Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2008 00:00
Kadınlar ne ister? Belki de dünya bu soru üzerine dönüyor. İngiliz saç tasarımcısı Andrew Barton bu soruyu en azından bir yönüyle cevaplamayı başarmış olsa gerek ki, saati 400 sterlinlik (Yaklaşık 1000 YTL) saç kesim randevuları eylül ayına kadar dolu.
"İngiltere’nin en pahalısıyım, belki dünyanın da en pahalısı olabilirim" diyen Barton, Elidor’un Hayat Beklemez kampanyası için Türkiye ikonu seçilen Sertab Erener’in saçlarına yeni şeklini verdi. Bu arada iki yeni trendi de anlattı: "Bu sıralar saçta iki yeni akım var: Biri göz alıcı ve müthiş bir düzenleme gerektiren Tanrıça saçı, diğeri ise daha plaj görüntüsü olan Yeni Doğal."
Kuaförlük mü sizi seçti yoksa siz mi kuaför oldunuz?-Kaderimde bu işi yapmak varmış. Okulda en başarılı olduğum dersler sanat dersleriydi. Aileme giden raporlarda "Eğer bu kadar çok konuşmasa Andrew çok iyi bir öğrenci olabilir" yazıyordu. Gerçekten de işimde iletişim çok önemli. Müşteriler kuaförlere çok şey anlatır. Bugün işe yeni alacağımız kişileri seçerken kuaförlük yeteneklerinden çok kişilikleri, iletişim yetenekleri, dost canlısı olup olmadıklarına bakıyoruz. Bir çok kişi kuaförün doktor ya da psikoloğa gitmekten iyi geldiğini söylüyor.
Saç bir kadın için ne ifade ediyor? - Her kadın, saçının iyi veya kötü olduğu günler arasındaki farkı bilir. Saçı iyi ise kendini güvenli, her şeyi yapmaya kadir, mutlu hisseder. Daha dik yürür, daha uzun görünür. Ben buna "yüksek topuk duruşu" diyorum. Bir kadın yüksek topuklu ayakkabı giydiğinde ayakta farklı durur, farklı yürür, farklı hisseder. Saçınız iyi olduğunda da tam olarak böyle hissedersiniz.
Saçın iyi-kötü olması biraz kısırdöngü gibi değil mi? Kötü gününüzdeyseniz muhtemelen saçınız da kötüdür, saçınız kötüyse de kötü hissedersiniz.-Kesinlikle. Sınıf, kültür, para farkı olmadan her kadında aynıdır. Ben saçımızı asla çıkarmadığımız bir giysi olarak düşünüyorum.
Müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz? - Ben şu anda İngiltere’nin en pahalı kuaförüyüm, muhtemelen dünyanın en pahalısı da olabilirim. Bu nedenle insanların beklentileri çok yüksek. Bir saatlik randevunun içinde kesimin yanı sıra, danışma ve saç rengiyle ilgili tavsiye de var. Saça nasıl şekil vereceği, nasıl kurutulacağı konusunda da ipuçları veririm. Kesim ve şekillendirme üzerine uzmanlaştım. Renklendirmeyi yapan bir uzmanım var; Sertab’ın saçını da o renklendirdi.
Herkes sizi bulamayacağına göre doğru kuaförü nasıl bulacaklar?-Doğru kuaförü bulmanın en iyi yolu çevrenizle, arkadaşlarınızla konuşmak. İyi bir kuaför her zaman ücretsiz danışma hizmeti verir. Siz de onun doğru kuaför olup olmadığına karar verirsiniz. Geçmişte kadınlar kuaföre gidip ’böyle yap’ diyordu, onlar da söyleneni yapıyordu ama modern kuaförler çok daha fazla tavsiyede bulunuyor.
UZUNSA PARLAMALIKuaförler genelde kısa saçtan hoşlanırken ben uzun saçtan hoşlanırım ama çok bakımlı olmalı, parlamalı ve sağlıklı olmalı, yoksa kestirin. Eğer yorgun, ölü görünümlü ve kuruysa, niye kafanızda her gün böyle bir saçla yürüyesiniz ki, kurtulun ve tazelenin, hayat beklemez.
SAÇ TASARIMINDA İKİ YENİ AKIMTanrıça Saç, müthiş şekilde çekidüzen verilmiş, çok parlak, akıcı, dolgun görünüyor. Düz değil, hareket var, birazcık eski Hollywood saçı gibi, sofistike. Yani yataktan çıkıp işe gittiğiniz bir saç değil. Bu saçı şu anda bir çok parfüm reklamında görüyoruz. Dior Armani Gucci’nin kampanyalarında bu "cilalı" saçlı Tanrıça’yı görüyoruz.
Yeni Doğal Çok daha doğal, daha kumsal havasında. Akıcı veya dalgalı olmak yerine adeta "topaklar" var. Denizden çıkan bir kızın saçlarını düşünün, saçlar birbirine yapışır.
Moda tasarımını bırakıp kuaförlüğe başladıAndrew Barton güzel sanatlar okumaya başladı, moda tasarımcısı olmak istiyordu. Bir gün yerel gazetede çıkan bir ilana başvurunca kendini kuaför salonunda buldu. Şimdi meslekte 25’inci yılında. İngiliz televizyonu 4. Kanal’da "10 Yaş Genç" isimli bir programda gençleştirme işini yapan daimi kuaför. BBC ile saçın geleneksel tarihi ve kültürel anlamı üzerine yeni bir program yapmaya hazırlanıyor. 2006/2007’de İngiltere’nin en iyi saç stilisti seçildi. 140 şubeli gözellik salonu Saks’ın kreatif direktörü. Prada, Calvin Klein ve Versace ile çalıştı.
GRİ VE BEYAZ SAÇA KESİNLİKLE KARŞIYIM
Saç rengine karar verirken üç seçeneğiniz var. Fısıldamak, konuşmak ya da bağırmak. Bu karaktere göre değişir. Ben "seçtiğiniz rengin hangisini yapmasını istiyorsunuz" sorusunu sorarım.
Genç kızlar popüler olandan hoşlanır. O yüzden hepsinin saçı birbirine benziyor. Oysa bu yaşta en güzel çağlarındalar, her şeyi denemeleri mümkün.
Otuzlu yaşlar saçla oynamak için hálá cesur olduğunuz yaşlardır.
Kadınlar belli bir yaşa geldiklerinde saçlarını kesmek zorunda hissederler. Kadınlar 40- 50 yaşlarında büyük psikolojik değişimler geçirir ve seksi görünüp görünmediğini sorgular. Uzun saçla kendini daha seksi hisseder. O yüzden bence bu zamanlar aslında uzun saç zamanıdır. Yaşlandıkça yüz hatlarımız da değişir, uzun saç sizi biraz daha yumuşak gösterebilir.
Yaşlı kadınları kısa saçlı görmekten hoşlanmıyorum, sanki bone ya da sıkı bir şapka giymiş gibiler. Biraz daha gevşek, yumuşak ve akıcı saçlar daha çekici olur.
Kesinlikle beyaz ya da gri saç karşıtıyım. Gri bence renk bile değil. Çok açık tenli ve mavi gözlü bazı kadınlara uyabiliyor. Yani tipik bir Türk kadını için hiç uygun değil. Gri rengi tenin yanına koyun ve bakın, bir hareket, zenginlik katmadığını göreceksiniz.
SERTAB ERENER’İN SAÇINI BÖYLE KESTİSaç bakım markası Elidor, "Life can’t Wait/Hayat Beklemez" kampanyasına ikon olarak Madonna, Shakira ve
Marilyn Monroe’yu seçti. Tüm dünyada eş zamanlı yürütülen kampanyada her ülkede bir ikon seçiliyor. Türkiye’de Sertab Erener seçildi, kendini Andrew Barton’un ellerine bıraktı. Erener, Sezen Aksu’nun bu kampanya için bestelediği şarkıyı da seslendirdi. Andrew Barton şöyle diyor: "Elidor kampanyasında Madonna gibi kişisel dönüşümünün bir parçası olarak sürekli saçlarını kullanan birini seçtik. Sertab da saçını kendine yeni bir karakter tanımlamak için kullanıyor. Şimdi çok modern bir saçı oldu. Saç kesimi ve boya bittiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. ’Ben yeni biri oldum’ dedi. Böyle insanlarla çalıştığınızda yaptığınız işten hoşlandığını gösteren bir onay alana kadar hep biraz gergin olursunuz. İşimiz bittiğinde Sertab çok memnundu. Saçını bayağı kesmemize rağmen ’Sanki şimdi daha çok saçım’ var dedi."