Berin Alpaslan/ Van (AA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2008 00:00
Doğa Derneği’nin, Türkiye’nin benzersiz 10 doğa olayı arasında gösterdiği inci kefali göçü başladı. Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen tek canlı türü olan inci kefali, bu mevsimde üreme alanı olan akarsulara göç ediyor. Göçle birlikte av yasağı da başladı.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Doğa Gözcüleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, inci kefalinin, Van’ın yeni markası haline geldiğini, bunun da memnuniyet verici olduğunu söylüyor.
İnci kefali av yasağı, her yıl olduğu gibi bu yıl da 15 Nisan’da başladı ve 30 Haziran’a kadar sürecek. Yalnız bu yıl, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak daha güçlü bir kamu desteğiyle uygulanıyor.
Prof. Dr. Sarı, inci kefalinin nisan ayı başından itibaren sürüler halinde akarsu ile göl suyunun karıştığı noktalarda toplanmaya başladığını anlatıyor. Balıklar, vücutlarının tuzlu ve sodalı sudan tatlı suya geçişe adapte olması için burada bir süre bekliyor. Daha sonra sürüler halinde, su sıcaklığının üreme için uygun hale gelmesiyle birlikte, akarsuya doğru göç etmeye başlıyorlar. Av yasağının en önemli nedeni, balıkların toplandıkları sırada kolay hedef haline gelmesi.
Av yasağıyla ilgili çeşitli çalışmalar ve kampanyalar yürütülüyor. 18 kuruluşun katılımıyla ve valilik koordinasyonunda, bir komisyon toplantısı yapıldı ve alınacak önlemler görüşüldü. Yanı sıra, Doğa Gözcüleri Derneği, göçün yoğun olarak yaşandığı ilçelerin yerel yöneticilerine ziyarette bulundu. Av yasağına yönelik hazırlanan broşürler ve kitapçıklar dağıtıldı. Ayrıca billboard’lara ilanlar asılacak, kent merkezi ile ilçelerde stantlar kurulacak. Doğa Gözcüleri Derneği üyeleri bu stantlarda av yasağına yönelik bilgilendirme çalışması yapacak.
SATANLARI POLİSE BİLDİRİN
Prof. Dr. Sarı, av yasağının uygulanmasında her kesime büyük görev düştüğünü söylüyor: "Özellikle sokaktaki vatandaşa büyük görev düşüyor. Balığınızı çaldırmayın. Üreme zamanında her bir balığın karnında ortalama 10 bin yumurta var. Bu dönemde yumurtasını bırakmadan avlanmış olan her bir balık, kaybedilmiş bir hazinedir. Bu yüzden balığımızı kaçak olarak avlayanlar, kaçak olarak taşıyanlar ve kaçak olarak satanlar çalmış oluyor. Tüketiciler olarak buna ortak olmayalım."
Av yasağı döneminde sokakta inci kefali satıldığını görenler, durumu 155 polis hattı ile 187 zabıta hattına bildirebilirler. Prof. Dr. Sarı, 1996 yılına göre,
balık popülasyonunda artış yaşandığına işaret ederek, "1996 yılında 15 bin ton avcılığın 12 bin tonunu, kaçak avcılık oluşturuyordu. Ancak geçen yıl itibariyle toplam avcılık, 10 bin tona düştü, kaçak avcılık da 4 bin tona geriledi" diyor.
Kaçak avcılık miktarının 1996 yılına göre azalmasının sevindirici bir gelişme olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sarı, "Ancak olaya farklı yönden baktığınızda halen 4 bin ton kaçak avcılığın olması üzüntü verici bir tablodur. Bu yıl kaçak avcılığın 3 bin tona inmesini hedefliyoruz" diyor.
Kilometrelerce yol gidiyorTurkuvaz renginde, sodalı-tuzlu sularıyla Van Gölü, çok nadir bir canlıya yaşam veriyor: İnci kefali. Adı kefal olmasına rağmen aslında sazangiller ailesinin bir üyesi. 20 santim uzunluğunda, 70 gram ağırlığındaki bu balık, yaşamını sürdürdüğü gölden, üremek ve yumurtalarını bırakmak için her yıl mayıs-haziran aylarında çıkıyor, gölün çevresindeki tatlı su taşıyan akarsulara giriyor, yumurtalarını bıraktıktan sonra tekrar Van Gölü’ne dönüyor. Akarsuların genişlediği ve durgunlaştığı kumlu-çakıllı bölgelerde yumurtadan çıkan yavrular 12 haftalık olduktan sonra göle gidiyor. Neslinin devamını sağlamak için yedi yıllık ömrü süresince kilometrelerce yol kat eden bu balığın yolculuğu olağanüstü bir macera.