İsa'nın ruhu içimde

Güncelleme Tarihi:

İsanın ruhu içimde
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 1999 00:00

Haberin Devamı

Aczmendi Lideri Şeyh Müslüm Gündüz'ün oğlu Ahmet Gündüz kaset ve klip çalışmalarına başladı.

Ahmet Gündüz, 1970 Ankara doğumlu. Aczmendi lideri Müslüm Gündüz'ün oğlu. Adı hep onunkiyle birlikte anılıyor. Bundan çok da hoşnut değil. Çünkü o yaptığı müzikle ve kendi fikirleriyle konuşulmak istiyor. Babasının zekásına hayran ama insanların saflığından yararlanmasına sinir oluyor. ‘‘O en başta beni kandırdı,’’ diyor. Hiç bir zaman iyi ilişkileri olmamış. Bugün yaptıklarında, yapmak istediklerinde bir ‘‘isyan’’ var. Babasının gittiği yolun tam tersinde ilerliyor. Şu sıralar Türk Halk Müziği söyleyeceği albümün hazırlıklarında. İsa'nın ruhunun kendi içinde olduğuna inanıyor. Kendini onun havarisi gibi görüyor. Kasete çekeceği ilk klibin senaryosu da buradan çıkmış. Bütün dinlerin kardeş olduğuna inanıyor ve bunu insanlara müzikle anlatmak istiyor. Yapmak istediği en önemli şey ise Doğu'daki insanların şeyhlere inanmasını önlemek. Bunun için bir klüp bile kurmayı düşünüyor. O Tanrı tarafından böyle görevlen-dirildiğine inanıyor...

Müslüm Gündüz'ün oğlu olmak ne demek? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

- Çarpık bir aile ilişkimiz oldu. Babamın çok evlilik olayından kaynaklanıyor. Bir türlü aile olayına adapte olamadık. Bu da en çok çocuğu etkiliyor. Benim ruh halimi çok etkiledi.

Nasıl etkiledi ruh halinizi?

- Baba, çocuğuna tam sevgisini veremiyor. Bunun yanı sıra anne de, kocasından alabileceği sevgiyi tam alamadığı için ortaya böyle çatlaklar çıkıyor. Ben özellikle okul yıllarında, okula adapte olamıyordum. Sevgi eksikliği yüzünden kendimi sokaklara verdim. Daha sonra kendi kendimi yönlendirebildim. Babam din konusunda gerçekten titiz bir insandır. Ama her şey dinle, ibadetle bitmiyor. Önce insana sevgiyi vermek gerek. Din olayını çok iyi işledi bana fakat nedense ben çocukluğumdan beri sinemayı çok seviyorum, müziği çok seven bir insanım. Belki de yasak olduğu içindir.

AİLEMLE İLİŞKİM YOK

Yasak mıydı televizyon seyretmek, müzik dinlemek?

- Evimizde şeytan icadı denildiği için televizyon yoktu. Benim halamın evinde televizyon vardı, onlara gider seyrederdim. 10 yaşıma kadar Ankara'daydım sonra Elazığ'a geldik. Babam Et-Balık'ta bölge müdür yardımcısıydı. Sonra ayrıldı. 19 yaşımda Ankara'ya döndüm. İlk önce garsonluk, komilik, body guard'lık yaptım.

Ailenle ilişkini tamamen kopardın mı?

- Tamamen kopardım çünkü paylaşacak hiçbir şeyimiz yoktu. O insan kafasına sarığını sardı, dinine yöneldi ama bize bir şey vermedi. Belki bana sevgi vermiş olsaydı ben de onun yolunda olurdum.

Ben sizin bir çocukluk arkadaşınızla tanıştım ve bana çocukken yaptığınız ‘‘haylazlıkları’’ anlattı. Seccadelere rakı dökmeler, babanın kasasından para çalmalar...

- Onları da mı anlattı! Elazığ'da babamla gırtlak gırtlağa gelmiştik. 16 yaşımdaydım, bana para karşılığı dua ezberletiyordu. Ertesi gün ne para ne pul geliyor. Kandırıldığım için güvenim sarsılıyor, insanın dünyada yapabileceği en kötü şey çocuğuna yalan söylemesidir. Bana bir bisiklet alacaktı, yıllardır almadı. O ara babamın dükkanında çalışıyordum. Dükkandan para yürütüp taksiyle göle yüzmeye giderdik, kafaları çekiyorduk. Millete uyuzluk olsun diye seccadeye değil ama dergáh olan yerlere alkol döküyorduk. Bir gün onların limonatasına votka koyduk. Millet geliyor bir acılık var diye. Ben de 'akşamdan yaptık,' acımıştır diyorum. Millet içti içti, dini vecibelerini yapacaklar ama ortalık curcuna. Üç gün güldük. Babamın o gün misafiri vardı, gelmemişti. Olayın ertesi günü, babamın sağ kolu olan biri geldi dedi ki ‘‘ O gün bize Allah'tan bir hal geldi’’. ‘‘Ulan Allah'tan olay gelse biz de biliriz, bu Allah'tan değil, votkadan gelen bir olay oğlum,’’ demek istedim, diyemedim tabii.

Bunu babanız hiç öğrenmedi sanırım, şimdi okuyunca öğrenecek... Peki başka muzurluklar var mı?

- Üstünden 15 sene geçmiş, ne yapayım. Bir gün de babamla zikir yapılan yere, tekkeye gittik. Daha şeyhliğini ilan etmeden önce. Küçüğüm, orada koşuyor zıplıyoruz. Millet halkayı kurdu, zikir yapmaya başladı, lambayı da söndürdüler. Sadece bir ses Allah Allah! diye. Bir ara bana bir tane tekme geldi. Ben arkadaşım diye, tekmeyi o attı ya, gözümde görmüyor karanlıkta, önümdedir diye ben bir tekme attım. ‘‘Allaahh, şeyh ölüyor,’’ diye biri bağırdı. Ben tekme atınca o hızla yere yuvarlandım. Bunlar lambayı yaktılar, baktılar kimse yok. Ben şeyhe vurmuşum meğer. Biri oradan ‘‘Aşk geldi, aşşk,’’ diyor. Epey bir zaman çözemediler olayı. Sonra Şeyh Efendiye suikast yapıldı, yok aramızda abdestsiz biri vardı da cin çarptı diye yalanlar çıktı. Beş altı sene sonra gerçek ortaya çıktı, ama beni adım da Şeytan Ahmet kaldı.

Siz bütün bu yapılanlar hakkında ne düşünüyordunuz o zamanlar?

- İbadet güzel bir olay, insanları rahatlatan, Tanrı'ya ulaştıran bir olay. Ama şimdi bizim insanımız da çok saf. Tekme olayını cine bağladı, votka için Allah'tan bir hal geldi dedi. Babamın olayına şöyle bir bakışım var. O zeki bir insan, insana kendini dinlettiriyor. Kafa yapısına hastayım ama benim sinir olduğum insanları aldatarak bir yerlere gelmeye çalışması.

Tartışır mıydınız bu düşünceleri?

- Tartıştık ama pek de hakkım yoktu. Çünkü çok iyi falakaya yatırıyordu. Kaba kuvvet kullanmak da iyi değil çünkü hırçın oluyorsun, susuyorsun. İnsanın susması her şeyi kabul ettiği anlamına gelmiyor ki? Şu anda benim elime fırsatı Tanrı verdi. Gerçekleri söyleyerek kullanıyorum.

Kaset çıkarmaya, müzik dünyasına girmeye nasıl karar verdiniz?

- Ankara'da Farabi sokak'ta bir barda güvenlik olarak çalıştım, sonra işletmeci olarak devam ettim. 2-2,5 yıl bu barı işlettim. Orası rock bardı. Ben Sezen Aksu, İlhan İrem hayranıydım. Şimdi underground ve techno dinliyorum. Müziğe kabiliyetim olduğunu o dönemlerde farketmiştim. Mesela elimle çok iyi klarnet taklidi, ağzımla çok iyi kanun taklidi yapabiliyorum. Sonra kafama koydum bu işi yapmayı ve ona yöneldim.

TANRI VAZİFELENDİRDİ

Babanız sizin yaptıklarınıza nasıl bakıyor, ne düşünüyor?

- Olumlu bakmıyor. Yemesi de içmesi de bizden değil ne yaparsa yapsın diye düşünüyor. Babamın etrafındaki insanlardan korkuyordum bir ara. Sabah arabamı kontrol edip biniyordum. Ne olur olmaz adamın etrafındakiler hasta.

İsa'nın ruhu içinizde, peki Hristiyan olmayı düşündünüz mü?

- İsa'nın ahir zamanda geleceği biliniyor. Ben buna inanıyorum ve onun geleceğinin habercilerinden biri gibi görüyorum kedimi. Havarisi gibi. Ben buna inanıyorum. İsa'ya hayranım. Hristiyan olmayı düşünmedim çünkü Müslümansan da Histiyansın, Hristiyansan da Müslümansın. Dinler benim için bir. Renk aynı. Din tek renktir. Bölücülük yapanlar hariç. Ben Tanrı tarafından böyle vazifelendirildiğime inanıyorum.

Nasıl bir görev bu?

- Ben elimde imkán olduğu zaman, bu Doğu'nun insanının şeyhlere inanmaması için bir klüp kuracağım. Bizim insanımız illa bir baş mı istiyor. Alın kitap okuyun ya! İnsanların bilinçlenmesi gerek. Bu insanlar din kisvesi altında çok sömürüldü, yeter artık!

Babaya bir isyan var burada...

- Var tabii olmaz mı? Babamla çok iyi anlaşan bir insan olsaydım burada olmazdım. Ama iyi ki de anlaşamamışım çünkü benim yolumun gerçek olduğuna inanıyorum. İnsanları kandırarak, aldatarak bir şey verilmez.

İsa'nın ahir zamanda geleceği biliniyor. Ben buna inanıyorum ve onun geleceğinin habercilerinden biri gibi görüyorum kedimi. Havarisi gibi. Ben buna inanıyorum. İsa'ya hayranım. Hristiyan olmayı düşünmedim çünkü Müslümansan da Histiyansın, Hristiyansan da Müslümansın. Dinler benim için bir. Renk aynı. Din tek renktir. Bölücülük yapanlar hariç. Ben Tanrı tarafından böyle vazifelendirildiğime inanıyorum.

KASET HAZIRLIĞI

Yaptığınız müziğin türü ne? Şarkı sözlerini siz mi yazıyorsunuz?

- Sesime Türk Halk Müziği gidiyor. Ben de yazıyorum söz. Kasette dört türkü benim. Türk Halk Müziğini remiksli olarak yaptık. Yaklaşık 1-2 ay içinde tamamlanacak.

Klip çekecek misin?

- Klip için çok iyi bir proje var. İsa'nın ruhunun ben de olduğuna inanıyorum. Onun ruhu binlerce insanın ruhuna girmiş olabilir. Klipte bunu vurgulayacağım. Bu nereden çıktı diyeceksin şimdi. Klip fikrini çok değer verdiğim bir arkadaşımdan aldım. Klibin başında ben İsa'yım, çarmıhta, sonra kafamı kaldırıyorum ağlama duvarının karşısındayım, duvar bitiyor budist oluyorum, tapınaktayım. En sonunda kabeye geliyorum. Hepsinde hacı olmuş oluyorum yani. Şarkının sözlerinde de bu anlatılıyor.

Bir eğitim falan aldınız mı?

- Hayır. Kulağım çok iyi, bir şarkıyı dinlediğim zaman hemen çıkarabiliyorum. Gitar öğrenmeye başladım, kurslara gidiyorum. Kaseti ilk çıkarmayı kafama koyduğumda bir takım insanlardan, Unkapanı'nda darbe yedim, parasal olarak. Bir firmaya para verdim ortada kaldım. Şimdi Elele Müzik Firmasıyla çalışıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!