İnsanlar yıllarca yanlış diyet yaptı

Güncelleme Tarihi:

İnsanlar yıllarca yanlış diyet yaptı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2009 00:00

Beslenme ve diyet uzmanı Dilara Koçak’ın yeni kitabı “Afiyetle Diyet”, sağlıklı yemek tariflerinin yer aldığı hediye DVD’siyle birlikte piyasaya çıktı.

Haberin Devamı

Kitabında diyette başarılı olmanın yollarını anlatan Koçak, “Yıllarca insanlar diyet yaparken karbonhidrat ile proteini ayırmanın iyi bir şey olduğuna inandı. Ancak böyle bir şey yok” diyor.

Ülkeme doğru beslenmeyi öğretmek istiyorum

Beslenme ve diyet uzmanı Dilara Koçak’ın yeni kitabı “Afiyetle Diyet”, sağlıklı yemek tariflerinin yer aldığı hediye DVD’siyle birlikte piyasaya çıktı. Kitabında diyette başarılı olmanın yollarını anlatan Koçak, fazla kilolarından şikayet eden, ancak diyet yapmakta da zorlanan Kelebek okurları için çok özel tüyolar verdi.

“Afiyetle Diyet” isimli yeni kitabınız piyasaya çıktı. Bu kitabın felsefesi şu; “Diyette başarısızlık yoktur, vazgeçmek vardır.” Vazgeçmeyi engellemek için ne yapmak gerek Dilara Hanım?
- Vazgeçmeyi engellemek için başarıyı beslemek şart. Başarıyı beslemek için de değişime odaklanmak gerek. Okuyucu, “Değişime odaklanalım ama bu kolay bir şey değil” diye düşünebilir. Evet ama imkansız da değil. O yüzden kitabıma kendi örneklerimi ekledim. Benim başarmış olmam, okuyucuya bir ümit olur. Kalçanız daha geniş, beliniz kalın, omuzlarınız dar olabilir, hiç problem değil. Önemli olan, bütüne bakmanız. Kendi bedeninizin iyiliği için, kendinizi severek diyete başlamanız gerek. Ve bu konuda kendinize zaman tanımanız, sabırlı olmanız lazım.

Yani diyorsunuz ki, diyet bir yarış değildir...
- Kesinlikle! Biz yarışa değil, uzun bir yolculuğa hazırlanıyoruz. Ana yolu öğrendiğiniz sürece, küçük sapmalar olabilir, bu sorun değil...

Küçük sapmalar derken?
- Diyet yaparken küçük sapmalar olabilir. Önemli olan, ana yola geri dönmektir. Hiçbir zaman ufak hatalarımızdan suçluluk duymamalıyız. Çünkü suçluluk, bütün motivasyonu altüst ediyor. Diyelim ki o akşam fazladan iki dilim ekmek yediniz. Sadece 150 kalori alırsınız. Bunun için suçluluk duymak, ertesi sabah psikolojiyi daha çok bozuyor.

KADIN ARMUT, ERKEKSE ELMA BUNLARI MUZA DÖNDÜREMEYİZ

Suçluluk duymamak için nasıl bir yol gösteriyorsunuz?
- Kilo verme amacını doğru bulmak gerek. Birey en az 20 tane amaç yazmalı. Doğru amacı da bir psikolog ya da bir beslenme uzmanıyla sohbet ederek bulmalı. Amaç güçlü değilse, başkası için kilo veriyorsa, neden kilo verdiğini bilmiyorsa, o zaman yine hedefe gitmek mümkün olmuyor. Diyelim ki, diyete başladınız. Yedi gündür her şey mükemmel gidiyor. Ama sekizinci gün arkadaşınız sizi mantı yemeğe çağırdı. O mantıyı yiyin... Ama amacınızdan sapmayın. Ertesi sabah kaldığınız yerden diyete devam edin. Fakat, “Battı balık yan gider, nasılsa bozdum, bugün de yiyeyim” derseniz, kendi kendinizi sabote edersiniz.

Amaç güçlü olmadığı zaman mı bu vazgeçişler yaşanıyor?
- Evet. Diyete başlayanın amaçları güçlü değil ya da neden kilo verdiklerini bilmiyorsa, kolayı seçiyor ve pes ediyor.

Peki o zaman amacı güçlendirmek için psikolog mu gerekli?
- Kalıcı kilo kaybı sağlamak istiyorsanız, diyeti mutlaka bir psikolog eşliğinde yapmalısınız. 

Detoks için ne diyorsunuz?
- Detoks kelimesinin çok kirlendiğini düşünüyorum. Gerçek amacından o da saptı... Detoks, toksinlerden arınmak demek. Eğer gerçekten lif almıyorsanız, sebze meyve tüketmiyorsanız, kapalı ortamda sürekli çalışıyorsanız, sürekli uçak seyahatiniz varsa, toksin yükleniyorsunuz, doğru. İnsan yılda 1-2 kez bedenini temizlemek isteyebilir. Nedir bunun yolu? Sebze, meyve yersin, bol su içersin, lifli besinler ve balık ağırlıklı beslenirsin. Basit bir detoks budur. Lavman, kolon yıkama, hiç çiğneme pozisyonu olmadan sıvı besinler alınması... Bunların hiçbirinin bilimsel literatürde yeri yok. 

Bütün bu bilinçsiz diyetler, formüller, haplar, detokslar vs. sağlıksız toplumlar yarattı değil mi?
- Yarattı tabii... Hem bedenen hem de ruhen problemli insanlar yarattı. Çünkü insanlar, özellikle genç kızlar ince olma arzusuyla büyüdü. Herkes ince olmak zorunda değil. Çünkü bir prototip değiliz. Her bireyin nasıl ki parmak izi farklıysa, bedenleri de farklıdır. Hele ki Türk toplumunun genetik özellikleri var. Yuvarlak kalçalıyız, kadınlarımız armut tipli, erkeklerimiz elma. Biz bunları muza döndüremeyiz. Bu sefer ne oluyor? Kendini o standarda koyamayan genç kız, mutsuz, çirkin, eksik, yanlış hissediyor. İnternetten bulduklarıyla, kendi kendine diyet yapmaya çalışıyor. Sonuçta sağlıksız bir nesil yetişiyor. Saçlar dökülüyor, tırnaklar kuruyor, cilt bozuklukları oluyor. İnsanlar renklerindeki canlılığı kaybediyor. 

O zaman ne yapacağız, her şeyi yiyerek mi zayıflayacağız?
- Evet, her şeyi yiyeceğiz. Yasak yok. Vücudumuz zaten hayatta kalmak üzere kodlanmış. Kilo vermek üzere kodlanmamış. Yediklerinizi azalttıkça o yağlanarak bir şekilde depolanmaya götürüyor. Siz ona yemek vermezsiniz, o yediklerinizi daha çok yağ olarak depoluyor. Bunun formülü çok basit. Kadınlar günde alınan 1200-1400 kalori ile kilo veriyor, 1800-2000 kaloriyle aynı kiloda kalıyorlar. Erkekler 1400-1600-1800 kalori ile kilo veriyorlar, 2400-2600 ile aynı kiloda kalıyorlar.

Her yediğimizin kalorisini mi hesaplayacağız? Böyle de yaşamak zor...
- Hayır, her yediğinizin kalorisini hesaplamayacaksınız. Kaloriyi unutun... Ama besin gruplarını öğrenin. Her bireyin günlük alması gereken aşağı yukarı kaloriye göre, ne kadar sebze-meyve, ne kadar ekmek yemesi gerektiğini öğrenirseniz, bu işi en kolay yoldan halledersiniz. Diyelim ki 1400 kalori ile zayıflamaya karar verdiniz. Siz her gün bir su bardağı süt, bir dilim peynir, 4 köfte, 7 dilim ekmek, 4 meyve, 8 kaşık sebze tüketirseniz, günde 1400 kalori almış olursunuz. 

Bu rakamlar da çok can sıkıyor, 4 kaşık, 7 dilim gibi...
- Bunu öğrenmeniz gerek. Diyelim ki o gün canınız mantı ya da pizza yemek istedi. Pizzanın tabanında ne var? Ekmek. Günde kaç dilim ekmek hakkımız vardı? 7 dilim. Sabah tost yediniz, 2 dilimi gitti. Geriye kaldı 5 dilim hakkınız. Diyelim ki akşam 2 dilimlik hakkınız kaldı, ister o hakkınızı yiyin, ister yerine pilav yiyin. Bu kadar basit. Her şeyin bir sistemi var tabii ki. Canınız akşam pizza mı yemek istiyor? Tamam, yiyin. Ama o zaman öğlen ekmek yemeyeceksiniz. Yiyerek zayıflamak en sağlıklısı. Türkiye’ye beslenmeyi öğretmek istiyorum. Çok büyük bir hedef bu benim için... Türkiye’ye özgü beslenme programları olması gerek. Pratik olan şu; her gün almamız gereken beş besin grubu var. Her gün bunarı alarak ve hareket ederek zayıflamak en doğrusu.

Her gün neler alacağız?
- Mutlaka her gün bir bardak süt ya da yoğurt, bir dilim peynir olacak. Haftada iki balık, iki kırmızı et, iki tavuk, bir kere de kurubaklagil olacak. Her gün en az 4-5 dilim ekmek olacak ya da ekmek yerine geçen bir şey. Sebze her gün bir tabak olacak ve en az 2-3 çeşit meyve olacak. Salatalara da bir kaşık yağ koyulacak. Bu, yapılacak diyetin en basit halidir.

Haberin Devamı

İNSANLAR YILLARCA YANLIŞ DİYET YAPTI

Haberin Devamı

Yüzlerce diyet şekli var. Sağlıklı diyet nasıl olmalı Dilara Hanım?
- Tek bir formül var; dengeli beslenmek ve hareket etmek. Bu kadar basit. Bu işi zorlaştırmaya hiç gerek yok. Yanlışı düzeltmek sonra çok daha zor oluyor. Yıllarca insanlar karbonhidrat ile proteini ayırmanın iyi bir şey olduğuna inandı. Ancak böyle bir şey yok. Tam tersi, karbonhidratla proteini bir arada yemeniz gerekir ki, kan şekerini aynı seviyede tutabilesiniz. Acıkmamanız ve metabolizmanızın hızlanması için bu lazım. Sonra başımıza “Sadece protein yiyin, karbonhidrat yemeyin” diye bir şey çıktı. İnsanlar bunu sevdi, çünkü hızlı kilo veriyorlar. Neden hızlı kilo veriyorlar? Kas ve su kaybediyorlar. Bu, tehlikeli bir durum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!