OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 28, 2005 00:00
‘Yakındaki Uzak-Uzaktaki Yakın’ adlı ikinci fotoÄŸraf sergisi sayesinde, kimliklerinden arınmış, bambaÅŸka bir Cem Boyner ile karşılaÅŸtık. Bu haftaki Hello dergisinde Melda Narmanlı Çimen’e sergisinin öyküsünü anlatan Boyner, ‘İnsanları maskesiz bir biçimde görebiliyorum. Yani ‘yakın’larına girebiliyorum’ dedi.- Bir an’a vizörden mi bakmak daha keyifli, çıplak gözle bakmak mı?Çıplak gözle ‘seyrediyoruz’ diye düşünüyorum. EÄŸer o an beynimizde yer edecek kadar ÅŸanslıysa, kalıcı oluyor. Vizörden baktığınızda ise o an’ı zihninizde de durdurma ÅŸansınız var. ÖrneÄŸin, Afrika’da çektiÄŸim fotoÄŸrafların birinde, caminin önündeki merdivenlerden inen bir ihtiyar vardı. Önünden geçerken, ona dönüp bakabilirsin ve görebilirsin ama vizörden bakıp dondurduÄŸun zaman o kalıcı oluyor artık. Etkisi çok daha güçlü diye düşünüyorum. Bazı fotoÄŸraflarıma baktığımda, kendime, ‘Ben bu adamı ya da kadını Tanrı’nın unuttuÄŸu bir yerde buldum ve zaman ötesi bir ÅŸeyleri dondurdum’ diyorum. - Sergide iki ayrı tema var; ‘Uzaktaki Yakın’ ve ‘Yakındaki Uzak.’ Uzaktaki yakında neler görüyorsunuz? Ä°simleri koyarken çok düşündüm aslında. Bir ara ‘Maskeli’ ve ‘Maskesiz’ demeyi tartıştım. - Hangisi ‘Maskeli’ olacaktı, ikincisi mi?Evet, ikincisi. Sanırım insanların içindeki, o ancak çok yakınlarına gösterdikleri yumuÅŸak bakışları çıkarma konusunda bir ÅŸansım var. O doÄŸal ifadeyi onları korkutmadan çıkartabiliyorum ve onları tamamen oldukları gibi, maskesiz bir biçimde görebiliyorum. Yani ‘yakın’larına girebiliyorum.SÄ°YAH TENLÄ° MODELLERÄ°N KEMÄ°KLERÄ° KOLAY BÃœKÃœLÃœYOR - FotoÄŸraflarını çektiÄŸiniz bütün bu insanlarla iletiÅŸiminiz oldu mu, konuÅŸtunuz mu onlarla?Bir kısmıyla iÅŸaretler yardımıyla konuÅŸtum, bir kısmıyla tercüman vasıtasıyla. O doÄŸallığı, o kendindenliÄŸi ortaya çıkarmak, bütünü yan yana koyduÄŸum zaman bana çok önemli bir bir duruÅŸ verdi. ‘Uzaktaki Yakın’ baÅŸlığı altındaki fotoÄŸraflarda, herkes olduÄŸu gibi, en gerçek haliyle duruyor. Çok uzakta yaÅŸasalar da, bakanın onları çok yakınlarında hissedeceklerine inanıyorum. - Afrika’daki insanlar sizi nasıl etkiledi? O rengarenk kıyafetlerinin içinde neler gördünüz? En baÅŸta huzur gördüm. Sadece Afrika’dan deÄŸil, Latin Amerika’dan, Türkiye’den de pek çok fotoÄŸraf var; onlarda da aynı duyguyu buluyorum. Öznelerimin çoÄŸu oldukça samimiler, özellikle yetiÅŸkinlerin çocuksu bir tarafı var, daha naifler. Çocukların gözlerindeyse, nasıl oluyor bilmiyorum, bir yaÅŸanmışlık var. - ‘Uzaktaki Yakın’da daha çok yüzler var, ‘Yakındaki Uzak’ta ise bedenler. Bu bedenlerde soÄŸuk, yabancı bir etki hissediyorum bence. Bu, bilinçli bir uzaklaÅŸtırma mı? Beden coÄŸrafyasında müthiÅŸ güzellikler var. Bunları, erotizme kaçmadan, erotizmi uzak tutarak yakalamaya çalıştım. Bunun için önce göz temasını ortadan kaldırmak gerekiyordu. Bedenlerdeki kaygım, hep formu doÄŸru tutturmak üzerineydi. Nü, anlam yüklenmesi için hiçbir aksesuvarın, yan içeriÄŸin peÅŸine düşülmesine ihtiyaç duyulmadığı, kendi kendine yetebilen, baÅŸlı başına bir konu. Bu fotoÄŸraflar suskun, tamamen saf bir görselliÄŸi barındırıyorlar.- Modellere bu beden hareketlerini siz verdirdiniz, deÄŸil mi? Stüdyoda, bir ekiple çalıştım. Her model istediÄŸiniz resmi veremiyor, baÅŸarısız çekimler çok fazla orada. Çünkü ne istediÄŸinizi çizerek veya baÅŸka örnekleri biraz bozarak ifade ediyorsunuz. Onun ışıkla ortaya çıkması, modelle ortaya çıkması, gölgelerle ortaya çıkması ve kullandığınız vücudun da bu çıkışa izin vermesi lazım. Bu nedenle siyah tenli modellerle daha rahat çalıştım; gerçekten müthiÅŸ bir elastikiyetleri var, daha kolay gösteriyorlar bedenin hareketini. Adaleleri ince-uzun, kemikleri çok kolay bükülüyor, sırtları iyi kavis alıyor... Çok da güzel gölge veriyorlar. Afrika’daki doÄŸallığı Avrupa’da yakalayamam Afrika bana çok tanıdık, çok doÄŸal ve çok samimi geliyor. Beyaz kıtalarda bu ifadeleri, bu doÄŸallığı yakalayabileceÄŸimi düşünmüyorum. Ä°nsanların burunlarının dibine kadar geniÅŸ açıyla giriyorum orada, Avrupa’da bunu yapamazsınız. Bu özgürlük sayesinde, Afrika’da çok keyifle çalışıyorum. Zaten bu fotoÄŸrafları aÅŸağı yukarı, aralıklı olarak altı yılda çektim. Afrika’ya beÅŸ-altı farklı yolculuk yaptım. Bazen bir kitapta ya da gazetede büyülü bir yerin küçücük bir fotoÄŸrafını görüyorum, onu kesip not defterime koyuyorum ve ‘Bir gün oraya gideceÄŸim ve keÅŸfedeceÄŸim’ diyorum. GittiÄŸim pek çok yeri bu ÅŸekilde keÅŸfettim. Â
button