Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2003 00:00
Rumuz: Bir Ege ErkeğiMerhaba Güzin Abla, size herkes yazıyor. Ben neden yazmayayım? Size yazanların büyük bir bölümünün sorunu aşk.Gerçekten de doğru insanı bulmak hazine bulmaktan bile zor bence. İşte ben de size bunun için yazıyorum ya... Ben şairin dediği gibi, yolun yarısına yaklaşan bir erkeğim. Bekarım ve yalnız yaşıyorum. Üniversiteden sonra Antalya'ya yerleştim. İnsanın yalnızca kendine karşı, kendi hayatından sorumlu olması çok güzel bir duygu. Sadece ailem istiyor ya da yaşım geldi diye evlenmek istemedim. Mutlu etmeyi bilmeyen bir erkeğin mutlu olabilmesinin de mümkün olmadığını düşünüyorum. İnsanın bütün ömrünü birlikte geçireceği hayat arkadaşını, can yoldaşını, dişi olan yarısını nerede ve nasıl bulabileceğini bilmesi mümkün mü? Bu gerçekten çok zor. Ama bakıyorsun zaman geçiyor. Gün oluyor bekarlığın o keyfinden sıyrılıp, ruh ve duygu yalnızlığını öylesine derinden hissediyorsun ki... Hayatımın büyük bir bölümü çeşitli illerde dolaşmakla geçti. Bu nedenle olsa gerek kalıcı arkadaşlıklar da kuramadım. Antalya çok güzel bir şehir. Hem de çok romantik bence. Sahil, dalgalar, uçsuz bucaksız kumsal sanki aşklara, aşıklara kucak açmak ister gibi. Bu duyguların var olduğunu bilmek ama yaşayamamak ne acı! Yalnızken hiçbir şeyin tadı çıkmıyor ki. Geçmişte birkaç arkadaşlığım oldu. Ama Alevi olduğumu söyleyince tahmin edersiniz bir anda her şey bitiverdi. Üstelik belki inanmayacaksınız ama, bunlar genellikle eğitimli, kültürlü hanımlardı. Ben asla insan, ırk, dil, din ve düşünce inanç ayrımı yapmam. Benimle bir yaşamı paylaşabilecek kadın mutlaka bir dünya vatandaşı gibi düşünebilmeli. Belki size ilginç gelecek, ama örneğin hanımların o pek şikayetçi oldukları futbol merakı bulunmayan erkeklerdenim. Televizyon izlemekten de çok hoşlanmam. Bunun yerine karşılıklı sohbet etmek, psikolojik, sosyolojik ve de bilimsel konularda okuyup tartışmayı hep sevmişimdir. Maddi olarak zengin denebilecek biri değilim. Ama Türkiye şartlarında şükürler olsun her istediğimi alabilecek durumdayım. Sizin çöpçatanlık yapmadığınızı da biliyorum, ama belki bir ayrıcalık yaparsınız. Belki bütünü oluşturacak parçanın yarısı bende, yarısı ise size gelen mektuplar arasındadır. Kimbilir?Sevgili okurum, dediğin gibi ben çöpçatanlık yapmaya hiç de meraklı biri değilim. Bana bu konuda çok mektup gelse de, çevremden bu konuda destek alsam da, bilirsin ya böyle işlerde aracılık yapmak zaman zaman ters teper. ‘‘İyi olur Allah'tan, kötü olur kuldan’’ diye bir söz vardır, büyüklerimizden duyduğumuz. Gerçekten de iki insanı birleştirmek sevaptır diye düşünsek bile, bakarsın işler olumsuz gider. Kusurlu sen olursun. ‘‘Nereden bizi tanıştırdı’’ derler sonra. Yine de satırların öyle gerçekleri yansıtıyor ki, bir erkeğin yalnızlığını öyle güzel anlatmışsın ki, dayanamadım. Çöpçatanlık amacıyla değil de, bu güzel duygularını buraya yansıtmak amacıyla yayımladım daha doğrusunu istersen. ‘‘Bekarlık sultanlık’’ diyenlere de biraz dokundurmak amacıyla tabii. Hep erkekleri duygusuz, yüzeysel, bencil, uçarı gösterecek değiliz ya. İşte böyle derin duyguları olan erkeklerin de bulunduğunu belirtmek için bir fırsattı bu. Bir de tabii şu mezhep ayrımı meselesi var. Canımı çok sıkan ve beni çok üzen... Dediğin gibi bu çağda, eğitimli oldukları halde hálá bu nedenle evlenmek istemeyen ya da evlenmek isteyip de ailelerinin baskısını gören gençler beni çok üzüyor. Sevgili Peygamberimizin dininden, yani Müslüman oldukları hálde kendilerinden önceki kuşaklar nedeniyle değişik mezheplere bağlı olarak dünyaya gelenlerin, birbirlerine neden düşman olduklarına, neden bu düşmanlığın bugünlere kadar uzadığına aklım ermiyor. Hele hele bu dünyada her türlü ayrımcılığa son vermek zorunda olan eğitimli gençlerin hálá bu düşünce yapısını sürdürebildiklerine de inanmak istemiyorum. Umarım, her şey gönlünce olur. Dediğin gibi kum yığınları arasında bir tanecik bulmak kadar zor da olsa, umarım öteki yarını bulursun oğlum.
button