Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Aradan yıllar geçti, kimi lojistik şirketi sahibi oldu, kimi mühendis. Ama içlerindeki gençlik ateşi hiç sönmedi. Üç yıldır, iş çıkışı kravatları atıyor, takım elbiselerin yerine tulumları çekip piste koşuyorlar. Onları pistlere döndüren ise Porsche Cup etkinliği. Bu sene 3-4 Nisan’da başlayacak yarış, Yunanistan, Romanya, Portekiz ve Almanya’yı da içine alıp lokal olmaktan çıkıyor. Hızlı ve azimli iş adamları, özel araçlarıyla başarı kazanmak için yurtdışı dahil çeşitli pistlerde harıl harıl antrenman yapıyor.
İyi ve hızlı bir otomobil, her erkeğin hayalini süsler. Hele bu otomobil, özel üretilmiş bir Porsche ise... Türkiye’de Porsche kullanan yaklaşık 3 bin kişi var. Ama markanın yarış için hazırladığı özel araçları tercih edenlerin sayısı bir elin parmakları kadar.
Peki insan dünya kadar para harcayıp, neden sadece özel pistlerde kullanabileceği bir otomobil ister? Onların hikayesi, Porsche Club İstanbul Derneği’nin, 2007’nin Kasım ayında, üyeleri arasında pist günleri düzenlemesiyle başladı. Yarışlar, hem üyeleri biraraya getiriyor hem de herkesin otomobil kullanma yetisini birbirine göstermesini sağlıyordu. Böylece iş dünyasındaki arkadaşlık pistlerde sıkı bir rekabete dönüştü. Zamanla yarış tutkusu ve hız sevdası iyice kanlarına girdi. Ve pist günlerini ileri seviyeye taşımaya karar verdiler.
TANESİ 115 BİN EURO
Önce Brezilya’dan sekiz Porsche 996 GT Cup aracı satın alındı. Araç başına yaklaşık 95 bin Dolar ödendi. 2008’de, profesyonel araçlarla tamamen lokal olarak yarışlar başladı. Organizasyonu, 90 Auto Academy üstlendi. Tek marka ve aynı model araçlardan oluşan kupa yarışı, altı aşamalı hazırlandı. Setler İzmit, İzmir ve İstanbul’da düzenlendi.
Bu yarışlar ve azimli pilotlar, Porsche’nin yurtdışındaki yetkililerinin gözünden kaçmadı. Marka projeyi sevdi ve yarışları Doğu Avrupa’ya da yaymaya karar verdi.
İş adamlarını bu sefer büyük bir telaş aldı. Çünkü artık sadece kendi aralarında değil farklı ülkelerin pilotlarıyla yarışacaklardı. İlk iş arabalarını yenilemeye karar verdiler. Yine tamamen yarışlar için üretilen 2009 model, 997 kasa yeni arabalar 115 bin Euro’ya satın alındı. Farklı ülkelerin pistlerinde deneme sürüşleri yapıldı.
ÜCRETSİZ İZLEYEBİLİRSİNİZ
Nisan başında yapılacak turnuvada yarışacak hızlı Türkler’in rakiplerine gelince... Türk pilotlarla aynı model otomobile sahip Yunanistan, Romanya, Portekiz, Almanya ve Bulgaristan...
Yedi ayağı olan yarışın dört ayağı Türkiye’de yapılacak. Diğer setler Yunanistan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde olacak. Cup’ın ilk etabı 3-4 Nisan’da İstanbul Park’ta gerçekleşecek. Herkes izleyebilsin diye etkinlik ücretsiz olacak. Pilotlar gelenlere tur bile attırabileceklerini söylüyorlar.
HER ÖNÜNE GELEN KATILAMIYOR
Bu sene yarışı, 90 Auto Academy ile Alman MRS firmalarının kurduğu Grid Concept organize ediyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Doruk, her Porsche’si olanın yarışlara katılamayacağını söylüyor: “Belli bir eğitimden geçmek şart. Tecrübe de gerekiyor. Biz isteyenler için eğitim veriyoruz. Dersler güvenlik, ileri sürüş ve performansa yönelik yapılıyor. Araçların mekanik özelliklerinden pist alanının inceliklerine kadar detaylar anlatılıyor.”
CENK CEYİŞAKAR (42) - ABC GIDA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Sekiz saniyede dört takla attım
Gençlik yıllarım Bağdat Caddesi’nde geçti. Hıza karşı hep ilgim vardı. O yıllarda caddede hızlı araç kullanırdım. Sonrasında bir Peugoet 205 edindim, yarışlara katılmaya başladım. Ancak özel hayatımda hızın kötü etkilerini yaşadım ve hız sevdamı pistte tatmin etmeye karar verdim. Şimdiye kadar 2004’te Castrol, 2006’da İpragaz Honda Cup şampiyonu oldum. 2008’de pist şampiyonluğu kazandım. Aynı yıl Porshe Cup ikinciliği aldım. 2009’da aynı yarışta birinci geldim.
Tabii bu dereceleri alırken defalarca kaza geçirdim. Ama yaşanan kazalar beni korkutmuyor. En son geçen sene, başka bir arabanın bana temas etmesi sonucu sekiz saniye içinde aracım dört takla attı. Ama hiçbir yerime zarar gelmedi. Özel koltuk, altı noktadan bağlanan ve bizi saran emniyet kemeri, yanmaz tulum, kask ve boynumuzu darbelerden koruyan bir sistem var. O yüzden takla atarken dışarıdan bakanlar çok heyecanlanırken biz sadece taklaların bitmesini bekliyoruz. Çok büyük oranda da sıkıntı yaşamadan kurtuluyoruz. Eşim yarışları seyrederken artık sakin davranıyor. Zaten otomobil sporu yapanlar ve yakınları bu işin ne kadar güvenli ortamda yapıldığını biliyor.
YÜCEL ÖZBEK (45) - KİMYA MÜHENDİSİ, FARMASANTE İTHALAT VE PAZARLAMA MÜDÜRÜ
Yarış sırasında dişlerimiz uzuyor
Ben de arkadaşım gibi, araç sürmenin keyfini Bağdat Caddesi’nde öğrendim. İlk yarış deneyimimi ise Porsche aldıktan sonra yaşadım. 2007 Türkiye Pist Şampiyonası’nda İzmir Türkiye Pist üçüncüsü Oldum. 2008 Porsche Castrol Chalenge Cup sonuncusuydum. 2009’da aynı yarışta ikinci oldum. Çok çalıştım. Yurtdışındaki yarışlara girerek antrenman yaptım. Artık sokakta araç sürerken hız yapmıyorum. Hatta otomobil kullanmaya bile korkar hale geldim. Çünkü yarışlar belli kurallar çerçevesinde ve güvenli araçlarla yapılıyor. Oysa İstanbul trafiğinde nereden ne çıkacağı belli olmuyor, günlük araçların yol tutuşları da çok iyi değil.
Aramızda artık sıkı bir arkadaşlık oluştu. Antrenman ve çalışmalarda birbirimize yardım ediyoruz. Tabii yarış sırasında dişlerimiz uzuyor. Rekabet oluyor ama arkadaşlık daha ön planda.
Ben de çok kaza geçirdim. Almanya’da 200 kilometre hız yaparken beton duvara çarptım. Acilen hastaneye kaldırdılar. Aracın demir kafesinden dolayı zarar görmedim. Sadece kaburgalarım ağrıyordu. Bir saat sonra başka bir yarışa katıldım.
CENGİZ OĞUZHAN (49) - ATA FREIGHT LINE LOJİSTİK ŞİRKETİ SAHİBİ
İnce belli olanlar kısrağa benziyor
Çocukluğumdan beri hız ve otomobilleri seviyordum. ABD merkezli bir lojistik şirketim var. Yarışları keşfettikten sonra sadece yarışlar için Türkiye’ye gelmeye başladım. Amatör olarak geçen sene ilk kez yarışa girdim. Sonra Almanya’da test yarışlarına katıldım. Güçlü, estetik, ince belli ve çok süratli olan otomobilleri seviyorum. Mesela Corvetler çok seksi. Bu tür otomobilleri kısrağa benzetiyorum. Ve onlara bağlanıyorum.
Ben antrenmanlar dışında sık sık spor yapıyor ve beslenmeme dikkat ediyorum. Bu sporda refleks ve zekanızın yatkınlığı çok önemli. Çünkü işin içine tehlike giriyor. Adrenalin yüksek olduğu için vücudunuzun buna dayanması gerekiyor. Çok enerji harcanıyor.
Ailem hala yarışmama alışamadı. Oğlum sürekli internetten kazaları bulup bana gösteriyor. Ama beni ikna edemiyor.