Ä°ngiliz kadınının aklında seksi Türk erkeÄŸi Ä°ngiliz erkeÄŸinin aklında göbek dansı var

Sizler, ‘Elizabeth Hurley reklam filmi için Türkiye’de’, ‘Hurley Gökova’da’, ‘Elizabeth Hurley üşütmüş’ haberlerini okurken, biz Akyaka’da onunla röportajdaydık...Reklam filminin çekimi için sabah dokuzda Akyaka Limanı’ndaki sete giden Elizabeth Hurley’i gün boyu ÅŸirin Çobantur Oteli’nde bekledik. Ä°ngiliz dadısıyla, otelin bahçesinde oynayan Hurley’in üç yaşındaki oÄŸlu Damian ile oyalandık biraz. Senih, Elizabeth Hurley’in fotoÄŸraflarını çekeceÄŸi Çobantur Oteli’nin bahçesini resmen bir film seti gibi ayarladı. Bahçe temizlendi, sandalyeler güneÅŸin uygun düşeceÄŸi köşelere yerleÅŸtirildi. Mizansen tamamdı ama sonra röportajın Akyaka’da limanda Hurley için kiralanmış teknede yapılacağı haberi geldi. Sabahtan akÅŸam altıya kadar reklam filminin çekimini yapan Elizabeth Hurley yorgundu, biraz da üşümüştü. Karşımıza sıkı sıkı sarıldığı bornozuyla çıktı. Röportaj yapılırken teknedeki yataÄŸa uzandı, teybini de kucağına koydu. Teyp kullanmasına ÅŸaÅŸmadım desem yalan. Biraz önce de ‘Simian Production’ antetli bir kağıda röportajın Hürriyet dışında hiçbir yayında çıkmayacağı imzasını atmıştım... Anlayacağınız, Elizabeth Hurley, iÅŸini iyi bilen, son derece profesyonel biri. Nazik... Teknedeki gürültüleri duyunca ‘KeÅŸke röportajı otelde yapsaydık’ diyecek kadar düşünceli. Kısaca, kliÅŸelere uygun bir ‘Hollywood starı’ beklerken karşımda, Amerikalı yapımcı Steve Bing’den olan oÄŸlu Damian’ı her ÅŸeyin üzerinde tutan sevecen bir anne, istikrarlı bir sevgili ve gerçek bir iÅŸ kadını buldum...Sanırım bu Türkiye’ye ilk geliÅŸiniz deÄŸil... Gerçi bu sefer vaktinizin çoÄŸu çalışmakla geçti ama Türkiye’yle ilgili izlenimlerinizi merak ediyorum.- Türkiye’ye dördüncü kez geliyorum. Ä°lki 1988 yılındaydı. O dönemde erkek arkadaşım Hugh Grant ile birlikte Kemer’deki Club Med’e gelmiÅŸtik. Çok eÄŸlenmiÅŸtik. Ä°kincisi çok kısa sürdü. Hugh, Venedik’te, Roman Polanski’nin ‘Bitter Moon’ filmini çekiyordu. Venedik’ten Ä°stanbul’a tekneyle geldik. Üçüncü kez, geçen yıl erkek arkadaşım Arun Nayar ile geldim. DoÄŸum günümü Ä°stanbul’da kutladık. Neyle karşılaÅŸacağımı bilmiyordum. Ä°stanbul beni çok ÅŸaşırttı. Bu ÅŸehirde her ÅŸey var. EÄŸlence, alışveriÅŸ... Yeniden gelmek istiyorum.Peki genelde Ä°ngilizlerin kafasındaki Türkiye imajı nedir? ArkadaÅŸlarınızla oturup konuÅŸtuÄŸunuzda Türkiye’den nasıl söz edersiniz mesela?- Sanırım birçok Ä°ngiliz kadınının aklında seksi Türk erkekleri var. Seksi Türk erkekleri ve Türk lokumu. Ä°ngiliz erkekler de göbek dansını seksi buluyorlar. Türkiye, ‘sexyland’ (seksi ülke) gibi bir ÅŸey. Türk erkekleri yakışıklı. Dışarıda kalabalıkta gözüme iliÅŸenler oldu: Sarışın, uzun boylu, mavi gözlü. Ama ben esmerleri beÄŸeniyorum. Hele o Türk lokumu yok mu? Üç yaşımdan beri en favori ÅŸekerlemem. Herkes huyumu bilir. Ãœzgünsem, öfkeliysem hemen birileri bana bir lokum verir.Sizden çoÄŸunlukla ‘dünyanın en güzel kadını’ diye söz ediliyor. Bu sizin için ne anlam ifade ediyor?- Galiba bu güzellik konusunda ÅŸanslıyım. 29 yaşında iken Estee Lauder’in yüzü oldum. Hemen hemen 10 yıl sürdü. Bir kadının hayatında en önemli yıllar ve ben o dönemde dünyanın en iyi makyaj uzmanları, en iyi kuaförleriyle çalıştım. Kendime nasıl bakacağımı, nasıl güzelleÅŸeceÄŸimi, en güzel yanlarımı nasıl ortaya çıkartacağımı öğrendim. ÇoÄŸu kadın bunu bilmiyor. Ben de bilmiyordum.TEMBEL VE ŞİŞMAN OLMAK KOLAYDIRTürk kadınlarına güzellik önerileriniz...- Dünyadaki en büyük güzellik kesinlikle mutlu olmaktır. Gülmek, mutlu olmak. Ä°kincisi bol miktarda nemlendirici tüketmek. Tenim çok kuru olduÄŸu için tonlarca nemlendirici kullanıyorum. SaÄŸlıklı yemek de çok önemli. Türk mutfağı hem güzel hem saÄŸlıklı... Dün gece patlıcanlı bir ÅŸey yedim, müthiÅŸti. ZeytinyaÄŸlı yemekleriniz çok güzel. Köftelerinize de bayılıyorum, on tane filan yedim.Sanırım esas zor olan, güzelliÄŸi korumak...- Elbette zor çünkü tembel ve ÅŸiÅŸman olmak çok daha kolaydır. DilediÄŸinde abur cubur yemek, kuaföre gitmemek, tatlılar atıştırmak... Ama ÅŸu var: 35 yaşından sonra kadın, fiziki olarak nasıl görünmesi gerektiÄŸine karar vermek zorunda. Kendine bakmak istemeyen de olabilir ve bu karara saygım var. Ama ben kariyerim yüzünden kendime bakıyorum. Çalışmadığım zamanlarsa kuaföre gitmem, manikür ve masaj yaptırtmam.YaÅŸlanmak sizin gibi güzel bir kadına ürkütücü geliyor mu?- Böyle bir sorunum yok. Elbette 18 yaşındaki genç bir kızın cildine bakıp içimden ‘Tanrım ne cilt’ diye geçirmiyor deÄŸilim. Ama hayat devam ediyor kabullenmek zorundayız.Bir keresinde, Marilyn Monroe kadar ÅŸiÅŸman olsaydım kendimi öldürürdüm, demiÅŸsiniz. Öyle mi?- Hayır, hayır o söylediklerim kesinlikle yanlış anlaşıldı! Benim hayatta iki takıntım vardır: Biri Türk lokumu, diÄŸeri Marilyn Monroe. Bu kadını daima sevdim. Taparım ona. Sadece ondan söz ederken ‘KeÅŸke 50’lerdeki kadınlar gibi dolgun olabilseydik’ dedim. Monroe söz konusu olunca insanlar kızdı ama tamamıyla yanlış anlaşıldı söylediklerim. Ben de üzüldüm çünkü onu çok severim. Ayrıca sürekli fotoÄŸrafım çekilmeseydi, o daracık elbiseleri giymek zorunda olmasaydım ÅŸimdikinden 5 kilo daha ÅŸiÅŸman olurdum.Sürekli diyette misiniz?- Hayır elbette deÄŸilim... Aslında ÅŸanslı sayılırım çünkü bünyem ÅŸiÅŸmanlığa eÄŸilimli deÄŸil. Böyle görünmek için dikkat ediyorum. Her gün Türk lokumu, pasta filan yemem. Makarna da yerim, kızarmış patates de...HUGH GRANT BENÄ°M AÄ°LEM SAYILIRBiraz erkeklerden söz etmeye ne dersiniz? Hugh Grant ile iliÅŸkiniz uzun sürdü galiba?- Evet tam 13 yıl sürdü. Onunla çıkmaya baÅŸladığımda 21 yaşındaydım.Bayağı istikrarlı sayılırsınız?- Biliyorum öyleyim. Åžimdi beÅŸ yıldan beri ayrıyız. Ä°yi arkadaşız hatta ailem sayılır. Londra’da benim evimden iki ev uzakta oturuyor. Her gün telefonla konuÅŸuruz.Ayrıca birlikte kurduÄŸunuz bir yapım ÅŸirketi de var deÄŸil mi? Simian Films.- Ofis var ama ÅŸirket artık yok gibi bir ÅŸey. Film yapmıyoruz. Benim çok iÅŸim var, onun da öyle... Biliyorsunuz artık çocuÄŸum var. Vaktimin çoÄŸunluÄŸunu onunla geçiriyorum.Yeni erkek arkadaşınızı pek tanımıyoruz.- Arun Nayer ile iki yıldan beri birlikteyiz. Yarı Hintli, yarı Alman. Evi Hindistan’da, Bombay’da. Buraya da benimle birlikte gelmek istedi ama olmadı. Sekiz aylıkken tanıdığı oÄŸlum Damian ile de çok iyi arkadaÅŸ.Arun ile evlenmeyi düşünüyor musunuz?- O evli. Karısından ayrı yaşıyor. Ona rastladığım zaman da ayrı yaşıyordu.Ama neticede evlenmeyi arzuluyorsunuz.- Hayatımda hiç evlenmedim. AnlaÅŸtığın, sevdiÄŸin biriyle evlenmek müthiÅŸ bir ÅŸey olmalı.13 yıl birlikte olduÄŸunuz Hugh Grant ile evlenmeyi hiç planlamadınız mı?- Zamanında olmadı. Garip iÅŸte ama sanki zaman aktörler ve aktrisler için baÅŸka türlü akıyor. Her gün aynı ofise giden ve yılda üç kez tatil yapan insanlara göre deÄŸiÅŸik bizdeki zaman kavramı. Oyuncu olduÄŸunuzda ya çok meÅŸgulsundur, ya bir ÅŸey yapmazsın. Bir yerden diÄŸerine taşınırsın. Yeni bir iÅŸ, yeni bir set, yeni insanlar... Okul gibi. O kadar gezdim, dolaÅŸtım, o kadar çok ÅŸey yaptım, o kadar insanla karşılaÅŸtım ki... Åžimdi bana daha düzenli bir hayat çekici geliyor. Hugh Grant ile çıkmaya baÅŸladığım yaÅŸlarda insan baÅŸka ÅŸeylerin peÅŸinde oluyor. Yirmi yaÅŸlarında bir ÅŸeyin farkında deÄŸildik. Ama ÅŸimdi 39 yaşındayım. Zaman parmaklarının arasından akıp gidiyor iÅŸte.Elizabeth Hurley Beach markası ile bikiniler, mayolar tasarlayacağımYeni bir projeyle iÅŸ hayatına atılmaya hazırlandığınızı duydum. Bizzat kendiniz mayo tasarımı yapıyormuÅŸsunuz.- Evet... Elizabeth Hurley Beach (plaj) markası altında satılacak. Her ÅŸeyi kendim çiziyorum: Bikiniler, mayolar, mayo üstüne giyilen kaftanlar, pantolonlar, kısa etekler... Kaftanlar, Hindistan’da elle iÅŸleniyor. Boncuklu filan ÅŸapkalar da var. Mayoları Ä°talya’da üretiyoruz.Moda tasarımcılığı nereden çıktı?- Genç kızken etrafımdakiler için bir ÅŸeyler çizer dururdum, hem de para karşılığında. Kız kardeÅŸimin düğün elbisesini ben çizdim. Tabii ondan para almadım. Balo elbiseleri de çizerdim. Valentino deÄŸilim ama yetenekli sayılırım üstelik çok da zevk alıyorum. Kariyerimin 15 yılı moda dünyasında geçti. Vaktimin çoÄŸunu dünyanın en iyi modacıları arasında geçirdim. Moda çekimi, film çekimi, dergi çekimi derken giysiler hayatımın bir parçası haline geldi. Evimden her çıktığımda fotoÄŸrafım çekiliyor, iyi giyinmek zorundayım. Ä°yi bildiÄŸim bir ÅŸeyi iÅŸe dönüştürmek istedim.Nerede satılacak mayolarınız? Günün birinde markanızı Türkiye’de görecek miyiz?- New York’ta Saks Fifth Avenue’da, Londra’da Harrods’da, Moskova’da Zum’da satılacak. Ayrıca internet satışı da var. www.elizabethhurley.com adresinden satın alınabilecek. Türkiye’de de satmayı isterdim. Belki Beymen olabilir. Hatta Türkiye’de üretimi de düşünebilirim. Çok iyi mayo fabrikaları olduÄŸunu duydum.BÄ°R ERKEĞİN AÅžKI BEBEĞİMDEN DAHA ÖNEMLÄ° OLAMAZKariyeriniz ve aÅŸk arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsanız neyi seçerdiniz?- Pratik bir insanım. ÇocuÄŸumu tek başıma büyütüyorum ve iki kiÅŸilik ailemi geçindirmek zorundayım. Oyunculuk güç bir ÅŸey. Bırakıp geri dönemezsiniz. OÄŸlum hayatımdaki en önemli ÅŸey.Bugün otelde gördük, müthiÅŸ tatlı bir oÄŸlunuz var.- Gerçekten olaÄŸanüstü bir çocuk... Henüz üç yaşında ama resmen arkadaÅŸlık yapıyoruz. Onunla sohbet etmekten zevk alıyorum. Bana sahip çıkıyor. Çantamı taşımak istiyor, ayakkabılarımı getiriyor. Kimi zaman yüzümü ellerinin arasına alıp okÅŸuyor. Küçük erkek çocuklara bayılıyorum. Tek başına anne olmak büyük sorumluluk. OÄŸlum büyürken onun yanında olmak istiyorum. Bu yüzden o doÄŸduÄŸundan beri film çevirmiyorum. Ondan ayrı kalmak istemiyorum. Bir erkeÄŸin aÅŸkı bebeÄŸimden daha önemli olamaz.Hayatınızda bir sıralama yaparsanız en önemli üç ÅŸey nedir?- Ailem, dostlarım. Arun hem ailem, hem dostum sayılır. Ve elbette saÄŸlık.Â