incelmenin yollari

Güncelleme Tarihi:

incelmenin yollari
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kilo vermekte kararlısınız ve bunu da doğru yoldan yapmak istiyorsunuz: Hemen kırmızı et yemeği bıraktınız, yumurtanın yanlızca beyazından yapılmış omlet yaptınız, tavuğun derisini çıkardınız, makarna ve yağsız haşlanmış patatesleri hergün midenize götürdünüz, kahvaltıda da yağsız süt içtiniz.

O kadar dikkat ettiğiniz halde haftalardır bir gram veremediniz. Neden mi? Çünkü bu tür düşük kalorili diyetler, sizi daha fazla karbonhidrat almaya zorluyor. Eh bu da sizi ne yapıyor? Şişman.

Şu düşük kalorili diyet yöntemi o kadar çok tekrarlandı ki çoğumuz bunun önceden bilimsel olarak kanıtlanmış olabileceğini dahi düşündük. Bilimsel kanıtlar maalesef tam tersini gösteriyor. Şişmanlığın çok özel bir metabolik bozukluktan ileri geldiğine dair kanıtlar var. Son 15 yıldır uzmanlar metabolik bozukluğun temeli üzerine araştırmalar yapıyorlar. Bunun yediklerinizle hiçbir alakası yok. Fazla insülin almakla ve insülin direnci ile bir ilgisi var.

KABAHAT İNSÜLİNDE

Yüksek dozda alınan şeker ve karbonhidratlar vücutta insülin hormon üretimini anında artırıyor. Ve insülin sizin kilonuzu belirleyen yegane nedenlerden biri. İnsülin dahil herhangi bir metabolik bozukluk yüzünden vücut karbonhidrat alımını durduramıyor. ‘‘25 binden fazla kilolu hastamı izledim ve gördüm ki yüzde 90'ının derdi bu metabolik bozukluk’’ diyor Dr. Atkins. Peki bu metabolik bozukluk kendini nasıl gösterir? Birçok insan daha çocukluğunda adına ‘‘dengeli beslenme’’ denen bir yeme alışkanlığı edinirler, zamanla bu çocuk büyür, yetişkin olur beslenmenin adı ‘‘dengesiz’’ olur artık. Yemek yemek başlangıçta onlar için önemsiz gibi gözükür, zamanla önemli hale gelir. Birden dikkatlerini kendi bedenleri üzerine çevirip her ay belleri kaç santim olmuş ölçüp bir kenara not ederler, ne kadar yemek yiyorlar onu gözlerler. Sonra da ‘‘eyvah şişmanlıyorum’’ deyip meseleyi dert etmeye başlarlar.

TATLI DA TATLI

Bir de bakarlar ki yemekten aldıkları tad bir tek noktaya yönelmiş. Yediklerinin çoğu karbonhidrattır tabii ki: Ekmek ve kekler, tatlılar, makarna ve patlamış mısır. İşin ilginç yanı bu tipik mantıksız yemek silsilesini tüm kilolu insanlar yiyor.

Akşam yemeğini, büyük bir tatlı tabağını da silip süpürdükten sonra bitirdiniz. Aradan daha iki dakika geçmeden canınız yine tatlı istiyor mu? İşte bu kötü. Karbonhidrat metabolizmanızda bir sorunun işareti bu. Açken yemek yemenizden bahsetmiyoruz, mesele kendinizi her an aç hissetmenizde. Bir de üstüne canınızın çok çektiği o karbonhidratlı yiyeceği yediğinizde topu topu çok kısa bir süre için kendinizi iyi hissediyorsunuz, öyle değil mi? Sizinki ‘‘hiperinsülin’’ adı verilen kimyasal bir bozukluk. Böyle bir bozukluk sizde var, çünkü hep aynı sağlıksız yolla yemek yiyorsunuz, yemek yeme kültürü aynı olan birçok insan da böyle yiyor zaten.

Vücudunuz bir enerji makinasıdır. Asla dinlenmez, daima metabolik olarak aktiftir. Çalışırken gücünü kanda bulunan şekerin ham hali olan glikozdan alır. Vücut glikoz olmak zorunda, hatta insan açlık sınırında bile olsa içeride alacak glikoz kalmışsa bunu da almaya devam eder vücut. Tabii ki genel kural; vücut benzinini birincil olarak yemek yiyerek alır. Yediğiniz karbonhidratlardan, vücudunuz şeker alacaktır, bu şeker çok

Açık seçik görülüyor ki karbonhidratlı yiyecek çok yerseniz, vücudunuzda epeyce fazla glikoz üretirsiniz. Gel keyfim gel, öyle değil mi? Sistemin ihtiyacı olan tüm enerji sağlandı bile. Şeker, nişasta ve meyve yiyin ve böylece vücuttaki şeker oranını da çabucak yukarı çıkartın. Oh, ne güzel! Bu hayatınızın hatası olur. Vücudunuz boğuşacağı yemek kapasitesi bellidir. Ne de olsa vücudun elde ettiği fazla enerjinin içinde şekerin yeri gerçekten çok az. İşte bu yüzden değil mi ki 20. Yüzyıl'da zayıflama yöntemleri arapsaçına dönmüş durumda. Şeker metabolik bir zehirdir, bunu sakın unutmayın.

Kan şekeriniz hızla yükseliyorsa, daha sonra da karbonhidratlı yiyecekler yiyorsanız, vücudunuz oracıkta ani bir karar verir: Acil durumlarda ne kadar saf enerjiye ihtiyacı var, ne kadarını daha sonra kullanmak üzere saklamalı? Bu kararının yardımcısı ise hormon insülini. Çünkü insülin kan şekeri üretimini yöneten bir hormon. Kanınızdaki şeker yükseldiği için, insülin öne doğru hızla hamle yapar ve glikozun bir bölümünü glikojene çevirir, ve nişastaları kas ve karaciğerlerimize doldurur ki her an hazır enerjimiz olsun.

Vücudunuz tatlı da tatlı diye ağlıyor, nasıl susturacaksınız? Dr. Atkins kitabının son bölümünde fındık, fıstık ve ceviz gibi kabuklu yemişler ve krem peynirin, perhizinizi bozmaya neden olan o iştahınızı kesmeye yaradığını belirtiyor. Atkins'in programı sadece kilo vermekten ibaret değil. Perhizin çeşitli aşamalarında o yemeye dayanamadığınız bazı yiyecekleri de ekleyerek diyetinize devam etmeye de yardımcı oluyor. Zayıflamak isteyenlerin özellikle de diyet sırasında da daha da artan o karşı konulmaz iştahın da farkında olan bir program bu. Üstelik nerede ne zaman ortaya çıkacağı belli olmayan iştah illeti ile nasıl başedeceğinizi de gösteriyor.

Şayet dayanamayıp şeker, ekmek veya meyva gibi birşeyi karşı konulmaz bir şekilde yemek istiyorsanız, aman lütfen yiyin. Onlarsız bir gün ya da bir yemek olmaz, ayıp olur. Böyle birşey oldu ise sonra farkına varacaksınız ki bu fiziksel bir istek. Yoksa tatlının tadı çok güzel de siz de o yüzden yediniz. Böyle birşey yok, olamaz. O tatlıyı o kadar abartırsınız ki, bu o kadar hezeyana, tutkuya dönüşür ki bir nevi herkesi tatlı gibi görmeye başlarsınız. Bu bir bağımlılıktır. Tıpkı alkoliğin elindeki şişesi gibi.

KURU YEMİŞ, DOSTUNUZ

Utanılacak birşey yok. Fiziksel, kimyasal, metabolik birşey bu. İşte atmanız gereken de bu. Çoğunuz zaten biliyorsunuz, bazen o küçücük karbonhidrat parçası bir bakarsınız ki sizi yönetiyor, sizden daha güçlü. Bir tatlının karşısında aciz kalıyorsunuz. Yine de bu yiyeceklere duyulan arzuyu inkar etmeyin, olur mu? Zamanla geçebilir ama birden hortalayabilir de, özellikle de sizin zayıf anınızda. Ya siz ne yaparsınız o zaman? Perhizi bozarsınız.

GÜNDE BİR MEYVE

Psikolojinizi değiştirin. Oruç tutar gibi yapacağınıza yiyerek zayıflamayı deneyin. Atkins'in diyet dili şöyle diyor: Yemek, güzel yemek ve çok yemek. Fakat tabii ki yağ ve proteinli yiyecekleri çok az neredeyse hiç karbonhidratla yemek. Bu sizin kan glikozunuzu bir seviyede tutacaktır. Kuru yemiş rejim yapanın en iyi dostudur. Kimileri de o zor anlarda krem peyniri dost seçer kendine. Yanına tatlı bile yiyebilirsiniz.

Çok basit. Birşeyler tırtıklamak istiyorsunuz. Proteinli ve yağlı yemeklerden atıştırın. Bu bir ya da iki kilo almazsınız diye değil, proteinli yiyeceklerin kendi limitleri vardır da ondan. Herkes bir oturuşta 30 bisküvi yiyebilir? Ama kaçımız bir oturuşta 30 pişmiş yumurta yiyebiliriz?

Bir insan günde ortalama 40 ile 60 gram arasında karbonhidrat alabilir. Uzun süren bir perhiz uyguluyor iseniz sebze, kuruyemiş ve etli, zarlı kabuksuz meyve yiyebilirsiniz. Hatta günde bir adet meyve bile yiyebilirsiniz. Fakat aşerme saatleriniz dışında tatlı son seçeneğiniz olmalı. Alışveriş yaparken de alacağınız yiyeceğin ne kadar şeker ihtiva ettiğine bakacak kadar titiz davranın.

Hala kilo alıyorsanız, panik yapmayın ve perhizin başına dönün. Hedeflediğiniz kiloya varacağım diye de aylarca rejim yapmayın. Maksimum iki hafta. Çok basit. Günün karbonhidratı olarak bir salata. Altı sekiz gün idare edin böyle. Eğer metabolik direnciniz fazla ise iki üç haftaya çıkartabilirsiniz.

İkibinlerin reçetesi

Kahvaltı Yarım greyfurt, 135 gram kavun, 90 gram herhangi etli, zarlı kabuksuz bir meyve, yanında badem, limon, portakal da yenilebilir; 125 gram yağsız yoğurt, kuşbaşı doğranmış biftek; rafadan yumurta; mantar, soğan ve yumurta.

Öğle Ispanaklı yumurta payı.

Malzeme: 900 gram ıspanak, taze fesleğen, çok az yağsız peynir ve çok az parmesan peynir, iki yumurta sarısı. Yapılışı: Tavayı önceden ısıtın. Ispanakları bir dakika pişirin. Soğutun. Suyun içinde sıkın. Tencereye ıspanakları, fesleğenleri, yumurta sarılarını, peyniri yerleştirin. Tuz, biber ekleyin. Püre yapın. Üzerine parmesan peyniri serpin. Altın rengini alana kadar haşlayın.

Akşam Başlangıç: Çorba ve salata. Soğutulmuş soslu ızgara mantar; kuşkonmazlı, pişmiş yumurta ve köy peyniriyle yapılmış soğuk salata; keçi peynirli ızgara mantar. Ana yemek: Yağsız tavuk göğsü ya da yeşil mercimekli pirzola.

Tatlı: Çikolatalı tatlı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!