Güncelleme Tarihi:
EZGİ EYÜBOĞLU VE CAN SİPAHİ FOTOĞRAFLARI
Ezgi Eyüboğlu (Cemre Arsoy):
“İntikam”da Cemre rolünü üstlendiniz. Bu karakterin en çok hangi yönünü sevdiniz?
— Cemre, zengin bir ailede büyümüş, rahat yetişmiş bir genç kız. Fakat 20’li yaşlarında bulunduğu ortamı, bu zengin hayatı sorgulamaya başlıyor. Annesiyle ilişkisi çok sağlıklı değil. Annesi her şeyin kendi kontrolünde olmasını istiyor, Cemre de bundan rahatsız. Kendi ayakları üstünde durmaya, hayatın farklı yönlerini keşfetmeye çalışıyor. Belki de en çok bu özelliğini sevdim; güçlü bir kız, inandığı şeyleri savunmaktan vazgeçmiyor.
Ortak bir yönünüz var mı Cemre’yle?
— Çok ortak yönümüz var diyemem, çünkü Cemre’nin geçmişi, ailesi, yaşam tarzı benimkinden çok farklı. Ama ergenlik dönemindeki o çatışmaları, inatlaşmaları hepimiz yaşadık.
Cemre neden annesiyle çatışma yaşıyor? Normal anne-kız tartışmalarından farkı ne bu durumun?
— Cemre’nin annesi çok zor bir kadın. Hayatındaki her şeyi kendi yönetmek istiyor. Cemre ise sınırların içine hapsolmak istemiyor. Kendi hayatını kendi kurmak istiyor. Bu, aralarındaki çatışmanın sebeplerinden biri. Ayrıca annesi, içinde bulunduğu durum nedeniyle Cemre’yle çok ilgilenemiyor. Bence Cemre’nin annesine karşı olan asi tutumunun arkasında aslında onun ilgisini çekme isteği var.
HAYATTA EN ÇOK KENDİMİ SORGULADIM
Cemre’nin kabullenmeyen, sorgulayan bir kız olduğunu görüyoruz. Sizde durum ne?
- Hayatta kabullenici olmaktan çok şüphe etmeyi, sorgulamayı tercih ederim. Gelişim, -kişisel gelişim de, toplumsal gelişim de- kabullenişten değil sorgulamaktan ve çatışmadan doğar.
Hayatınızda en çok neyi sorguladınız?
— Kendimi demek sanırım en doğru cevap olur. Çünkü önce kendini tanımalı insan, en azından mümkün olduğu kadar. Bu da düşünmeden, sorgulamadan, kendini değerlendirmeden olmuyor. Bu aralar en çok kendimi sorguluyorum.
Sizin rol modeliniz anneniz miydi? Nasıl bir ilişkiniz var annenizle?
— Annemle her şeyimi paylaşırım, büyük bir şans olarak görüyorum bunu. Fikirlerine çok önem veririm. Her zaman hissederim onun desteğini, huzur verir bana.
UMARIM HİÇBİR ZAMAN KİNİN ESİRİ OLMAM
Biri size kötülük yaptığınızda intikam almak ister misiniz? Yoksa her şeyi oluruna mı bırakırsınız? Öyle hırslarınız var mıdır?
— Hayatıma giren insanları çok dikkatli seçerim, çevremde çok az ve öz insan vardır. Bugüne kadar hiçbirinden bir kötülük görmedim, dolayısıyla intikam duygusu da beslemedim hiç. Ben intikamdan çok öncesinde dikkatli davranma taraftarıyım. Olan olduktan sonra, yapılan kötülüğe kötülükle karşılık vermek karışıklıktan, kaostan ve huzursuzluktan başka bir şey getirmez. İç huzuru bulmak için affedici olmak önemli. İntikam almak affetmekten çok daha zor ve yıpratıcı bence ama hayat uzun tabii, insan yaşamadan bilemiyor. Umarım kinin esiri olmam hiçbir zaman.
İzleyici “İntikam”ı sevecek mi sizce?
- Bence çok sevecek. Çünkü hikâyesi çok cezbedici ve sürükleyici. Entrika dolu. Merak, önemli bir unsur. Ben dizi izlerken merak etmeyi, bir sonraki hamleyi tahmin edememeyi çok seviyorum. “İntikam”ın senaryosu da merak unsurları ve sırlarla dolu.
Can Sipahi (Barış Denizci): Barış’ın hayatında aşk ön planda
Can Bey, Endüstri Mühendisliği mezunusunuz, oyunculukla yolunuz nasıl kesişti?
— İki sene önce Sabancı Endüstri Mühendisliği’ni bitirdim. Bir Ankara yolculuğunda İstemihan Tuna’yla karşılaştım, bana oyunculuk sektöründen bahsetti. 17 yaşındaydım, “Neden yapmayayım?” dedim.
Sonra nasıl bir adım attınız?
— Bir gün Taksim-Tünel tarafına, müzik aleti almaya gitmiştim. Orada İstemihan Abi’nin bahsettiği Sumru Onat Ajans’ı gördüm. O an girdim içeri. Sonra Kraft adlı oyunculuk atölyesine başladım, orada eğitimim devam etti.
BARIŞ, GENÇLİĞİME BENZİYOR
“İntikam”da Barış’ı canlandırıyorsunuz. Nasıl bir adam bu?
— Barış, istediği şey için elinden geleni yapar. Duygusal dünyası da çok yoğun. Ancak abisinden ve babasından gerekli ilgiyi göremiyor. Annesini kaybetmiş, çok arada kalmış ve kendi kişiliğini bulmaya çalışan bir çocuk. Bu dönemlerinde de aşk ve sevgi ön planda.
Siz de hedeflerinize ulaşmak için her şeyi yapar mısınız?
— Ben her zaman empati yaparım, Barış ise anlık duygularla hareket ediyor. Bu yönüyle benim gençliğime benziyor; kalbiyle hareket ediyor. Barış’ta kendi hayatımdan çok şey buluyorum. Problemlerle başa çıkma şekli, benim de o yaşlarda kullandığım yöntemlerdi. Sahnelere girmeden önce “Sen nasıldın Can?” diyorum.
İLK GÖRÜŞTE AŞK
Nejat İşler abiniz rolünde. Kendisiyle aranız nasıl?
— Rüzgâr ve Barış olmadığımız zamanlardaki ilgisi ve yardımları için çok teşekkür ediyorum.
Cemre ve Barış’ın arasında bir aşk doğacağını biliyoruz. Bu ikili ilk karşılaması nasıl oluyor?
— Cemre, Barış’ın ailesinin işlettiği bara geliyor. İlk görüşte aşk oluyor.
İSMİMİZ BRAVO OLACAK
Son olarak, bir müzik grubunuz var, biraz da ondan bahsetmek ister misiniz?
— Grubumuzun adı beş senedir Mojito Band ama Bravo olarak değiştireceğiz. Ben ritim gitar ve vokaldeyim. Funk, alternatif rock, blues türünde çalıyoruz.
Albüm çıkarma planınız var mı?
— Albüm çıkarmak için biraz pişmek gerekiyor. Bizim de hazmetmemiz gereken şeyler var.