Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2004 00:00
ORUÇ tuttuğu için, öğleyin
yemek yemeyen işçilere verilen yemek parası bu yıl yine vergiye tabi...Para yerine erzak verilmesi halinde de durum değişmiyor o da gelir vergisine ve damga vergisine tabi olacak.ORUÇ TUTMAYANA VERGİ YOKOruç tutma olayını, vergi yasaları açısından değerlendirdiğimizde, şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Ramazanda oruç tutmayıp, işyerinde yemek yiyenlere sağlanan menfaatler gelir vergisine tabi değil (GVK. Md. 23/8). İşçilere civar lokantalarda ya da yemek verme hizmeti yapan yerlerde, yemek verilmesi halinde de, yemek bedelinin işçi başına günlük, KDV dahil 8 milyon 260 bin liralık kısmı, gelir vergisine tabi tutulmuyor. Yani oruç tutmayanların yemek bedeli gelir vergisine tabi tutulmuyor...Buna karşılık, işveren tarafından, oruç tutan işçilere verilen yağ, makarna, un, fasulye, bulgur ve peynir gibi erzağın bedeli ya da nakit olarak ödenen yemek bedeli, gelir vergisine ve damga vergisine tabi tutuluyor. Bu uygulama yıllardır böyle...Özetle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/8. maddesi ve 186 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan açıklamalara göre; ramazanda oruç tutan işçilere, erzak ya da yemek parası verilmesi halinde, verilen erzaklar ya da paraların, ücret sayılarak vergilendirilmesi gerekiyor.SSK PRİMİ DE VAROruç tutan işçilere ödenen paraların 888 bin 300 lirayı aşan kısmı, SSK primi kesintisine tabi. SSK erzak verilmesi konusunda insaflı davranıyor ve oruç tutan işçilere verilen erzağın bedelini, sigorta primi kesintisine tabi tutmuyor.Ramazan ayında oruç tutan işçilerin aleyhine olan ve onları vergilendiren, yasa maddesinin ve sigorta primi uygulamasının, gözden geçirilmesinde yarar var...Memura müjde2005 Bütçe Yasa Tasarısını açıklayan Maliye Bakanı, her kesime çok sayıda müjdeler verdi. Bunlardan biri ‘memurlara ödenen 200 bin lira aylık kira yardımı’ ile ilgiliydi. Daha önce birkaç kez ‘200 bin liraya simit bile alınamıyor. Bu yardımı yükseltin ki bir anlamı olsun. Aynı kalacaksa, kaldırın gitsin, çünkü memurun zoruna gidiyor’ diye yazmıştık.Maliye Bakanı, soruna kalıcı bir çözüm getirdi ve konut yardımı 1 Ocak 2005’ten itibaren kaldırıldı... Artık 200 bin lira da yok!..Bu arada, doğum yapan memurlara ödenen 2 milyon 895 bin 750 liranın, doğumevine gitmek için taksi parasına bile yetmediğini hatta İstanbul’da köprüden geçiş ücretini bile karşılamadığını da yazıp yükseltilmesi gerektiğini belirtmiştik.Maliye Bakanı, doğum yapacak kadınlara müjdeyi verdi: Yeni yılda, doğum yardımı 40 milyon liraya yükseltiliyor.İyi ama bu para, kadın evde doğum yapsa bile masrafını zor karşılar. Peki... Doğum için hastaneye giden ne yapacak?Bektaşi’nin orucuSICAK bir ramazan günü, Bektaşi’nin biri, karşı köye doğru gidiyormuş. Sıcak ve açlığın da etkisiyle oflaya puflaya giderken, çeşme kenarındaki ağacın altında oturan birini görmüş. O da ne? Adam öğle üzeri oturmuş, kavun, beyaz peynir, karpuz, üzüm yanında da içkisi ve soğuk suyu... Bektaşi yutkunmuş ve adamın yanından geçerken; ‘Selamün aleyküm, afiyet olsun’ demiş. Adam da; ‘Aleyküm selam arkadaş, gel otur. Öğle zamanı, acıkmışsındır iki lokma bir şeyler ye...’‘Sağol arkadaş, ramazan ayında bize yasak. Hava kararana kadar yemek yiyemeyiz. İçkiyi de hiç içemeyiz."Bektaşi böyle dedikten sonra yürümeye devam etmiş. Sonra aklına bir şey geldiği için geri dönmüş ve adamın yanına yaklaşarak; ‘Arkadaş, hangi dinden olduğunu bilmiyorum ama dininin kıymetini iyi bil!..’ demiş.İşkolik adam ve çocuğuYALNIZCA Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde, işkolik insanlar başta çocukları ve eşi olmak üzere, yakınlarını ihmal edebiliyor. İşte size yaşanmış bir örnek: Adam, yorgun vaziyette işten döndüğünde, 6 yaşındaki oğlu yanına yaklaşıp sormuş;- Baba, saatte kaç para kazanıyorsun?- Git oğlum, zaten akşama kadar çok yoruldum. Hadi odana...- Babacığım lütfen...- Peki mutlaka öğrenmek istiyorsan 20 dolar.- Tamam babacığım, peki bana 10 dolar borç verir misin?- 10 dolar senin için çok para, kimbilir gereksiz neler alacaksın. Haydi odana git ve kapını kapat.Çocuk, boynunu büküp, sessizce odasına gitmiş. Aradan biraz zaman geçmiş, adam çocuğa ne için istediğini bile sormadan sert davrandığına üzülmüş ve çocuğun odasına gitmiş; - Al bakalım istediğin 10 doları. Biraz önce çok yorgundum, konuşacak halde değildim, demiş.Çocuk, dinlemeden 10 doları almış ve sevinçle haykırmış; - Teşekkürler babacığım.Sonra, bir kutunun içindeki buruşuk paralarını çıkarmış, saymış ve babasına doğru bakmış. Baba sinirli bir şekilde; - Paran olduğu halde niye benden para istiyorsun?diye bağırdığında, çocuk; - Ama yeterince param yoktu.demiş ve babasının gözlerinin içine bakarak, elindeki paraları uzatmış; - Babacığım, işte sana 20 dolar, bir saatini alabilir miyim?..Günün sözüYanlış sonsuz şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir.J.J. Rousseau
button