Güncelleme Tarihi:
Özel hayatımda bir karar aşamasındayım
"Sev Kardeşim" dizisinden ayrılan Hande Ataizi, şu sıralar "Çılgın Dershane" filminin çekimleri nedeniyle Antalya'da bulunuyor. Son zamanlarda Yeşim Salkım'la yaşadığı polemikle gündeme gelen ünlü oyuncu, hem bu tartışmaları hem de Mert İncekara ile ilişkisinde nasıl bir yol ayrımına geldiğini Kelebek'e anlattı.
- "Sev Kardeşim" dizisinin kaymakamlığından "Çılgın Dershane" filminin coğrafya öğretmenliğine transfer oldunuz? Bu ani geçişe alışabildiniz mi?
Hiç öğretmen olmamıştım. Doğrusu hepimiz bir alışma süreci yaşıyoruz şu anda. Çünkü kalabalık bir kadroyuz.
- Öğretmen kadronuz da epey ilginç isimlerden oluşuyor: Pakize Suda, Mustafa Topaloğlu, Cüneyt Arkın...
Evet, Pakize Suda'yı çok severim. Cüneyt Arkın hakikaten çok beyefendi bir adam. Mustafa Topaloğlu ise kendi şahsına münhasır biri ve benim eski eşimi canlandırıyor. O felsefe, ben coğrafya öğretmeniyim. Bir "felsefe yapma" durumu var aramızda yani... Açıkçası ben senaryoyu okuduğumda çok sevdim. Hareketli, cıvıl cıvıl bir gençlik filmi. Bir de ben rolü kabul ettikten sonra film farklı bir hale geldi. Mustafa Topaloğlu ve Pakize ile ek sahneler yazıldı benim için...
Aynen öyle, epey felsefe yapıyor. Mustafa Toplaloğlu hakikaten sevilen bir adam. Çok da iyi niyetli ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Ayrıca çok disiplinli. Tabii oyuncu olmadığı için biraz zorlanıyor ama replikler ona göre düzenleniyor. Bazıları doğaçlama gelişiyor, bir şekilde oluyor yani...
YEŞİM'E BEN TELEFON AÇTIM
- Yeşim Salkım'la son durum nedir? Aranızdaki gerilim neden kaynaklandı, olayı tam olarak sizden öğrenebilir miyiz?
Birçok usta sanatçıyla birlikte bir film festivali için Strazburg'a davet edilmiştim. Bize kalorifersiz bir otel verdiler. Buz gibi bir oteldi, ama iki günlüğüne gidildiği için kimse şikayet etmemişti. Ben de "Bizim bazı şeylerden rahatsız olmamız lazım" dedim. Çünkü sen kendini nereye koyuyorsan, karşındaki insan seni onun yarısına koyuyor. Sen şikayet etmediğin sürece, kimse sana ekstradan bir şey sunmak istemiyor, bu çok yanlış. Yıldız Kenter'in bize ilk derste söylediği "Çocuklar burada oyunculuk, sahne derslerini bırakın. Siz burada rahatsız olmayı öğreneceksiniz. Siz sanatçı adayısınız ve farklısınız. O sürünün içinde olanlardansanız bu mesleği yapmayın! Ama farklı, ayrıcalıklı bir meslek seçiyorsanız, duruşunuz ve yaşam biçiminizle o vizyonu destekleyecekseniz. Siz rahatsız olmayan değil, rahatsız olanlardan olacaksınız. 'Farketmez, önemli değil' demeyeceksiniz. Senin prensiplerin ve rahatsız olduğun şeyler olacak. Sen bunları özgürce dile getirebilmeyi öğreneceksin" demişti.
- Bu olay ile Yeşim Salkım arasında bir bağlantı kuramadım...
İşte o festivale giderken, Yeşim Salkım'ın "Ben özel uçakla gelmek istiyorum" dediği iletildi bize... Aslında böyle bir şey söylememiş. Gerçi keyif onun, söyleyebilirdi de... Ama ben asla kötü niyetle "Bak Yeşim Salkım da neler talep etmiş" gibi şeyler demedim. Prensipleri olan bir sanatçıya örnek vermiştim. Ancak bu sonradan büyük bir olay haline getirildi... Bir-iki gazetecinin Yeşim Salkım'a mikrofon uzatıp "Siz özel uçağa biniyormuşsunuz" şeklinde provoke etmesi üzerine, o da bir sanatçının ağzına yakışmayacak şeyler söyledi. Hepimizin sinirli olduğu zamanlar vardır. Bazen kimseyi görmek istemezsin, her şey üst üste gelir. Yine de biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Sonuçta topluma mal olmuş, mikrofon uzatılan ve milyonlarca insanın izlediği kişileriz. Topluma örnekten ziyade biz duruşumuzla farklı olduğumuzu, başka yerde olduğumuzu göstermeliyiz. Mahallede olan kavgalar olmamalı televizyonda. Ben hiç o lafları kişisel almadığım için kendisini arayıp "Yeşimciğim bu sözler hiç yakışmıyor. Ben bunu uzatmak ve kendimle ilgili bir şey de duymak istemiyorum" dedim. O da çok anlayışlı davrandı. Hepimizin zaman zaman problemleri oluyor ve ani çıkışlar yapıyoruz. Ben bir cümle sarfetmediğim için polemiğe dönüşmeden kendi kendini imha etmiş oldu...
İŞİMİ ÖZEL HAYATIMIN ÜZERİNDE TUTUYORUM
Vallahi yolunda gitmeyen şeyler var ve ben de şu anda yorum yapmak istemiyorum. Bir karar aşamasındayım aslında...
- Mutlu musunuz?
Hayatımın şu dönemini yeni işlere, projelere ayırdım. Mesleğim benim için her şeyden daha önemli. İnsanın hayatını paylaşabileceği, destek görebileceği, motivasyon sağlayacak bir ilişkisi olması tabii ki çok güzel. Ama biz biraz da mesleğimizden güç alıyoruz. Asıl olan benim işim, oyunculuğum ve ben bunu özel hayatımın çok üzerinde tutuyorum.
- Peki Cem Davran bir röportajında "Asla Hande gibi bir gelinim olmasını istemem" demiş. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Bunu benim yanımda da söyledi. Biz zaman zaman atışıyoruz ve densiz densiz laflar ediyoruz hiç düşünmeden... Medyaya da olduğundan farklı yansıyor bu sözler. Bizimkisi ikili ilişkilere fırsat tanıyan rahat bir meslek değil, çok zor... Zamanınız ve tempomuz belirsiz. Cem de bu tempo ve zor koşullarımız nedeniyle "Oğlumun Hande Ataizi ile evlenmesini istemezdim" dedi. Ama farklı anlaşıldı, farklı yerlere çekildi. Cem'le sinerjimiz uyar, iyi arkadaşım ve iyi oyuncu. Onun kötü niyetle söylediğini sanmıyorum bunu.
- Filmin oyuncu kadrosundaki gençlere tavsiyeleriniz var mı?
Hem fiziksel hem de ruh sağlıkları açısından spor yapmaya ve düzenli uyumaya dikkat etmeliler. Kafeye gidip oturmak için bir saat vakit buluyorlar ama spora bulamıyorlar! Burada da genç kızların hepsi bıcır bıcır, cici kızlar. Hepsinin hayalleri var... Bu film onlar için çok önemli bir fırsat. Bu bir gençlik filmi ve eminim ki bu filmde birçok pırıltılı genç kendini gösterme fırsatı bulacak. Onların disiplinsizlik yapmak gibi bir lüksü yok. Burada belirli kurallara göre hareket ediyorlar.
TEK İDOLÜM BETÜL MARDİN'DİR
- Çevreniz gençlerle çevrili...
Onlara baktıkça "Gençlik elden gidiyor" diyor musunuz?Hiç öyle düşünmüyorum. Hatta bazen "10 yılım geçmiş olsa da 40 küsurun güzelliğini yaşasam" diyorum. Her dönemi dolu dolu ve hakkını vererek yaşamak gerek... Hani 40 yaşında 20'li yaşlardaki gibi giyinmek, öyle davranmak da yakışmıyor bir kadına. Tabii bunun aksi de geçerli; 20'li yaşlarında bir genç kızın döpiyesler giymesi, ağır makyajlar yapması olmaz.
- İdolünüz var mı?
Evet, Betül Mardin benim idolümdür... Bence genç olmak yaşla falan alakalı değil; bir yaşam enerjisidir gençlik... Buna en iyi örnek de Betül Mardin. 80 küsur yaşında olmasına rağmen bence birçok genci alt eder, birçok gençten de gençtir. Dolu, gözlerinden ışık fışkıran, genç enerjisi olan nadir kadınlardan biridir.
- 19-20 yaşlarındaki kızların bile artık selülitleri var. Oysa siz 30'lu yaşlarınızda olmanıza rağmen ne kilo ne de selülit sıkıntısı yaşıyorsunuz, nasıl oluyor bu?
Ben mümkün olduğunca düzenli spor yaparım. Bence en önemlisi spor yapmak ve bunu yaşam biçimi haline getirmek. Laf olsun diye iki ay spor yapıp bırakmak yerine bunu bir alışkanlık haline getirmek gerekiyor. Ayrıca beslenmeme de dikkat ediyorum. Yemeyi çok sevmeme rağmen bazı fedakarlıklarda bulunuyorum.