İnsanlara mücevher hediye eder gibi tasarladığım kokuları hediye ediyorum

Güncelleme Tarihi:

İnsanlara mücevher hediye eder gibi tasarladığım kokuları hediye ediyorum
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2008 00:00

Blaise Mautin, oteller için parfüm yaratıyor. Dünyanın her neresinde yeni bir Park Hyatt oteli açılacaksa o hemen devreye giriyor. Gidiyor, ülkeyi karış karış geziyor, halkı ile kaynaşıyor ve kokusunu tasarlıyor.

Park Hyatt Istanbul Maçka Palas için de özel bir koku tasarladı. İstanbul adını taşıyan koku gül, sandal ağacı ve menekşe ağırlıklı. Blaise Mautin geçtiğimiz hafta İstanbul’daydı.

OYUNCAK MAĞAZAMIZ VARDI AMA HİÇ OYUNCAĞIM YOKTU

10 Eylül 1968’de Paris’te doğdum. Bu yıl 40. yaşımı kutlayacağım için çok heyecanlıyım. Çok şanslı bir çocuktum. Ailem Paris’in en eski ve en büyük oyuncak dükkanlarından Au Nail Bleu’nun sahibiydi. Ablamla birlikte mağazadaki bütün oyuncaklarla oynayabilirdik ama eve bir tek oyuncak götüremezdik. Hiçbirine gerçekten sahip olamamak bizi çok üzerdi. Yani büyük bir tatmin içinde tatminsizlik yaşıyordum. Parfümle tanışmam babaannem sayesinde oldu. Guerlain’in Shalimar’ını kullanıyordu. Çok eğlenceli ve hoşuma giden bir kokuydu. Her kokladığımda mutlu olurdum.

BU İŞİ YAPMA İLHAMI VEREN BEYAZ ŞAPKALI KÜÇÜK KIZ

Liseden mezun olunca ben de oyuncakçı dükkanında çalışmaya başladım. İlk ayım falandı. Mağazanın önünde bir limuzin durdu ve içinden beyaz şapkalı, çok şık giyimli küçük bir kız indi. Tanesi 300 Euro olan kostüm kutularını çok beğendi ve bana dönerek seçemiyorum, hepsini almak istiyorum dedi. Küçük kızın tarzı beni çok etkilemişti. Büyükannemin kokusunu duyduğumda hissettiğim şeyleri hissettim. Ve ona özel bir kokusu olması gerektiğini düşündüm. Kişiye ve ortama özel eşsiz kokular yaratma fikri ilk o anda aklıma geldi. Ona bir mücevher hediye eder gibi, bir koku hediye etmek istedim.

HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMİ İŞE BAŞLAYINCA ANLADIM

Aslında oyuncakçılıkta hiç fena sayılmazdım. Dubaili bir aileye 3500 parça satınca lisans haklarından sorumlu müdür olmuştum. Ama parfüm tasarımcısı olmak aklımdan çıkmıyordu. Karar vermeden işi daha yakından tanımaya karar verdim. Loreal binasında bir hafta geçirdim. Emin oldum, özel parfüm yapacaktım. Yakın bir arkadaşım Artisan Pefumeur’da çalışıyordu. Bu parfümcünün yarattığı Mure and Musc adlı parfüm büyük sükse yaratmıştı. Tasarımcısı Jean Leporte’du. Arkadaşım ona benim butik ve kişiye özel parfüm fikrimden bahsetti. O da fikrimi çok beğendi. Artisan’dan ayrıldı, birlikte çalışmaya başladık. Ve o zaman parfüm hakkında hiç bir şey bilmediğimi anladım. Laporte’u yarı yolda bırakmak zorunda kaldım. Okula başladım. Okulda parfüm işinin geçmişini, nasıl yaratıldığını öğrendim. İki yılın sonunda elimde kendi yaptığım bir kaç numune ile mezun oldum. 29 yaşındaydım. Ve benim için hayat yeni başlıyordu.

AİLEM PARA VERMEDİ ARKADAŞIMLA ORTAK OLDUM

Blaise Mautin Parfümleri’ni kurmak için finansal desteği çok yakın bir arkadaşımdan aldım. Çünkü ailem delirdiğimi düşünüyordu. Arkadaşımla 1998’de şirketi kurduk. İlk planım küçük bir butik açmaktı. İki üç parfüm tasarlayacak, bir kaç gazeteci çağırıp duyuracaktık, olup bitecekti. Ama mağaza açmama bile gerek kalmadan parfümlerimin ne kadar iyi olduğu ağızdan ağıza yayıldı. Tam o günlerde şık bir kokteylde, parfümlerimi kullanan bir arkadaşım otelin tanıtım sorumlusuyla tanıştırdı. Cebimdeki ufak şişeleri çıkarıp, bir iki parfümümü koklamasını istedim. Çok beğendi. Daha çok örnek koklamak istedi. Parfümlerimden o kadar etkilendi ki, bir haftada otel yönetimini otele özel bir koku tasarlamam için ikna etti. Söz konusu otel, Paris’teki ünlü Bristol Oteli’ydi. Yıl 2000’di.

MARKAM TESCİLLENDİ HAYALLERİM GERÇEK OLDU

Sonra Almanya’dan bir teklif aldım. Bill Clinton, Nelson Mandela gibi liderleri ağırlayan Brenner’s Park için bir koku tasarladım. Bu kez gazetecilerin de ilgisini çekmiştim. Önemli dergilerde haberlerim yayınlandı. Ve beklediğim telefon gerdi. Hyatt Regency’den aradılar, yeni açılacak Park Hyatt Paris Vandome için bir koku tasarlamamı istiyorlardı. Büyük bir titizlikle çalıştım. 4 Mart 2002’de koku hazırdı. Bu tarih aynı zamanda markamın tam olarak tescillendiği tarihti. Ondan sonra Hyatt otelleri ile bir anlaşma imzaladım. Hayallerim gerçek olmuştu. Artık Hyatt sayesinde birçok insana bir mücevher hediye eder gibi koku hediye edecektim. Sırasıyla Park Hyatt Madrid, Moskova, Bakü, Zürih ve Dubai için parfüm tasarladım. Tasarladığım koku tüm otelin içine belli zaman aralıkları ile sıkılıyor, şampuan, duş jeli, vücut losyonu gibi otele özgü kişisel bakım ürünlerinin de kokusu oluyor.

BİR TÜRK’E PARFÜM YAPTIM JETLERİNDE KULLANIYOR

Paris Vandome’da kalan bir misafirimiz, otelin kokusuna hayran olmuş, Los Angelas’daki evi, helikopteri ve kızı için özel parfüm yaptırdı. Bu şekilde çok fazla müşterim var. Kraliyet aileleri ve saraylar için de parfüm tasarlıyorum. İsmini vermem ama kendi jetleri olan bir Türk işadamı için de parfüm tasarladım. Tüm jetlerinde benim parfümümü kullanıyor.

Babaannemin Shalimar’ı

Shalimar, Taç Mahal’in yanında bir gül bahçesidir. Sultan genç eşlerinden biriyle bu bahçede buluşurmuş. Onu gül kokularının içinde severmiş. Bir gün buluştuklarında eşinin hamile olduğunu öğrenmiş, çok mutlu olmuş. Ancak doğumda hem çocuk hem anne ölmüş. Sultan o kadar üzülmüş, o kadar mutsuz olmuş ki Shalimar bahçesini Taç Mahal’in içine taşıyarak yaşatmış. Guerlain, 1900’de Hindistan’ı ziyaret ettiğinde bu hikayeden çok etkilenmiş. Gül esansının yoğun olduğu bir parfüm yaratmış ve ismini de Shalimar koymuş.

MAÇKA PARK HYATT GÜL KOKACAK

Son olarak İstanbul Maçka’da açılacak Park Hyatt için parfüm tasarladım. Bir mekana özel parfüm tasarlayabilmek için samimiyet şart. O mekanla yakınlık kurmak, anlamaya çalışmak gerekiyor. Çalışmaya başlamadan önce tarihle ilgili araştırmalar yaptım. Binanın mimarisi önemli bir kriter. İnşaat sürerken koridorlarda dolaştım. Türkiye’nin kültürü ile ilgili araştırmalar yaptım. Ege’yi, güneyi, Karadeniz’i gezdim. Hem gördüklerimden çok etkilendim hem de misafirperverliğiniz karşısında şaşkına döndüm. İnsanlarınızın cömertliği ve yakınlığına şahit olunca güllerle çalışmaya karar verdim. Zaten İstanbul ve Türkiye denince güller akla geliyor. Dünyada parfüm yapımında kullanılan güllerin hepsi Türkiye’den geliyor. 1 kilo gül yağına sahip olabilmemiz için 9 ton gül yaprağının gerektiğini biliyor musunuz? Bazı müşteriler otel parfümünü kendileri kullanmak istiyor. Çok yoğun talep gelince mumları ve oda spreylerini satmaya başladık. Ama ürünler bir tek otellerden alınabiliyor. Paris’in kokusu Paris’ten, Zürih’inki Zürih’ten...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!