OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 12, 2005 00:00
Uzun zamandır kimseyle röportaj yapmayan Hülya Avşar’ın eşi Kaya Çilingiroğlu, Kelebek’le buluştu. Çilingiroğlu, bütün sorularımıza tüm samimiyetiyle yanıt verdi.Soluksuz okuyacağınız bu dev röportajda Kaya Çilingiroğlu, ailesini, öğrencilik hayatını, spor dünyasını, politikaya neden sıcak baktığını, Hülya Avşar’ı, evlilikteki hatalarını ve kızı Zehra’yla ilgili planlarını anlattı...Çok büyük firmalarla çalışan Penta Reklam Ajansı’nın sahibisiniz, bir tıp fakültesi, ödüllerle dolu spor geçmişiniz var... Oysa Kaya Çilingiroğlu’nun yıllardır bilindik imajı, Hülya Avşar’ın kocası, ne iş yaptığı bilinmeyen, hovarda bir adam... Kötü hissetmiyor musunuz kendinizi?Benim rahmetli babam, çok meşhur bir cerrahtı. Onun oğlu oldum. Sonra meşhur bir kadının kocası oldum. Tevazu göstermek istemiyorum, bütün bunları hazmettim. Dolayısıyla kimseye bir şey ispatlamak durumum yok. Ben kendimi, kendime ispatlamış bir adamım. Hülya ile çok fırtınalı bir yaşantımız oldu. Hülya hep ailesini koruyan, vergi rekortmeni, çalışan kadın olurken, benim için, ‘Bu adam ne iş yapıyor, Hülya’nın parasını mı yiyor, her şeyi yarım bıraktı’ gibi şeyler denildi. Medya bizi böyle tanıttı. Bir yerde iyi bir kadın, bir yerde de kötü bir adam. İnsanlar bana küfür etmeyi, Hülya’yı da övmeyi seviyorlar. Alıştım artık. Zaten bu kadar yazılacak Hülya’nın dışında evli bir sanatçı yok. Kalmadı, bundan sonra kalmayacak da...- Neden?Olmaz! Çünkü çok meşhur, halk tarafından çok sevilen, çok beğenilen birisi, günün birinde mutlaka ya yanındakini beğenmiyor ya da halk onu kimseye bırakmıyor. Çünkü halkın malısın ve halk paylaşmayı sevmiyor. İşte bu meşhur kişinin yanındaki, önce bu durumu hazmetmesi gerekiyor. Mesela bir yere gidiyoruz. Erkekler güzelce Hülya’ya kur yapıyor. Kıskanabilirim de... Ya da adam gelip, ‘Ya sen ne şanslısın, karının kıymetini bil’ diyor. Başka birisi geliyor, ‘Sakın bir daha bunu yapma’ diyor. Ben de bütün bunlara, ‘Tamam, teşekkür ederim’ deyip, dönüp gidiyorum. Dedim ya, alıştım artık.HATALARIM ÇOKTUR- Hülya Hanım için de, ‘Kaya Çilingiroğlu ile sınıf atladı’ diyenler de var...Ben hiçbir zaman böyle düşünmüyorum. Zaten o, sınıfını atlayacaktı. Aslında insanların böyle düşünmesi, zaman zaman Hülya’yı üzüyor. Bana karşı olan çıkışlarının altında bu durum da etkili olabilir. Ben, bugüne kadar böyle bir söz söylemedim, söylemem de. Sonuç olarak aradan 15 yıl geçmiş. Tabii Hülya’nın da herkesten çok başarılı olmasının sebebi, bu hayatı sürdürmesidir.- Yani evliliğini...Tabii ki. Bir ailesi var, çocuğu var, her şeyi kendi yapıyor, insan içine pek çıkmıyor, sosyal hayatı var ama doğru düzgün bir şekilde yaşıyor. İçki içmiyor, gece gezmiyor, spor yapıyor. Askerler, kadınlar, çocuklar, erkekler, yaşlılar, politikacılar herkes onu çok seviyor. Ben yıllar önce, ‘Türkiye’de hiçbir sanatçı bu kadar çok sevilmeyecek’ demiştim. Allah daim etsin bunu...- Perihan Mağden’i bir yazısından dolayı mahkemeye vermiştiniz. Ne oldu?Benim için ‘aşağılık’ lafını kullandı. Sonra özür dilemek için telefon açtırdı. Ben de ‘Özür dileyeceği yer köşesidir. Köşesinde özür dilerse kabul ederim’ dedim. Kabul etmediler. Mahkemeden de aleyhine bir karar çıkmadı. Hülya’nın bazı lafları çok yanlış anlaşılıyor. Sesli düşünüyor, sesli düşündüğü zaman bu millete ters geliyor. Bir de malını satamayan ona sataşıyor. O da cevap veriyor.- Eşiniz evliliğiniz için, ‘Şirket’ kelimesini kullanmıştı. Siz de öyle düşünüyor musunuz?Evlilik hakikaten bir şirket. Çünkü aşk bir süre sonra ölüyor. Kime aşık olursan ol, bitecek yani. Şirket lafı çok yanlış bir şey değil o anlamda.- Şimdi hovarda Kaya Çilingiroğlu’na gelelim. Burada çok hatalarınız oldu değil mi?Kesinlikle oldu. Buna ‘Hayır’ diyemem. Zaten dersem gülünç duruma düşerim. Sizin elinizde malzeme var, çarşaf çarşaf yayınlarsınız. Ama benim daha bire bir çekilmiş, basılmış bir fotoğrafım yok. Hep, ‘Onu yaptı, buraya gitti’ gibi şeyler yazıldı. Başıma büyük bir hadise geldi. Bunu kabul ediyorum. Benim hatalarım çoktur. Ama o dönemde benim evimin içinde ne yaşandığını, ruh halimi kimse bilemez. BANA SAYGI DUYSUN YETER- Şimdi dikkat ediyor musunuz?Çok dikkat ediyorum. Öyle herkese bağrımı açmıyorum. Hakikaten ihtiyacı olan insana açıyorum. Yanlışlıkla bile kimseyle yan yana gelmemeye çalışıyorum.- Evlilik içinde her dönem sıkıntılar yaşanır. Şimdi ne yapıyorsunuz?Şimdi ev büyüdü, az görüşüyoruz.- Yani dışarı çıkma ihtiyacı hissetmiyorsunuz?Yok, çok dikkat ediyorum. Dışarıda yaşıyorum dermişim...(Gülüşmeler)- Yurt dışında mı?Espri yapıyorum canım. İnsan zamanla olgunlaşıyor. Olgunlaştığın zaman da her şeyin o olmadığını görüyorsun. Golfle ilgileniyorum, çok başarılı olmak istiyorum. Hiçbir spor dünyada beni bu kadar zorlamadı. Sehayat ediyorum, sevdiğim arkadaşlarımla görüşüyorum, kitap okuyorum,
film seyrediyorum. Zehra’nın golfe başlaması beni çok mutlu etti. Çünkü ortak bir noktada buluştuk. Onunla ilgileniyorum...- Hülya Hanım, ‘Aşık olursam giderim’ diyor siz de ‘Giderse gitsin’ diyorsunuz. Sonra herkes şunu düşünüyor; ‘Örnek alınan bir aile böyle mi konuşmalı...’ Ne diyeyim? Şimdi benim karım karşıma gelip, ben başkasına aşık oldum, gideceğim derse ne diyeceğim? Vazgeç aşkından benimle beraber mi ol diyeceğim... Giderse gidecek yani, yapacak bir şey yok. Saygı duyarım. Aksi zaten yalan olur. Bizim yaptığımız tek şey, aramızda konuştuğumuz gerçekleri yansıtmamız. Zaman zaman Hülya’nın talihsiz açıklamaları oluyor. Ben de ona her şeyi söyleme, bilmesin insanlar diyorum.- O da zaman zaman sizin için ‘Saçmalamış’ diyor...Ben hiçbir zaman Hülya için ‘Saçmalamış’ demem. Ama o konuşuyor. Sıkıldığı zaman takılıyor bana. Ben de ona ‘Telif hakkı isteyeceğim senden’ diyorum. - Eşinizin bazen frikik verdiği fotoğraflar gazetelerde geniş yer alıyor. O da zaten bundan memnun değil, ‘Ne yapayım oturmasını bilmiyorum’ diyor... Rahatsız oluyor musunuz o görüntülerden, yoksa alıştınız mı?Oturmasını bilmiyorsan ona göre giyeneceksin. Rahatsız olmuyorum, bazen böyle çok absürd bir şey görünmüşse, o anda toplumun açık bir yerdeysem ve millet gazetede Hülya’nın o resmine bakıyorsa, bazen rahatsız oluyorum. Ama hemen unuturum. Ne yapayım benim karım da böyle, tercihimizi böyle kullanmışız. Yapacak bir şey yok. Ben çok romantiğim ama Hülya değildir- Sizden çekinir mi, yani bir şey olduğu zaman hemen savunmaya geçip, bir şeyleri izah eder mi?Bir şey çıktığı zaman, ‘Yok böyle bir şey’ der. Ben de ‘Bakalım göreceğiz’ derim. Çekinmesine gerek yok canım. Saygı duysun yeter. - Siz gösteriyor musunuz?- Tamamiyle. - Sevginiz, aşkınız tabii ki eskisi gibi değildir ama duygusal anlamda yeterli oluyor musunuz birbirinize?Hülya Hanım’ı insan olarak tabii ki çok seviyorum. Kızıma çok iyi bakıyor. Zamanla bazı şeyler gidiyor. Alışkanlıklar kalıyor. Hayatınız tamamiyle çocuk oluyor. Gelip aramızda yatıyor. Sanki ondan önce hiçbir şey yokmuş gibi düşünüyorsun. Sanki bu hayat yoktu, onunla beraber varoldu. Hülya ile aramızda sevgi tabii ki var, insan olarak seviyorsunuz, sayıyorsunuz. - Heyecan yok! Ama o da bir ihtiyaç...Onları da başka şeylerle bastırıyorsun. Bir yaştan sonra bazı şeyler olmuyor, zor oluyor. Onu bir daha yakalamak, hissetmek zor şeyler... O kadar zor şeyler atlatıyorsun, kötü günler geçiriyorsun ki, ondan sonra ‘Ah ben bir aşık olsam, kalbim küt küt çarpsa’ falan diyemiyorsun. Şimdi ben şunu diyorum; Ben çok huzurlu olsam, sağlıklı olsam. Çok kötü bir 1.5 yıl yaşadım. O geçirdiğin kötü günlerden sonra benim için en büyük lüks, sağlık oldu. Bu golf çok sardı beni. - Evlilikler içerisinde o eski heyecanı yakalama adına bir takım küçük oyunlar, sürprizler yapılır. Birbirinize böyle şeyler yapıyor musunuz?Hayatta inanmam böyle şeylere. Tam tersi olur. Mesela Bali’ye bir seyahate gidilir, dönüşte ayrılık olur. - Romantik misiniz?Ben çok romantik ve çok da duygusalımdır. Hülya duygusal bir kadın değildir. Bana en ufak bir hediye ver, çok büyük keyif alırım. 20 yaşına kadar tek başına gezmesine izin vermeyeceğim- ikinci çocuk konusunda ne düşünüyorsunuz?Vallahi ben isterdim ama biraz geç kaldık. Bir de bir çocuk yetiştirmek için sağlıklı bir ortamda bulunmadığımızı düşünüyorum. Okulların önünde uyuşturucu satılıyormuş. Çocuk yarın bir eroinmanı da sevebilir. Şimdi kızım 16 yaşına gelince arkadaşları diskoteğe gittiğinde ona ne diyeceğim diye düşünüyorum.- Siz 17 yaşında evden ayrılmışsınız. O da hayatı tanımak isterse?Ben bilhassa okul konusunda çok fazla üstüne gitmek istemiyorum. Babam köyden çıkmış nerelere geldi, beni okumam için dünyada nerelere gönderdi ama ben her seferinde üç ay sonra geri döndüm. Zehra sadece mutlu olsun. Mutluluk paranın satın alamadığı tek şey. - Dışarı çıkmak istediği zaman yanında mı gideceksiniz?20 yaşından önce tek başına bırakmaya hiç niyetim yok. Becerebilir miyim onu bilmiyorum. Ama ben bu hayatın her dönemini, her şekilde yaşadığım için 20 yaşından önce onu yalnız bırakamam. Genlerle mi, biyolojiyle mi uğraşır bilemem ama insanlığı kalıcı bir şey bırakabilecek bir eğitim alırsa çok iyi olur. Annesi gibi sanatçı da olabilir ama hakiki sanatçı olsun. Yine annesi gibi... Dünya çapında sanatçı olma şansı annesine göre çok daha fazla. İmkanları var çünkü. Dünyanın en güzel işi ya sanatçı olacaksın ya sporcu ve yurt dışında yaşayacaksın. Hem saygın bir iş yapıyorsun, hem çok sevilip sayılıyorsun, eserlerin kalıcı oluyor.YARINBabası Kaya Çilingiroğlu’nun hangi öğüdünü dinlemedi, bundan pişman mı?Neden
BeÅŸiktaÅŸ Kulübüne baÅŸkan olamadı?Hacca gitmekten neden çekiniyor?Hangi partiden siyasete atılmayı düşünüyor?Â
button