Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2008 00:00
Üreme çağındaki kadınlarda en sık rastlanan sorunlardan biri, polikistik over sendromu. 13-50 yaşlarındaki her 100 kadından 50’sinde görülen ve herkeste farklı seyreden polikistik over sendromu, det düzensizliğinden kısırlığa, diyabetten kansere kadar çok sayıda soruna yol açabiliyor. Polikistik over hastaları jinekoloğa genellikle det düzensizliği, kıllanma, yağlı cilt, sivilce ve en önemlisi de kısırlık nedeniyle başvuruyor.
Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halit Fırat Erden’in verdiği bilgiye göre, hastaların ultrasonografiyle muayenesinde yumurta etrafında inci tanesi gibi dizilmiş küçük kistler görülüyor. Ultrasonografideki görüntü "güzel" olsa da sonuçları için aynı şeyi söylemek zor. Sadece jinekolojik değil, bütün vücudu ve sistemi ilgilendiren sorunlara zemin hazırlıyor.
Sendrom, ensülin seviyesinin artması ve buna bağlı diğer hormonlarda düzensizlik nedeniyle oluşan ciddi bir hastalık. Sadece hormon bozukluğundan ibaret değil, aynı zamanda başta diyabet olmak üzere, yüksek tansiyon ve kalp hastalığıyla da seyreden metabolik bir hastalık.
Polikistik over hastalar, 6 haftadan uzun aralıklarla det görüyorlar. det süresinde, yoğunluğunda artma veya azalma, sık lekelenme oluyor. Yumurtalıklarda yumurta taşıyan folikül (içi su dolu kese) gelişse de olgunlaşıp çatlama (spermle buluşacağı kanala aktarılma) sorun oluyor. İşte bu olgunlaşmamış foliküller kistleri oluşturuyor.
KİLO VE KISIRLIK YAPIYOR
Yumurtlama güçlüğüne bağlı olarak gebe kalamama yani kısırlık sorunu baş gösteriyor. Kronik bel ağrısı 6 aydan uzun sürüyor. Bel ve kalçada yağ birikimine bağlı, erkeklere özgü elma tipi kilo fazlalığı yapıyor. Ensülin direnci, hiperinsulinemi (yüksek ensülin seviyesi), şeker hastalığı görülüyor. Vücudun ensülini etkin bir şekilde kullanamaması, ensülin salgılanmasında artışa neden oluyor.
Hirsutism (aşırı tüylenme) yani yüz, göğüs, karın, kollar ve bacaklarda belirgin tüylenme en tipik belirtilerinden. Hastaların yumurtalıklarında fazla miktarda testosteron (erkeklik hormonu) üretilmesi buna neden oluyor. Alopesi yani erkek tipi saç dökülmesi ve kellik, akne, yağlı saç ve cilt, akanthosis nigrikans (eklem yerlerine yakın ciltte kahverengi-siyah koyulaşma) diğer birkaç belirtisi.
Ense, kollar, göğüs ve bacak araları, el, diz ve dirseklerde kadife sertliğinde kabarık cilt değişikliği de oluyor.
Uzun dönemde ortaya çıkabilen sorunlardan en önemlisi rahim kanseri riski. Östrojen, rahim iç tabakasını kalınlaştırıyor. Bu kalınlaşma rahim kanseri riskini artırıyor. Yine bu hastalarda testosteron hormonunun sürekli yüksek kalmasına bağlı olarak kan yağları seviyesi yükseliyor. Uzun vadede kadının çeşitli kalp hastalıklarına yakalanma riski artıyor.
GENETİK Mİ?
Hastalığın temelinde önemli rol oynayan ensülin direnci genetik olarak aktarılabiliyor. Ailede başka polikistik over hastalığı olan kadınların bulunması, genetik özelliğine işaret ediyor. Bu sendromun görüldüğü kadınların, yakın kadın akrabalarında sıklıkla şeker hastalığı, şişmanlık, yüksek tansiyon, kısırlık ve kıllanma problemlerine rastlanıyor.
Hastaların yüzde 40’ı obez
Polikistik over sendromunun beslenmeyle de ilişkisi var. Bahçeci Kadın Hastalıkları, Doğum Teşhis ve Tedavi Merkezi Aile Hekimi ve Beslenme Danışmanı Dr. Murat Berksoy, kan şekerinin hızlı yükselmesini engelleyen kişiye özgü beslenme modeli, egzersiz, stresle başa çıkma, kilo kontrolü, gerekiyorsa ensüline yönelik ilaçlar ile sorunla baş edildiğini söylüyor.
Hastaların yüzde 40’ında şişmanlık sorununa rastlanıyor. Beslenme tedavisiyle amaçlanan, kan şekeri yükselmeleri ve düşmelerini önlemek. Bu hastalığın seyrini kontrol etmek için son derece önemli. Özellikle karbonhidrat içeren besinlerin, vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi, kan şekeri seviyelerini yükseltiyor. Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemli. Beraberinde önerilen egzersiz de vücudun şekeri etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlıyor. Ayrıca kilo kaybına da yardımcı oluyor. Polikistik over sendromunuz varsa bunları unutmayın:
Karbonhidratlar, günlük kalorinizin yüzde 50-60’ını oluşturmalı. Yulaf, kuru baklagiller (özellikle fasulye), meyve ve sebze gibi lifli yiyecekler tercih edin.
Az yağlı yemekler yiyin. Katı yağlar yerine zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlar kullanın.
Yağsız süt ve sütlü ürünleri tüketin.
Şeker yerine tatlandırıcı kullanın.
Meyve suyu değil, meyvenin kendisini tüketin.
Hamilelikte yakın takip şart
Polikistik over sendromunun yol açtığı sorunların hamilelikte daha da büyük özenle takip edilmesi gerek. Aksi halde hamilelikte düşük ihtimali, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve kan şekeri yüksekliği sıklığı artıyor.
BUNLARI YEMEYİN, İÇMEYİN
Şeker, şekerleme, şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, bulama, şıra, boza, marmelat, şurup, dondurma, krem şanti
Hamur işleri, hamur tatlıları, börek, çörek, pasta, kek, kurabiye, çikolata, jöle, tahin helvası
Yağda kızartılmış, kavurulmuş ve sos ilave edilmiş yiyecekler (et, sebze, hamur)
Bütün yağlı yiyecekler (yağlı et, kavurma, yağlı balık, yağlı tavuk, kaymak, krema, mayonez)
Alkollü içecekler, meşrubatlar, hazır meyve suları
Terkibi bilinmeyen hazır gıdalar (hazır çorbalar, bulyonlar-etsuyu tabletleri vb.)
Hayvansal ve diğer katı yağlar (tereyağı, kuyrukyağı, içyağı, margarinler)
Sakatatlar (karaciğer, beyin, dil, dalak, yürek, işkembe, paça, kokoreç)
Normal yumurtlamayla arasında fark var
Normalde bir kız çocuğu, dünyaya her iki yumurtalığında yaklaşık 500 bin yumurta hücresiyle gelir. Ergenlik çağına kadar bu yumurta hücreleri bekler. Ergenlikte artmaya başlayan hormonların etkisiyle, gelişim sürecine girer ve her ay yumurtalıkların içindeki 20-40 kadar yumurta gelişmeye başlar. Bu yumurta hücreleri, yumurtalıklarda içi su dolu minik keseciklerin (folikül) içerisinde bulunur. Yumurtalardan bir tanesi baskın çıkar, diğerlerinin büyümesini önler. Belirli bir büyüklük ve olgunluğa erişen yumurta, yine bazı hormonların etkisiyle içinde bulunduğu su keseciğinin çatlamasıyla dışarı atılır. Böylece yumurtlama gerçekleşir.
Polikistik over sendromunda ise yumurtalıklar normalde olması gereken boyutundan daha büyük. İçerisindeki yumurtaları barındıran minik su keseciklerinin sayısı çok fazla. Bu yumurtalar yeteri kadar büyümüyor, içlerinden bir tanesi gelişip çatlaması gerekirken hiçbiri yeterli olgunluğa ulaşamıyor. Çatlama, dolayısıyla yumurtlama gerçekleşmiyor. Buna bağlı olarak det gecikmeleri kaçınılmaz oluyor.