İş hayatında vazgeçilmez olmanın yolları

Güncelleme Tarihi:

İş hayatında vazgeçilmez olmanın yolları
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2006 00:00

İş dünyasının yazılı olmayan kurallarını öğrenerek, işinizde iyi bir atılım yapmak ister misiniz? Seninle dergisinin mart sayısındaki önerileri uygularsanız, yeni başladığınız bir işte parlama şansını yakalayabilir, zam olmayan bir dönemde bile bir ikramiyeyle ödüllendirilebilirsiniz.

İşsizlik herkesin korkulu rüyası. Geçirilen ekonomik krizler, zorlaşan hayat şartları yüzünden işsizlik oranı gittikçe yükselirken, yoğun bir rekabetin yaşandığı iş dünyasında yalnızca işi elimizden geldiğince iyi yapmak yeterli olmuyor. Bu yüzden giderek daha çok insan kendisine "Daha farklı ne yapabilirim" sorusunu soruyor.

Ülkemizde sektörel bazda iş yapan birçok küçük firmadan birinde çalışıyorsanız, dikkat etmeniz gereken ilk nokta, eğer çalışılan firma küçükse, idarecilerin çalışanlar hakkındaki fikir ve yorumlarının da kişiselleşebileceğini unutmamak. Yani işinizi çok iyi yapsanız bile, idarecilerinizin hoşuna gitmeyecek bir davranışınız konumunuzu ve alacağınız terfi ya da zammı engelleyebilir.

1. kural

Sadakatinizi gösterin

İşyeri sahibi veya bir amir için çalışan hakkındaki en önemli gösterge, o kişiye güvenilip güvenilmeyeceğidir. İş dünyası hakkında kitaplar yazan birçok kariyer uzmanı da bu noktaya dikkat çekiyor ve biz çalışanları uyarıyorlar: "Patronunuza ya da amirinize olan inancınızın eksik olduğunu hissettirmeyin!" İsteyerek ya da istemeyerek dahil olduğumuz küçük dedikodulardan vazgeçerek, ofis içinde ağzı sıkı davranmanın faydasını göreceğinizi asla unutmayın. Bunun yanı sıra, zaman zaman kendi alanınızın dışında bile olsa, yardım gerektiğini gördüğünüzde söylenmeden yardım etmek, üst kademeler tarafından mutlaka fark edilecektir. Unutmayın ki, fazladan bazı küçük işleri alabilmeye istekli olduğunuzu göstermek, ihtiyacınız olduğunda iş konusunda destek almak veya daha fazla zaman istemek için iyi bir fırsat yaratır.

Peki ya yerinizin ne kadar sağlam olduğunu merak ediyor musunuz? Öyleyse ’Kendini onun yerine koy’ oyunu oynamaya ne dersiniz? Bunun için boş bir zamanınızda, gözlerinizi kapatarak kendinizi patronunuzun ya da müdürünüzün yerine koymaya çalışın. Bu hayali yaratmaya başladığınız an şu değişik sahneleri yaratmayı da unutmayın; işyerinde sizin çalıştığınız departmanla ilgili önemli bir sorun var ya da verilen hizmetlerle ilgili aksama yaşanıyor. Siz patronunuzun yerinde olsaydınız ne yapardınız? Size güvenebileceği ya da gözü arkada kalmadan işleri size emanet edebileceği hissini veriyor musunuz? Yoksa işini sadece ’gidilmesi ve mesai doldurulması gereken bir yer’ olarak gören, görev tanımlaması dışındaki işlerde yardım etmeyi reddeden, en basit soğuk algınlığında bile evde oturan insanlardan mısınız?

2. kural

Puan toplayın

İşyerinde vazgeçilmez olmak için, patronunuzun gözüne girebileceğinizi sanarak her söylediğini onaylamanızın pek bir faydası yok; ama her dediğine muhalefet etmenin de bir anlamı yok. Bilmeniz gereken, uygun zamanda yapıcı eleştiri dilini kullanmayı öğrenmek. Yani planlanmamış aksi bir olay karşısında yalnızca durumdan şikayet etmek değil, o olumsuzluğun nasıl üstesinden gelinebileceğine dair, mantıklı bir fikir ileri sürebilmek gerekir. Bu şekilde, işinize katkıda bulunabileceğiniz gibi, işin geleceği açısından da kendinizi sorumlu tuttuğunuzu göstermiş olursunuz. Böyle bir tutum her zaman kazanır.

Diğer yandan, eğitiminizi pekiştirmek de her zaman için kendinize yapabileceğiniz iyi bir yatırımdır. Pozisyonunuzun gerektirdiği donanımları geliştirmeye çalışmak için katılacağınız kurs ve seminerlerin faydasını bir gün mutlaka görürsünüz. Eğer bir kariyer değişikliği planlıyor ve yeni bir alana geçiş yapmak istiyorsanız, ortak içeriğe sahip birkaç kursa katılarak birikiminizi zenginleştirebilirsiniz. Kurslar için şu anki işyerinizden ayrılmanıza gerek yok; hemen her işyeri eğitim ve seminerlere katılacak olan çalışanını destekler.

3. kural

Pozitif imaj

Dış görünüşüne önem veren bir kişinin işine, çevresine ve en önemlisi kendisine saygı duyduğu ve iş hayatını ciddiye aldığı düşünülür. Ancak burada çok önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerekir. Dış görünümde önemli olan dikkat çekmek değil, iş yaşamıyla uyumlu şekilde, profesyonel ve düzgün giyinmektir. Abartıdan kaçınmak gerekir. Bunun yanında, dakik ve planlı olmak da iş yaşamı için en önemli kurallardan.

Kendinizi değerlendirin

Yapılan araştırmalara göre işyeri sahipleri, çalışanları hakkındaki düşüncelerini şu tutumlarıyla belli ediyorlar:

Çocuğunuzun derslerini soruyorsa: Eğer patronunuz ailenizin hatırını, yaz tatilinizi nasıl geçirdiğinizi soruyorsa, bu iyiye işarettir. Demek ki sizi yalnızca bir çalışan olarak görmüyor ve sizi bir insan olarak da değerli buluyor.

Başkalarının yanında sizi övüyorsa: Eğer patronunuz başkalarının yanındayken sizi övüyor, eleştiri yapmak içinse baş başa kaldığınız zamanları seçiyorsa, bu da sizi değerli bulduğuna dair önemli bir sinyaldir.

Fikrinizi alıyorsa: Artık size güveniyor demektir. Zaman zaman şirketin işleyişiyle ilgili fikrinizi sorması, ya da "Benim yerimde olsaydın sen ne yapardın" tarzında bir yaklaşımda bulunması iyi sinyallerdendir.

Samimi sohbetler: Bazen patronunuz söyleyecek önemli bir şeyi olmadığı halde sizi çağırıyor, kapısının önünden geçerken biraz laflamayı öneriyorsa, bu size gerçekten değer verdiğinin işaretidir.

Bunlar da kötüye işaret: Eğer patronunuz hatalarınızı başkalarının önünde eleştiriyorsa, toplantılarda iş arkadaşlarınızla konuştuğu halde, sıra size geldiğinde sessiz kalıyorsa bu işaretler, işyerinize olan katkınızın az bulunduğunu gösterir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!