Güncelleme Tarihi:
Merhaba dostum, diye dublajı yapılan Amerikan komedilerini hatırlarsınız.
İçinde bolca bu türden dublaj, durum komedisi ve laf oyunu bulunan bir absürd komedi Patlak Sokaklar.
Filmin çıkış noktası, internette bir anda fenomene dönüşen Bana Kitap Al, Sütü Seven Kamyoncular, Buz Gibi Biraderler, Tuttur En Kral Sensin, Minibüs ve Yaşam Mücadelesi gibi videolar.
Bunların yaratıcıları Tansu Tunçel, Volkan Öge ve Ömür Cedimağar, sonrasında video paylaşım sitelerinde yayınladıkları beş bölümlük Patlak Sokaklar adlı internet dizisiyle daha da ünlenmişlerdi.
Amerikan polisiyelerinin Türkiye’ye uyarlanmış dublajlı versiyonun gördüğü ilgiye kayıtsız kalmayarak bu fenomeni beyazperdeye taşımaya karar veren isim ise Abdullah Oğuz oldu.
ANS Prodüksiyon tarafından sinemaya aktarılan Patlak Sokaklar, internetteki videolara sadık kalan bir uyarlama.
Kamera arkasında ekibin bundan önceki videolarını da çeken Kerim Barutçu oturuyor.
APTAL KUTUSU GERZOMAT!
Film azılı bir suçlu olan Black Jack’in hapisheneden kaçışından sonra gelişen olaylarla başlıyor.
Zamanında hapse girmesine neden olan iki dedektiften intikam almak isteyen bu kötücül adam haince bir plan kuruyor. Kitleleri aptallaştıracak ve tuhaf davranmalarını sağlayacak bir aptal kutusu olan Gerzomat’ı devreye sokmaya hazırlanan Black Jack’in peşinde John ve Billy varken işin içine bir de kaçırma olayı giriyor.
Black Jack, Gerzomat’ı aktive etmesi için çılgın bilimkadını Mary Jane’i kaçırmak zorunda.
ZEKİCE SAÇMALIYORLAR
Absürd komedi ve Patlak Sokaklar’ın takipçileri filmden de aynı keyfi alacaktır kuşkusuz.
Ama komedide bile mantık arayanların, yok artık diyeceklerin, dublaja katlanamayacakların neler hissedeceğini tahmin etmek güç değil.
Onlara absürd komedinin bilerek saçmalamak üzerine kurulu olduğunu hatırlatmak isterim.
Ben filmdeki bilinçli ve zeki saçmalıkların çoğuna güldüm.
Kondom esprisi gibilerin biraz fazla uzadığını düşündüm.
Ama ayının ortaya çıktığı orman sahneleri, Mary Jane’in çılgınlıkları ve özellikle de aptal kutusu televizyona yapılan giydirme ve göndermeler hoşuma gitti.
Parantez içinde söylemek gerekirse, televizyon aptallaştırır mesajını veren bir filmin televizyon dünyasına pek çok iş yapmış Abdullah Oğuz’un yapımcılığında gelmiş olması da bir hayli manidar tabii.
PROFESYONELLER KADAR İYİLER
Karşımızda bilerek, isteyerek saçmalayan ve bunu da çok başarılı biçimde yapan bir film var.
İnternetteki Patlak Sokaklar hayranları kalkıp da sinemaya giderler mi, sinema izleyicisi alışık olmadığı bir türü nasıl karşılar bilmiyorum ama espriler zengin, Flört’ün müzikleri renk katıyor, iş iyi.
Profesyonel oyuncuların yanında gayet de iyi oynayan Batesmotelpro üçlüsünü de tebrik ediyorum.
PATLAK SOKAKLAR
Yön: Kerim Barutçu
Oyn: Ömür Cedimağar, Volkan Öge, Tansu Tunçel, devamı...
Tür: Komedi
Süre: 90 dk.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
Vampirden kazanovaya
BEL AMI
AŞKIM BENİM
Yön: Declan Donnellan, Nick Ormerod
Oyn: Robert Pattinson, Uma Thurman, Christina Ricci, Tür: Dram
Süre: 105 dk.
19. yüzyıl sonunda yaşamış en ünlü öykücülerden Guy de Maupassant’ın kaleme aldığı Bel Ami daha önce defalarca beyazperdeye ve televizyona uyarlanmıştı. Bel Ami, hikayenin baş kahramanı Georges Duroy’un lakabı. Yokluktan gelen genç ve yakışıklı George’un seksapelini ve çekiciliğini kullanarak soyluların dünyasında basamakları tırmanışının öyküsünü anlatıyor Bel Ami. Alacakaranlık serisinin Edward Cullan’ı Robert Pattinson kendisine yeteneğini kanıtlama imkânı veren bir başrolle karşımızda. Ona Christina Ricci, Uma Thurman ve Kristin Scott Thomas gibi önemli kadın oyuncular eşlik ediyor. Film ortalamanın üzerine çıkamasa da Pattinson geçer not almayı başarıyor.
Süpertürk Tamer
SÜPERTÜRK
Yön: Tamer Karadağlı
Oyn: Tamer Karadağlı, Arzu Balkan, Suna Keskin, devamı...
Tür: Komedi
Süre: 93 dk.
Tamer Karadağlı, Bir Tutam Baharat, Beyza’nın Kadınları ve Living and Dying adlı filmlerden sonra bu kez kamera arkasında da olduğu bir filmin başrolünde çıkıyor karşımıza. Kendi deyimiyle içinde küfür olmayan, 7’den 70’e herkesin izleyebileceği bir komedi, bir süper kahraman filmi Süpertürk. Arzu Balkan ve kızları Zeyno’nun da rol aldığı Süpertürk, bir uzay kapsülü içinde Türkiye’deki Küçükköy kasabasına düşen Ekber’in komik hikayesini anlatıyor. Çocukları olmayan bir çift tarafından büyütülen Ekber’in süper güçleri var. Kumarda kimseye çaktırmadan kendi lehine hile yapıyor, annesi de oğluna nazar değmesin diye kurşun döktürüyor, boncuk takıyor. Ailesi uzun süre bu süper çocuğu, SüperTürk’ü gözlerden uzak tutmayı, yeteneklerini saklamayı becerse de, bir gün kazara deşifre oluyor. Bu güçlerin fark edilmesi ve televizyon dünyası tarafından keşfedilmesinden sonra olaylar daha da komik bir hal alıyor. ‘Bir Türk Süperkahraman Filmi’ olarak lanse edilen SüperTürk’ün yönetmenliğini başrolde de seyrettiğimiz Tamer Karadağlı üstlenirken, senaryo İzlen Erdem’e emanet edilmiş. Karadağlı’ya oyuncu kadrosunda Arzu Balkan, Suna Keskin, Atilla Arcan ve Buket Dereoğlu gibi isimler eşlik ediyor.
Üç nesil bir arada
LE SKYLAB
Gökten Bİr
Uydu Düştü
Yön: Julie Delpy
Oyn: Lou Alvarez, Julie Delpy, Eric Elmosnino
Tür: Komedi
Süre: 113 dk.
Bağımsız sinema denince akla gelen ilk isimlerden olan Julie Delpy, kendi anılarından yola çıkarak çektiği bir aile draması olan Le Skylab ile San Sebastian Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanmıştı. Filmdeki bazı karakterlerin gerçek hayatta tanıdığı insanlar olduğunu söyleyen Delpy filmin merkezindeki küçük kızın da kendisi olduğunu belirtiyor. Kendisi de Albert’ın annesi Anna rolünde. 70’lerin atmosferine sahip olan film, bir ailenin üç nesillik öyküsüne odaklanıyor. 1979 yılının yazında, Fransa’nın Bretanya bölgesindeki bir evde, büyük bir ailenin fertleri doğum günü kutlamak için haftasonunda bir araya geliyorlar. Oldukça hareketli geçen bugünleri ise 2018 yılında 39 yaşında olan Albertine’ten dinliyoruz. O günlerde henüz 10 yaşında bir çocuk olan Albert ailesiyle birlikte Suzette Hala’nın yazlık evine doğru yol alıyor ve seyirciyi de bu yolculuğa dahil ediyor. Avrupa’nın sayılı ülkesinde vizyona giren film, ülkemizde Filmekimi 2011’de görücüye çıkmıştı.
Bir yeniden çevrim
CONTRABAND
SON VURGUN
Yön: Baltasar Kormakur
Oyn: Mark Wahlberg, Kate Beckinsale, Ben Foster
Süre: 110 dk
Son Vurgun’un yönetmen koltuğunda İzlanda sinemasının ünlü aktör ve yönetmenlerinden Baltasar Kormakur var. Kormakur, İngilizce çektiği ilk filmi A Little Trip to Heaven’dan sonra Inhale ile çıkmıştı izleyicisinin karşısına. Son Vurgun (Contraband) ise Kormakur’un başrolünde olduğu ve yapımcılığını da üstlendiği Rotterdam adlı İzlanda yapımı filmin yeniden çevrimi. Kormakur bu kez yömetmen koltuğuna geçmiş ve başrolü Hollywood’un sağlam işler çıkaran aktörlerinden olan Mark Wahlberg’e bırakmış. Tutuku Günlükleri (The Rum Diary) ile sağlam bir hayran kitlesi edinen Giovanni Ribisi bu kez hikayenin kötü adamı olarak karşımızda. Eski bir suçlu olan Chris Farraday (Wahlberg) uzun zamandır belaya bulaşmadan, kendisine yeni bir hayat kurmuş, evlenmiş ve çocuk sahibi olmuş. Fakat karısının erkek kardeşi Andy (Caleb Landry Jones), bir uyuşturucu çetesinin işlerini eline yüzüne bulaştırınca Chris, Andy’nin hayatını kurtarmak ve borcunu ödemek için yeniden kaçakçılık planlarına dahil oluyor.
Eleştirmenlerin gözdesi
SIĞINAK
TAKE SHELTER
Yön: Jeff Nichols
Oyn: Michael Shannon (II), Jessica Chastain, Tova Stewart, devamı...
Tür: Gerilim
Süre: 120 dk.
Curtis LaForche, Ohio’da küçük bir kasabada sevgili eşi Samantha ve altı yaşındaki işitme engelli kızı Hannah ile mutlu bir hayat sürüyor. Hannah’nın sağlık ve özel eğitim masraflarını karşılamak için sınırlı gelirleri var. Fakat bir gün Curtis, yaklaşan bir fırtınaya dair korkunç kabuslar görmeye başlıyor. Gördüklerini kendisine saklar ama ailesini de yaklaşan bu fırtınadan korumak için evlerinin arka bahçesine bir ‘sığınak’ inşa etmeye karar veriyorlar. Hem bir tür aile dramı olan hem de doğaüstü gerilim öğeleri içeren filmin oyunculukları da oldukça güçlü. Dünya prömiyeri 2011 Sundance Film Festivali’nde yapılan Sığınak, aynı yıl Cannes’da Eleştirmenler Haftası Büyük Ödülü ve SACD Ödülü başta olmak üzere pek çok ödül ve övgü toplamıştı.