"Ä°mparator Penguen" olmak, dünyanın en zor iÅŸi!

Karla kaplı uçsuz bucaksız Antarktika’da, Güney Kutbu kışının ortasında üremeye cesaret edebilen tek canlı, Ä°mparator Penguen veya diÄŸer adıyla Güney Kutbu Balıkçılı. Ãœlkemizde gösterilmekte olan Ä°mparator Penguen’in yapımcısı Luc Jacquet bir yıl boyunca bu kuÅŸları izledi. "Ä°mparator Penguen’in YolculuÄŸu" filmi bu inanılmaz efsaneyi anlatıyor.UÇMA ÖZELLİĞİ YOKZorlu iklim ÅŸartlarında hayatta kalabilmek için bu balıkçılın her ÅŸeyden önce yürümeyi öğrenmesi gerekiyor. Penguenlerin tersine bu kuÅŸ uçamıyor. Penguen Kuzey Kutbu’nda yaÅŸarken balıkçılların büyük bir bölümü güneyde yaşıyor. Bunlar genellikle 1844 yılında soyu tükenmiÅŸ olan büyük penguenle karıştırılıyor.HANTAL AMA UZUN YÃœRÃœYÜŞÇÜGüney Kutbu’nda yazın sonu. Balık kaynayan pırıl pırıl bir denizde üç ay geçirdikten sonra Güney Kutbu balıkçılı kıtanın kenarında Kutup buzullarındaki hemcinslerine kavuÅŸuyor. Böylece yiyecek deposu olan okyanusla, yüzlerce kilometre uzaklıktaki çiftleÅŸeceÄŸi yer arasındaki göçü baÅŸlıyor. Bin 200 tombul kuÅŸ art arda sıralanarak bir koloni oluÅŸturuyor. Ä°ki ayağı üzerine dikilen bu balıkçıl kah göbeÄŸi üzerinde sürünerek kah kayarak inatla ilerliyor. Bu yürüyüş sırasında düşme ve çarpışma vakalarına sıkça rastlanıyor. KANATSIZ DALGIÇGüney Kutbu balıkçılı ileriye doÄŸru hamle yapabilmek için tüm hızıyla kanat çırpıyor ve bir torpilbalığı gibi suyun dışına fırlıyor. Ağır vücudu (1.30 m.’lik boya karşılık 40 kg.) dalarken avantaj saÄŸlıyor. Ancak karada ağır bir yüke dönüşüyor. Kemiklerinde, küçük hava keseciÄŸinde ve kısa tüylerinde hava yok... Yani "kanatsız dalgıç"ın havayla hiçbir iliÅŸkisi yok. Güney Kutbu balıkçılı 500 m. dibe dalıp suyun altında havasız 20 dakika kalabilen tek kuÅŸ türü. Yunus gibi sulu ortama uyum saÄŸlamış: Hemoglobin bakımından zengin kapkara bir et, basınca dayanabilmek için oksijen alışveriÅŸi saÄŸlayan bir sistem... Ancak deniz memelilerinin tersine, üremek için karaya çıkması gerekiyor.EŞİNE SADIKBirbiriyle tıpatıp aynı 6 bin kuÅŸun arasında eÅŸini bulmak kolay deÄŸil tabii ki. Ama bunun da çaresi var: Åžarkı. Bu ÅŸarkıyı insan kulağının iÅŸitmesi mümkün deÄŸil. Güney Kutbu balıkçılı Dulcinea’sını bulmak için saatlerce kalabalığın içinde dolaÅŸarak ses verebilir. Etologlara göre bu durum "kokteyl partisi etkisi"; yani, davetlilerin içki kadehi ellerinde ortalıkta salındıkları bir partiyle karşılaÅŸtırılabilir. YetiÅŸkin kuÅŸun ÅŸarkısı aynı zamanda yavru balıkçılın da anne babasını bulmasını saÄŸlar. Yavru, babasını hiç görmemiÅŸ olsa da henüz kabuÄŸundayken duyduÄŸu ses sayesinde tanır.YALNIZLIK ÖLÃœMGüneÅŸin, yıldızların konumu, manyetik alan... Yön bulmada yardımcı olan bu unsurlar Güney Kutbu balıkçıllarının uçsuz bucaksız bir alanda aynı zamanda, aynı noktada bulunmalarını saÄŸlar. Hep beraber, üremelerine uygun 40 noktadan birine yönelirler. Yön bulma yeteneklerinde sorun varsa hayatları kaymış demektir.YUVA YAPMAZGüney Kutbu balıkçılı yuva yapmaz. DiÅŸi yumurtladıktan hemen sonra yumurtayı babaya verir. Ancak bu buzun üzerinde tehlikeli bir iÅŸtir. Halka ÅŸeklindeki çıkıntı Äž ne yazık ki delinmemiÅŸ- yumurtanın tutulmasını biraz kolaylaÅŸtırır. EÄŸer doÄŸru hareketleri yapsalar kazanırlar: EÅŸler ömür boyunca birbirlerine sadık kalırlar. Erkek karanlıkta ve kışın soÄŸuÄŸunda tam dokuz ay kuluçkaya oturur. Ayaklarının üzerine, karın torbasının altına yerleÅŸtirilen yumurta 34 derecede korunur. Bu arada diÅŸi beslenmek için denize gider.EKSÄ° 80 DERECE SOÄžUÄžA DAYANIKLIKısa el ve ayakları sıcaklık kaybını önlüyor. Güney Kutbu balıkçılında üç termik izolasyon katmanı mevcut: Tüyler, vücudun ısıttığı hava ve yaÄŸ. Ama dondurucu rüzgar saatte 180 km hızla esip hissedilen sıcaklık eksi 80 dereceye indiÄŸinde bu yetmiyor. Bu durumda balıkçıl hemcinsleriyle beraber "kaplumbaÄŸa" ÅŸeklini (Romalı askerler gibi) alıyor. Böylece dışarısı eksi 20 dereceyken kendi sıcaklıkları 38 dereceye ulaÅŸabiliyor! Bu kaplumbaÄŸa her birinin yararlanabilmesi için sürekli hareket ediyor.YAVRU ERKEN SOSYALLEÅžMELÄ°Anne babasının ayaklarında sıcak bir ortama alışan yavrunun bir süre sonra artık grubun diÄŸer üyeleriyle tanışması gerekiyor. Ancak dışarısı çok soÄŸuk olduÄŸundan henüz ayakları yere deÄŸdirmenin zamanı deÄŸil. Bu tür ancak sürü halinde yaÅŸayarak varlığını koruyabildiÄŸinden erken sosyalleÅŸme önemli. Daha sonra küçükler ilerde büyük sürüye katılmak üzere üç dört yıllık bir süre için denizde yaÅŸayacaklar. Peki denizde geçen bu süre içinde nerelere gidiyorlar? Ä°ÅŸte bu bir sır...Â