İngiltere'nin en çok satan kitabı bu: Ne giymemeli

Güncelleme Tarihi:

İngilterenin en çok satan kitabı bu: Ne giymemeli
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2003 01:54

Trinny Woodall ve Susannah Constantine, BBC'de yaptıkları ‘‘Ne Giymemeli?’’ adlı televizyon şovunu bir kitap haline getirdi. Her defasında 4 milyon İngiliz kadınını ekran başına toplayan program, alanının en başarılılardan biriydi. Trinny ve Susannah'nın aynı isimli kitabı da büyük bir başarıya ulaştı.

Bugüne kadar 620 bin satan kitap, ciltli olmasına rağmen haftalardır İngiltere'nin en çok satan kitaplar listesinde bir numara. Bu sadece moda kitapları için değil, ciltli tüm kitaplar için az rastlanır bir rekor. İkilinin sırrı, her tür kadına neyin yakışmadığını, hangi tür giysiye (sevseler bile) asla yanaşmamaları gerektiğini, kusurlarını nasıl saklayacaklarını son derece pratik ve açıksözlü bir tavırla anlatmaları.

Trinny Woodhall (39) uzun boylu, ince, tahta göğüslü bir kadın. Atalarını, Normanların İngiltere'yi fethettiği 1066 yılına kadar sayabiliyor, yani pek asil bir aileden geliyor. Babası servetini emlak ve denizcilikle yapmış. Kraliçe'nin torunu Vikont Linley'nin eski kız arkadaşı. Mal piyasalarında broker olarak çalışmış, sonra halkla ilişkiler işine geçmiş. Danimarkalı bir işadamıyla evlenip iki çocuk doğurmuş.

Susannah Constantine (38) ise bir bankacının kızı. Hugh Grant ve Liz Hurley'nin yakın arkadaşı. John Galliano, Patrick Cox, Prada gibi en ünlü modaevlerinin halkla ilişkilerini yapmış. Sonra bir finans danışmanıyla evlenmiş.

İngiltere'nin üst sınıfından bu iki kadın, bir partide tanışıyor. Sonra birlikte Daily Telegraph Gazetesi'nde ‘‘realist’’ bir moda köşesi yazmaya başlıyorlar. İnternet'in patladığı yıllarda, bir risk sermayesi şirketi aracılığıyla 10 milyon sterlin bularak birlikte ready2-shop.com adıyla bir web sitesi kuruyorlar. Amaç, insanlara stil konusunda danışmanlık yapıp para kazanmak. Ama az sonra İnternet dünyası mali açıdan çöküyor, onların sitesi de kapanıyor.

GERÇEKÇİ MODA

Sonra BBC bir program yapmalarını teklif ediyor. ‘‘Ne Giymemeli?’’ adlı program bir reality şov. İnsanlar, yakınları adına programa başvuruyor, olaydan habersiz olan kadın sokakta yürürken gizli kamerayla filme çekiliyor. Trinny ve Susannah programlarında kadının bütün kusurlarını, giyimindeki bütün hataları, bu tür şovlara özgü sert, hatta aşağılayıcı ve alaycı bir tavırla ele alıp sıralıyorlar. Ama hemen arkasından kadına nasıl giyinmesi gerektiğini gösteriyor ve alışveriş yapması için de eline 2 bin sterlinlik bir çek tutuşturuyorlar.

İngiliz kadınları işte bu programa bayılıyor. Gerçi bazıları, Trinny ve Susannah'yı ukala buluyor ama programa katılan kadınlar, aldıkları sonuçtan çok memnun olduklarını söylüyor. Ne olursa olsun, ‘‘Ne Giymemeli’’ her defasında 4 milyon insanı ekran başına toplamayı başarıyor.

KENDİLERİ MODEL OLDU

120 program yaptıktan sonra Trinny ve Susannah bir kitap yazdılar. Kitapta model olarak kendilerini kullandılar. Trinny uzun boylu, sıska, tahta göğüslü ve kalın ayak bilekleri olan bir kadındı. Susannah ise tam tersine, kısa boylu, büyük göğüslü, yuvarlak hatlı ve kısa boyunluydu. Kadınlarda en sık rastlanan kusurlar sanki ikisi arasında pay edilmişti. Ama seyirciler onları en güzel halleriyle görüyorlardı. Onlar da kitabın önsözünde ‘‘Biz bu hale kolay mı geldik sanıyorsunuz?’’ diyorlardı. ‘‘Trinny dümdüz bir tahtaya benzeyen göğsünü kamufle etmeyi kolay mı öğrendi? Susannah göbeğini gözlerden saklamak için az mı denedi yanıldı? Siz de bizim gibi yapabilirsiniz.’

Belden yukarınız Amerikan işkadını belden aşağınız seks bombası

İkilinin televizyon programında kadınları nasıl paramparça ettiğini göstermek için küçük bir örnek verelim. Programları bu ay BBC America'da yayımlanmaya başlayacağı için, New York Times'ın stil ekinde ikiliyle bir röportaj yapan genç kadın muhabir Sarah Yall, röportajın sonunda dayanamayıp soruyor:

‘‘Peki beni nasıl buluyorsunuz?’’

Trinny ‘‘Ayağa kalkın hele’’ diyor. Genç gazeteci titreye titreye ayağa kalkıyor. İkili onu şöyle bir süzüyor. Sonunda Susannah ‘‘Neyse ki uzun topuklu çizmeler giymişsiniz’’ diyor. ‘‘Yoksa ciddi bir problemle karşı karşıya kalacaktık.’’

Trinny incelemesini sürdürüyor. Nihayet yüzünü buruşturarak:

‘‘Süveteriniz çok büyük. Fazla yer işgal ediyor. Belinizden yukarısı, giyimin serbest bırakıldığı cuma günü büroya gitmiş Amerikan İş Kadını'na benziyor. Belden aşağınızla da seks bombası havasına girmeye çalışmışsınız. Ne olduğunuzu bilmiyorsunuz. İki ayrı kadınsınız siz.’’

Muhabir kem küm ederek tartışmaya çalışıyor: ‘‘Ama daracık bir eteğin üzerine yine dapdar bir kazak giymek yanlış olmaz mı?’’ İkili başlarını sallıyorlar. ‘‘Sizin beliniz yok. Bir bel yaratmalısınız.’’

Muhabir ilk anda üzülüyor, ama bir süre sonra kendini mutlu hissediyor. Çünkü artık ne giyip ne giymemesi gerektiğini biliyor.

İŞTE DOĞRU GİYİNMENİN ALTIN KURALLARI

Büyük göğüsler

Asla yüksek ve dar yaka giymeyin.

Sıkı örülmüş süveterlerden kaçın.

Hakim yakalı ceketleri erkeklere bırakın.

Sutyen testi yapmadan evden asla çıkmayın. Eğer sutyenin kenarlarının izini görüyorsanız hemen çıkarıp atın.

Boğazlı kazaklardan kaçının, göğüslerinizin boynunuzdan çıktığını zannetmelerini istemiyorsanız tabii.

Giydiğiniz kıyafetten daha koyu renk bir iç çamaşırını asla giymeyin.

Tahta göğüsler

Dekolteler, sadece güneşin ve yaşın hasar vermediği boyunlar içindir.

Korseyi koca göğüslülere bırakın.

Düz göğüse yüksek yaka yakışır.

Sırt seksi bir alternatiftir, ona iyi bakın, parlak ve yumuşak olmasını sağlayın.

V yakalı bir süveter giyiyorsanız, içine mutlaka yuvarlak yaka bir tişört giyin.

Geniş bir dekoltenin olmayan göğüslerinizi varmış gibi göstereceğini sanmayın, sadece kocaman bir boşluk gösterir.

Kalın kollar

Kalın kollular mutlaka kollu bluz, kazak, gömlek vs. giymelidir.

Kısa dar kollu, puf kollu kıyafetler kalın kollarınızı balon gibi ortadan sıkıp büsbütün ortaya çıkarır.

Küçük desenler et yığınlarını çok iyi saklar.

Kollarınızın kalınlığını saklamak istiyorsanız, omuzları geniş gösteren giysiler seçin.

Göbek

Asla ve asla üstünüze yapışan dar tişörtler, gömlekler ve parlak kumaşlar giymeyin.

Kemerinizi çok sıkmayın.

Bluzunuzu, gömleğinizi, tişörtünüzü asla etek ya da pantolonun içine sokmayın.

Asla kısa bluz, gömlek, tişört giymeyin.

Unutmayın, bele sıkı oturmayan elbiseler çok günah saklar.

Beli olmayanlar

Asla bol bluzlar giymeyin.

Derin V şeklinde yakalar beliniz varmış gibi gösterir.

Korse 19'uncu yüzyıldan bu yana çok gelişti, artık çok rahatları var, bir tane edinin.

Dar omuzlu, dümdüz inen elbiselerden kaçının.

Kısa bacaklar

Asla topuksuz pabuç giymeyin, uzun etek- yüksek topuk ikilisinden vazgeçmeyin.

Kısa pantolonlar (ayak bileğinizin biraz üstünde bitse bile) bacak konusundaki fukaralığınızı vurgulamaktan başka işe yaramaz.

Asla dar pantolon giymeyin, bu pantolonlar poponuzun bitip bacaklarınızın başladığı noktaya dikkati çekerler ki bu da bir felaket olur.

Pantolonla yüksek topuk giydiğinizde, paçalarınız mutlaka yere değecek kadar uzun olsun.

Ayakkabı, çorap, pantolon aynı renk kuralını unutmayın.

Kısa boyun

Küçük kafalı kısa boyunlu kadınlar asla kalın yüksek yakaların yanına yaklaşmamalı.

Sarkan küpeler küçük küpelerden daha iyidir.

Dar, boyunluk şeklindeki kolyelerden kaçın.

Boyundan göğsünüze kadar olan bölgenizi ne kadar çok gösterirseniz, boynunuz o kadar uzun gözükecektir.

Geniş basen

Yandan kesimli etek ve elbiseleri asla giymeyin, tabii gözleri en önemli kusurunuzun üzerine çekmek istemiyorsanız.

Poponuzun ortasında biten ceketleri asla giymeyin.

Uzun ceketler kısa ceketlerden, paltolar da uzun ceketlerden her zaman daha iyidir.

Evaze etek giyin, dar etekten kaçın.

Koca popo

Poponuzun tam ortasında biten ceketleri asla giymeyin.

Kenarlardaki herhangi bir külot izi iğrenç gözükür, dikkat edin.

Yüksek belli pantolonlar poponuzu devasa gösterir.

Enlemesine desenlere yaklaşmayın.

Büyük desenli hiçbir şeyi üzerinize geçirmeyin.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!