Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2008 00:00
Tabanlıoğlu Mimarlık, yaptığı alışveriş merkezleri, lüks konutlar ve müze projeleriyle ismini sık sık duyuruyor. Kanyon, Sapphire İstanbul, Levent Loft ve İstanbul Modern en bilinen yapılarından birkaçı.
Alma Ata, Moskova, Kiev ve Umman’da da projeleri var. Bir süre önce 2006’da yapımına başlanarak bu sene başında açılan Ankara’daki Doğan Medya Center binası, Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde yapı dalında ödül kazandı. Murat Tabanlıoğlu ile mimariye bakışını, yeni projelerini ve medya binalarını konuştuk.
Hakan GENCEBabanız Hayati Tabanlıoğlu’nun mesleğinizi seçmenizde etkisi ne kadar?- Babamın ilk binası Taksim’deki Kültür Sarayı’ydı. Bina iki sene sonra yandı. Babam binayı yeniden inşa etti ve ortaya
Atatürk Kültür Merkezi çıktı. Evimiz o yıllarda Gümüşsuyu’ndaydı. Sürekli müsteşarlar, yurtdışından danışmanlar geliyordu. Evde mimari çok konuşuluyordu. Bunun etkili olduğunu düşünüyorum.
Mesleğe babanızın yanında mı başladınız? -1978’de Türkiye çok karışıktı. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra Viyana’da mimari okudum. Sonra üç sene babamla çalıştık. Milliyet binasını yaparken eşim Melkan ile tanıştık. Babamın vefatından sonra birlikte yola devam ettik. Babamla olan ortaklık eşimle ortaklığa dönüştü.
Müzeler, rezidanslar, alışveriş merkezleri... Birçok projede sizin tercih edilmenizin nedeni ne?- Babamın ismi güven veriyor. Önce devlete binalar yaptı; Özal’lı yıllardan sonra özel sektör için çalışmaya başladı. Biz Türkiye’nin ekonomik-sosyal politikalarının aynasıyız, diyebilirim. Son yıllarda yabancı mimarlar Türkiye’de iş yapıyor. Fakat bu onların dizayn olarak çok büyük bürolar oldukları anlamına gelmiyor. O yüzden de bizim şansımız çok.
Mimarlık bakış açınız nedir?-Bugünün ve geleceğin binalarını yapmak. Tabii binaların konumu, iklimi ve çevrenin ölçeğine uyması gerekli. Bunları birleştirip günümüzün teknolojileriyle sade bir bina yapmak çok önemli. Bizim ilkemiz dürüst ve samimi binalar inşa etmek.
TURİSTLER KANYON’U DA GEZİYOR
Yaptığınız binalar içinde sizi en çok etkileyenler hangileri?-Son beş yıl içinde bizi etkileyen yapılardan biri Kanyon. ABD ile ortak yaptığımız melez bir yapı. Turistler tarihi eserlerin dışında bir de Kanyon’a gidiyor. Artık mimar olmayanlar da yeni yapıları merak ediyor.
Sapphire İstanbul çok konuşuldu. Bu binanın özelliği ne?- İstanbul’u 360 derece görebiliyor. Binanın altında dükkanlar var. Her katın balkonu, terası veya bahçeleri bulunuyor. Aslında yükseklikten dolayı bahçelerde sesten ve rüzgardan durmanın imkanı yoktu. Biz de kapalı bahçe veya sera diyebileceğimiz bir sistem getirdik. Bahçenize çıkıyorsunuz ama en dışında alttan üstten hava alan, camdan bir manto var. Bunu yüksek, büyük bir binada yapmak önemli bir farklılık.
En sevdiğiniz yapılardan Kanyon, kış mevsiminde eleştirilere maruz kaldı. Bu yapıda rüzgar hatası mı vardı?- Oradaki en önemli kararlardan biri açık bir alışveriş merkezi yapmaktı. Nişantaşı gibi korunaksız bir yer olacaktı. O sıralarda 11 Eylül olayı yaşandığı için binanın ön ve arka kapısına saçak ve güvenlik önlemleri kondu. Bu yüzden insanlarda kapalı bir alışveriş merkezine gidiyorum hissi oluştu. İnsanlar alışveriş merkezine girince neden yağmura maruz kalıyorum, dedi. Biz binayı Londra’da Formula 1 araçlarının girdiği rüzgar testine soktuk. Ama maalesef o testleri yapan İngilizlerle bizim havanın soğukluğuna dair kriterlerimiz farklı.
Ekolojik mimariden çok söz ediliyor. Bu yükselen bir moda mı? -Sapphire İstanbul için ekolojik mimariye örnek diyebiliriz. Kurulan havalandırma sistemi sayesinde hem inşaat maliyeti yüzde 30 azalıyor hem de daire sahibi daha ısıtma ve soğutma için daha az enerji kullanıyor.
SOSYAL KONUT PROJELERİNE AÇIĞIZ
Sizin için lüks ve gelir seviyesi yüksek kişilere hitap eden yapıların mimarı diyebilir miyiz?- Aslında bizim binalarımız çok şaşaalı değil. Belki yaptığımız binaların görünümü şeffaf olduğu için o havayı veriyordur.
Lüks bir konut yapmak mı yoksa herkesin yararlanabileceği binalar yapmak mı sizi tatmin eder?- Bu bize gelen işle alakalı. Sosyal konutlar Türkiye’de müteahhitler tarafından yapılıyor. İyi mimarların elinden çıkmıyor. Viyana’da okurken, okulun asistanlarının görevleri arasında sosyal konutları iyi mimariyle yapmak da vardı. Biz böyle şeylere açığız.
Siz nerede yaşıyorsunuz?- Nişantaşı’nın 100 senelik apartmanlarından birinde. Bir iş hanı aslında, tek apartman dairesi bizim. Dairenin içinde hiç değişiklik yapmadık sadece yeni mobilyalar koyduk. Büromuza yakın ve şehirde oturmayı istedik. Nişantaşı’nın eski apartmanlarının tarzı da çok hoşumuza gidiyor.
YENİ MEDYA BİNALARI GAZETECİLERİN TARZINI DEĞİŞTİRDİAnkara’daki Doğan Medya Center sadece bir büro olarak tasarlanmadı. Politikacıların geldiği, röportajların yapıldığı bir nokta olacak. Girişte bir sanat galerisi var, yukarıda ise VIP salonları. Amaç klasik bir büro yerine, farklı fonksiyonları birleştirmek. Küp formundan yola çıktık. Kuruluşların farklılaşması içinde küp formunu parçalara ayırarak yeni küpler elde ettik. Cephede bazı yerler daha transparan; bazı yerlerde de metal örgü kullandık. Böylece ışık farklı şekilde yapıya giriyor.
Artık medya sahiplerinin farklı gazeteleri var ve kağıdı depolamaları gerekiyor. Bu da binanın büyümesine yol açıyor. Çalışan sayısı da arttı. Birkaç oda dışında herkes açık mekanda çalışıyor. Şehrin ortasındaki binalar şehir dışına çıkınca, 1000 kişiye ortak vakit geçirecekleri alanlar da yaratmak gerekti. Babıali’den sonra, örneğin Miliyet’in İkitelli’deki binasına geçilince, gazetecilerin davranışları, giyimleri bile değişti. Çünkü birbirlerini daha çok görmeye başladılar, bu da tarzlarını etkiledi.
BOYAMAK VE LAMBALARI YENİLEMEK AKM’Yİ DEĞİŞTİRMEZAKM Anıtlar Kurulu tarafından birinci derece tarihi eser kabul edildi. Önemli olan orada doğru binanın yapılması. Bunun için de iyi mimarların fikirleri lazım. İstanbul 2010 komitesiyle bir çalışma yaptık ve bir rapor ortaya çıktı. Bence bu doğrultuda bina yeni fonksiyonlarıyla oluşmalı. Yıkmadan mevcut bina güzel bir şekilde 2010’a taşınabilir. Bizim önerimiz 365 gün yaşayan Taksim Meydanı’nın devamı olan bir bina yapmak. Sadece boya badana veya lambaların yenilenmesiyle bir şey değişmeyecek.
EŞİ MELKAN GÜRSEL 40 YAŞIN ALTINDAKİ GELECEK VAAT EDEN 40 MİMARDAN BİRİMurat Tabanlıoğlu’nun birlikte çalıştığı eşi Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Avrupa Mimari, Sanat, Tasarım ve Şehircilik Merkezi ve The Chicago Athenaeum Mimari ve Tasarım Müzesi tarafından, "40 yaşın altında gelecek vaat eden 40 mimar"dan biri seçildi. 47 Avrupa ülkesinden mimarın katıldığı yarışmada, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Ankara Doğan Medya Center ve Levent Loft için yaptığı üç projeyle dereceye girdi. Dereceye giren 40 mimarın eserleri, Avrupa şehirlerinde sergilenecek.