Güncelleme Tarihi:
Kaza, doğal afet, cinsel taciz, işkence, hepsi aynı yere çıkıyor:Travma
Türkiye'nin travma terapisi konusunda eğitim gören ilk psikologları geçtiğimiz hafta eğitimlerini tamamladı. İstanbul'da Kemer Country'de 17 yabancı uzman tarafından verilen 5 günlük eğitime 70 psikolog katıldı. Yapılan çalışmaların hedefi ise Türkiye'nin ilk Travma Terapi Merkezi'ni oluşturmak. Öncelikli olarak depreme bağlı olarak gelişen hafif travmatik sorunlarla ilgilenecek olan psikologlar, mart ayında düzenlenecek ikinci tur eğitimden sonra komplike travmaların tedavisiyle ilgilenmeye başlayacaklar. Kár amacı güdülmeden çalışacak olan merkezin diğer bölgeler için de bir model olması planlanıyor.
Travma Terapi Merkezi, tipik bir polikilinik hizmeti verecek bir merkez olarak düşünülmüyor. Kuruluşuna Egebank'ın da destek verdiği merkez, maddi bir kazanç beklemeden hizmet verecek ve görev yapacak. Psikolog Emre Konuk, bir merkez oluşturmayı meslektaşları açısından da anlatıyor: ‘‘Travmayla uğraşan insanlar bir zaman sonra odalarında, muayenehanelerinde, hastanalerin köşelerinde iş yapmaya başlarlar, hiç bir yerden beslenemezler. Grup olarak bir araya geldiğimiz zaman, seansları konuştuğumuz, videoya çektiğimiz zaman bu tür sorulara cevap bulursunuz.’’
Basit bir araba kazasından doğal afetlere, cinsel tacizden işkenceye kadar pek çok travmanın yarattığı sorunlar hemen ortaya çıkabileceği gibi uzun yıllar sonra da kişinin hayatını etkileyebiliyor. Ancak kişiler çoğunlukla yaşadıklarının travma ile ilgili olduğunu düşünmüyorlar. Konuk, ‘‘Deprem bölgesinde depreme bağlı problemler yaşayanlar, bunun depremden kaynaklandığını biliyor ama normalde travmaya bağlı bozukluk böyle yaşanmıyor. Yani araba kazası geçiriyorsunuz, dört hafta sonra içinizde bir gariplik hissetmeye başlıyorsunuz, sabahları sıkıntıyla uyanıyorsunuz. Ancak kazayla yaşadığınız arasında ilişki kurmuyorsunuz. Veya bu tür rahatsızlıklar hissedilmesi, 1 yıl, 5 yıl, 15 yıl sonrasını da bulabiliyor,’’ diyor.
ÇÖZÜM ARTIK KOLAY
PTSD ortaya çıktığında -ve eğer sorunlarınızı bir profesyonelle konuşuyorsanız aslında sorunun büyük kısmını halledilmiş oluyor. Konuk, travmaya bağlı bozuklukların aşılmasında hızlı ve çabuk işe yarayan, problemlerin aşılmasını çabuk sağlayan iki yaklaşımı anlatıyor:
1. Cognitive yaklaşım: Nispeten geleneksel yaklaşımlara göre travmaya dayalı bozuklukların çok daha hızlı ve çabuk aşılmasını sağlar. Birkaç sene önce işkence mağdurlarıyla yaptığımız, deneyimi çok zengin olmayan çalışmada uyguladığımız model böyleydi. Modeli Metin Başoğlu ile oturtmuştuk.
1. ENDR Yaklaşımı: Daha hızlı çalışan, daha çabuk sonuca giden, üstelik bir avantajı da profesyonel açısından diğer yaklaşımlara göre öğrenmesi daha kolay yöntemdir. Göz hereketleri, travmatik olaya duyarsızlaştırma, ve beynin ve merkezi sinir sisteminin travmayı yeniden süzgeçten geçirme ve bir yere oturtma sürecini kapsıyor.
Artık yıllarla değil seanslarla ölçülen bir zamanda sorunun aşılması mümkün. Aileden kayıpların olmadığı basit travmalarda, gece 03'den önce uyuyamama, yatağa girememe, seslere karşı duyarlılık ve kabus görme gibi şikayetlerle gelmiş hastalar. 1-3 seansta sorunlar yoluna girmiş. Konuk, deneyimlerin artması, becerilerin gelişmesinden sonra kompleks travmalarda da bu sürenin 6-8 seansa ineceği görüşünde.
(Türk Psikologlar Derneği 0 (212) 245 65 65)
NEDEN GEÇ KALINDI?
Deprem sonrasında insanlar barınma, gıda gibi pek çok sorunun yanı sıra 'travma sonrası stres bozukluğu' (PTSD) ile de karşı karşıya kaldı. Amerika'da travmaya bağlı bozukluklar konusunda uzmanlaşmış EMDR Institude-HAP'ın desteğiyle Travma Terapi Merkezi'nin kuruluş çalışmalarını yürüten Türk Psikolog Derneği (TPD) İstanbul Şubesi Başkanı Emre Konuk, böyle bir merkezin kurulması konusunda neden bu kadar geç kalındığı sorusunu şöyle cevaplıyor: ‘‘Bu bizim geleneğimizle ilgili. İki olay; Turgut Özal by-pass ameliyatı oluyor. Bu ameliyatı olan herkese doktorlar, ikincisini de olabilirsin derler. Turgut Özal Cumhurbaşkanı ve Çankaya'da oturuyor. Ama orada bir doktor yok, kriz geçirirse nasıl bir önlem alınacak o da yok, bir ambülans var ama içinde tıbbi ekipman yok ve kriz geçirip de yola çıktığı zaman karısıyla şoför beraber karar veriyorlar hangi hastaneye gideceklerine. İkinci örnek Bahriye Üçok. Polis diyor ki, ihbarlar var, gelen paketleri açmayın, bize haber verin biz açıp size veririz. Evde eğitim de veriyorlar. Sonra kapı çalınıyor, kurye kitap paketi getiriyor. Paketi açıyor ve ölüyor. Bu insanlar yetişkin, eğitimli insanlar. Dolayısıyla Türkiye bir travmalar memleketidir, travmalarımızı yaşarız, kendi yaralarımızı sararız.’’