Güncelleme Tarihi:
BİR GÜN ÖNCESİNDE İPTAL ETTİLER
“Bundan üç dört yıl önce, Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödüllerini düzenleyen kurum tarafından bir davet aldım. Sahnede ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü takdim etmem istendi. Ödül töreninden bir gün önce gelen telefonla, ‘Biz bu ödül kategorisini kaldırdık’ dedikleri için törene gitmedim. Ancak tören günü, o kategorinin kalkmadığını ve benim takdim etmem gereken ödülün bir başka meslektaşım tarafından verildiğini gördüm. Bu yıl, Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri verildi. Ben ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görülmüşüm. Ödül veren kurumun ‘ciddiyetini’ dikkate alarak, ne ödül törenine ne de ödülü almaya gittim.
DAVETİYEYİ İLETMEYİ UNUTTULAR
Benim için en anlamlı ödül Direklerarası Seyirci Ödülleri töreniydi, çünkü adında ‘seyirci’ vardı ve seyircilerin seçtiği bir ödül olarak yıllardan beri düzenli olarak verilmekteydi. Bu ödül töreni için davetiyem, Devlet Tiyatrolarına iletilmiş ancak kurumum, bana haber vermeyi unuttuğu için en çok istediğim ödülü sanatseverlerle birlikte alamadım. Almadığım bir diğer ödül de Tiyatro Eleştirmenler Birliği’nin ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüdür. Tiyatro Eleştirmenler Birliği, ödülleri her yıl, ödül töreni gecesi, ödülü kazanan oyun sonrasında verir. Ancak, bu yıl bana verilmesi planlanan ödül, kazandığım ‘33 Varyasyon’ adlı oyun sonrasında değil, bir başka Ankara DT oyunu olan, ‘Hayvan Çiftliği’ adlı oyunun sonunda verilmek istendi. Ben de oynamadığım bir oyun sahnelenirken, seyircilerimle bir arada olmadığım ödülü de kabul etmedim.”
HER ÖDÜL JÜRİSİNDE AYNI KİŞİLER
Ülkemizde sanatın maalesef bu günlere gelmesinin sebebi, yaşanan olumsuzluklara ses çıkartmayan bizleriz. Bir oyuncu için, yaşamı boyunca aldığı alkışlar kadar, oynadığı oyunlardan ödül alması da onur vericidir. Ancak bu yaşadığım örneklerde ki, koşullarda ödülleri kabul etmek de bir o kadar sanatı küçümseyen düşünce yapısına hizmet etmektir. Ödül sistemi, baştan sona yanlışlarla dolu. Hemen hemen her ödül jürisi aynı kişilerden oluşuyor. Jürileri oluşturan kişiler ‘Bunu İpek Çeken’e verelim, diğerini de ayıp olmasın ...’e verelim diyerek hakkaniyetten uzaklaşarak, hal hatır gözetir olmuştur. Verilen ödüllerden biri ‘genç yetenekleri’ destelemek amacı ile verilmekte görünüp, yaşını almış oyunculara verilmektedir. Bir başkası, sanki Türkiye, İstanbul’dan ibaretmiş gibi, adı ulusal düzeyde veriliyor görünümünde olup, sadece İstanbul’da sergilenen oyunlara verilmektedir. Bu ayıplarını fark edince de, bari Anadolu’da da ödül verelim, “taşra” da ki oyuncuları da sevindirelim mantığı ile hata üstüne hata yapmaktadırlar. Son olarak, benim için en büyük ödül, yaşamı elimden geldiğince yansıtmaya çalıştığım sahnede, seyircilerimden aldığım alkışlarıdır.”