İltihaplı bir adam değilim

Güncelleme Tarihi:

İltihaplı bir adam değilim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2009 00:00

“Pazar-Bir Ticaret Masalı” filmindeki performansıyla Locarno ve Altın Portakal Film Festivalleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü alan Tayanç Ayaydın, ödüllerini çoktan rafa kaldırmış! Onları evinin kitaplığında saklayan Ayaydın, “Bu heykelcikler beni mutlu ediyor ama onlarla yatıp kalkmıyorum” diyor.

Haberin Devamı

* Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?    
  
- Tek çocuk olmak çok keyifliydi. Annem ve babamla da arkadaş gibiydik. Tek istekleri, bir taraftan da hayatı ciddiye almamdı. Onlara çok şey borçluyum. Hem beni mutlu ettiler, hem de gerçeklerle çok hızlı yüzleştirdiler. 18 yaşında da ayrıldım evden zaten. Ama sonra büyüyünce, “Keşke bir kardeşim olsaydı” dedim.

* Başarılı bir öğrenci miydiniz? Ya da şöyle sorayım, örnek gösterilen biri miydiniz?            

- Kime göre örnek bilmiyorum. Ben ne çok başarılıydım, ne de başarısızdım. Konservatuvarda ise başarı değil de ciddiyet ve çalışma disiplini öne çıktı.

* Göze batmayan bir çocuk muydunuz, yoksa ilgi çekmek hoşunuza gider miydi?

- İlgi çekeyim diye bir derdim yoktu ama yaptıklarım ilgi çekiyordu. Lisede her türlü kolda vardım. Ama konservatuvarda öyle ilgi çekmek gibi bir şansım yoktu. Herkes zavallı gibi çalışıyordu.

* Ama “Konservatuvardan en iyi oyuncu olduğumuzu düşünerek mezun olduk” demişsiniz... 

- Çıkarken, o motivasyonla “Yıkarım ben ortalığı” diyorsun. Sonra yıkamayacağını çok net görüyorsun. Bir de oyunculuk egoyu besleyen bir meslek. Daha büyük bir yıkım hissediyorsunuz. Mesela okulda oyunlar yapardık, salonlar tıklım tıklım dolardı. Sonra kendi tiyatromuzu kurup da oynamaya başladığımızda, seyircinin gelmediği oldu. Önce şaşırdık tabii. Ama tokadı yiyip hızla toparlandık, devam ettik yolumuza. Demek ki her şey okuldaki gibi olmuyor.

* Sizin geniş kitlelerle tanışmanız asıl “Pazar-Bir Ticaret Masalı” ile oldu. Oradaki rolünüzle hem Locarno’da hem de Altın Portakal’da En ıyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldünüz. “Bir film çevirdim, bütün hayatım değişti” diye düşündünüz mü?

- Aslında profesyonel hayatım düzgün ve emin adımlarla ilerliyordu. Şanslı bir oyuncuydum. “Aliye” ve “Sıla” gibi tutulan dizilerde rol aldım. Bu film benim kariyerimde şöyle bir değişiklik yarattı; ödüller aldım. Bu beni çok motive etti ve sonraki adımlarımda güçlü kıldı.

* Ödüllerinizi nerede saklıyorsunuz?

- Kitaplığımda. Ödülle yaşayan bir adam değilim, ödülün motivasyonu ya da kendisiyle asla... Dolayısıyla o heykelcikler, o dönemi hatırlatıyor ve beni mutlu ediyor. Her gün tozlarını almıyorum.

* Peki, iyi bir oyuncu olduğunuz kadar insani yanlarınızın da çok ağır bastığı söyleniyor. Hep böyle iyi, sakin, sorunsuz biri misiniz? Yoksa sivri yanlarınız, arızalarınız var mı?

- İltihaplı bir adam değilim, içinde kin ve nefret biriktiren... Ama çok ciddi sinirleniyorum. Sakin atın tekmesi pek olurmuş hikayesi... Beni sinirlendirmek çok zordur ama sinirlendiğim zaman gözüm dönüyor. Şimdi bunu da dengelemeye çalışıyorum.

Haberin Devamı

KALBEN EVLİYİM

Haberin Devamı

* “Pazar-Bir Ticaret Masalı”nda tanıştığınız sevgiliniz Jenny Klein ile evli değilsiniz ama ondan ‘eşim’ diye bahsediyorsunuz...

- Eşim olarak tanıtıyor olmaktan keyif aldığım bir ilişki yaşıyorum. İmza atmadım ama kalben evliyim.

* Birlikte geleceğe dair neler düşlüyorsunuz?

- Türkiye’de yaşamaktan keyif duyuyoruz. Benim kariyerim burada çok iyi gidiyor. Jenny de başka bir memlekette yaşıyor olmanın keyfini çıkarıyor. Türkiye’yi de çok seviyor. Beş yıllık kalkınma planı yapmıyoruz! Tek derdimiz mutlu olmak.

* Jenny de sizinle aynı fikirde mi?

İltihaplı bir adam değilim


- Bu konuda çok fazla konuşmuyoruz. ılişkinin büyüsünü bozmamakta fayda var.

* Siz bu konuları konuşmaktan hoşlanmıyorsunuz ama yine de merak ediyorum, nasıl tanıştınız?

- Pek hoşlanmıyorum, çünkü o anı dost cemiyetlerinde gözlerim dolu dolu anlatıyorum. Röportajda anlatarak içimdeki büyüsünü bozmak istemiyorum.   

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!