi. Yine kimseyi göremedi. O gece fenalaştı ve beyinde oluşan enfeksiyon sonucu şehit oldu. - Kimse ona gözlerini geri veremedi’Bu öyküyü, Nokta’da, Ankara Temsilcisi Emin Özgönül’ün kaleminden okuyabilirsiniz.Demirel’e siyasette 40. yıl kutlamasıSÜLEYMAN Demirel, Adalet Partisi’nin 12 Eylül öncesindeki kadroları ile bugün Oran’daki Türk-Japon Derneği Salonu’nda bir araya geliyor. Hamdi Üçpınarlar’ın öncülüğündeki bir grubun organizasyonunda, Demirel’e siyasete atılışının 40. yılı dolayısıyla bir de plaket verilecek. Davete AP kadrolarında görev yapmış örgüt başkanı, belediye başkanı, milletvekili ve bakanlar davetli. Mehmet Ağar, Prof. Tansu Çiller, Hüsamettin Cindoruk ve Yıldırım Avcı’nın da davetli olduğu kutlama için bir DYP’li; ‘Demirel’den merkez sağın toparlanması konusunda ‘ışık’ vermesini bekliyoruz’ diye konuştu.GÜNÜN SÖZÜ‘Bir gün mutlu olmak istiyorsan içki iç /Bir hafta mutlu olmak istiyorsan tatile çık.Bir ay mutlu olmak istiyorsan evlen / Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan toprakla uğraş.Bir ömür boyu mutsuz olmak istiyorsan insanlarla uğraş...’ (Çin Atasözü) Biliyor musunuzSÜLEYMAN Demirel’in bugün Ankara’da, siyasete başlamasının 40. yılında Adalet Partisi’nin 1980 öncesi kadrolarında görev yapan örgüt üyeleri, belediye başkanları, parlamenter ve bakanlarla bir araya geleceği ve merkez sağın birleşmesi konusunda mesajlar vereceğini... ANAP İstanbul İl Başkanı Sibel Çarmıklı’nın, Nesrin Nas’ın istifası üzerine ‘ANAP’ın geçmiş 20 yılda ülkemize yaptığı hizmetlere devam etmek amacıyla varız ve gelişerek var olmaya devam edeceğiz’ dediğini... YAŞAM Hakkı İnisyatifi’nin (0542-322 89 65) İnönü Stadı’nda Cihat Aktaş’ın öldürülmesinin koşullarını hazırlayan, sorumluluklarını yerine getirmeyen, görevlerini ihmal eden, denetimleri gerçekleştirmeyen ilgili özel ve kamu kurum ve kuruluş yöneticileri için Cumhuriyet Savcılığı’na iki suç duyurunda bulunduğunu... BATI Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanlığına Erol Kaşifoğlu’nun seçildiğini...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!