İnsanlar zenginleri Türk filmlerindeki kötü fabrikatörler olarak algılıyor

- Artık konut sektörü dışında da yatırımlarınız var, sizi en çok heyecanlandıran sektör hangisi? Bir gün medya patronu veya bir kulüp başkanı olmak ister misiniz?
- 1000 kere daha dünyaya gelsem yine inşaatçı olurdum. Neredeyse ilkokuldan beri, baba mesleği inşaatçılığı yapıyorum. İnşaat bana ayrı bir heyecan veriyor. İnsanların en kıymetli varlıkları olan çocukları ve aileleri için yaşam alanları oluşturuyorum ve eserlerimin elle tutulur, gözle görülür olması beni daha da heyecanlandırıyor. Türk müteahhitleri konutu sığınak olmaktan çıkarıp bir yaşam alanı haline getirmiş durumdalar. Ağaoğlu Grubu da bu sürecin öncülerinden. Bu yüzden inşaat sektörü bizim amiral gemimiz olmaya devam edecek. Ancak bunun yanında geleceğin sektörlerinden biri de enerji diye düşünüyorum. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azalması için, milli kaynakların devreye alınmasında ve Türk sermaye gücününde buna katkı sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Medyaya gelince... Zaten hepsi bizim,  bu yüzden içinde olmayı hayatta düşünmem.
- Üniversiteli gençlere kendilerini geliştirebilmeleri için genç yaşlarda neler yapmalarını tavsiye edersiniz?
- Tabii şu anda eğitim her şeyin önünde. Ancak eğitimi sadece okuldan almayı düşünmesin. Okurken kendi işleriyle ilgili çalışmaları veya staj yapmaları yani işin içinde olmaları lazım. Şimdiki gençlerde okuma alışkanlığı genelde az. Gündelik olarak mutlaka en az beş gazetenin ekonomi ve siyasi haberlerini okumaları lazım.
- Para sizin için hayatta nelerin ölçüsü?
- Babam varlıklı bir insandı. Çocukluğum varlık içinde geçti. Altımda BMW vardı. İşimin de başındaydım, iyi de çalışırdım. Ortaokulda spor salonu ihalesi vardı. Kazandım ve sonra okulda mühendis gibi çalışmaya başladım. Ne zaman ki kuşak çatışması yüzünden babamın yanından ayrıldım, cebimde simit alacak  param kalmadı. O zaman parasızlığın ne demek olduğunu anladım. Babama kendimi ispat etmek için bankadan krediyle arazi alıp satmaya çalışıyordum. Ama babam zorda kalıp yanına geri döneyim diye bankaların bana kredi vermesini engelliyordu. Pes etmedim. Şimdi düşünüyorum da, babam beni bu kadar zorlamasaydı belki daha kolay geri dönebilirdim. Bir babanın gurur duyacağı en büyük şey, oğlunun kendisini geçmesidir.

HAYATTAKİ TEK PİŞMANLIĞIM KIZLAR YÜZÜNDEN SİGARAYA BAŞLAMAM

- Hayatınızdaki en önemli üç değer hangileri?
- Öncelikle çocuklarım, ülkem ve işim.
- Sizce hayattaki en büyük başarınız ne?
- Beni gururlandıracak şeyi daha yapmadım, ileride yapacağım.
- Peki en büyük başarısızlığınız...
- Çok keşkelerim yok. Hayattaki tek keşkem; kızlar yüzünden okulda sigaraya başlamam. O zamanlar sigara içince büyük adam oluyorduk, kızlar bizi daha çok beğeniyordu.
- En sevdiğiniz kitap hangisi?
- Rahmetli Sakıp Sabancı ve Vehbi Koç’un hayatını okumak lazım, bütün gençlere tavsiye ederim.

BİR KERE ÇIKIYORSAM BEŞ KERE YAZILIYOR

- Kimi sizi halktan biri olarak görüyor, kimiyse yadırgıyor. Siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
- Kendimi tamamen halktan biri olarak görüyorum. Zaten hep halkın içindeyim. Bir kere Bebek’te kahvaltı ediyorsam, 10 kere şantiyede işçilerle 2 bin kişinin içinde kuru fasulye, pilav yiyorum. İnsanlar zenginleri eski Türk filmlerindeki kötü fabrikatörler olarak görüyor. Bu kötü algıyı kıran en büyük kişi rahmetli Sakıp Ağa’dır.
- Özel hayatınızla medyada yer almaktan rahatsız mısınız?
- Çok dışarı çıkmıyorum, bir çıkıyorsam beş yazılıyor ama şikayetçi değilim. 13 yıldır eşimden ayrıyım. Kız arkadaşım var ve onunla yemeğe de gidiyorum. Eğer ben bir yere bir arkadaşımla gidiyorsam, koluma takıp adam gibi giderim. Kimse ne yazacak diye düşünmem.
- Kadınların ve otomobilin hayatınızdaki yeri nedir?
- Kadınsız bir hayat düşünemem. Her şeyden önce annelerimiz var. Hayatta çok hobisi olan bir insan değilim. Tek tutkum otomobil kullanmak.Genel olarak iyi şeylere binmeyi severim.