Güncelleme Tarihi:
Hani çocuklar “Büyüyünce doktor ya da öğretmen olacağım” der ya, siz ne olmak istiyordunuz küçükken?
- Ben beş yaşındayken de sahnedeydim. İlk sahnem mutfaktı, ilk gösterimi ise mutfaktaki taburenin üzerinde yaptım! Çocukluktan beri içimde bu mesleği yapmak varmış demek ki, lisede tiyatroya başladım. “Tamam, bu benim mesleğim olacak” dediğim zaman da lise yıllarıydı. Sonra eğitim alarak şu anda bulunduğum noktaya geldim.
Peki neden tiyatro yerine stand-up yapmayı tercih ettiniz?
- Tiyatroyu seyretmeyi seviyorum ben. Tiyatro oyunculuğu, disiplin gerektiriyor. Stand-up ise daha kuralsız ve özgür bir alan. Bir de yurtdışında, Amerika’da eğitim aldım. Colorado Üniversitesi’nde, hızlandırılmış bir eğitim programına katıldım. Amerika’da stand-up çok yaygın. Türkiye’de de o zamanlar Ferhan Şensoy’un oyunları ilgiyle izlenirdi. Onun tek kişilik efsane oyunu var ya; “Ferhangi Şeyler”, onu izledikten sonra “Ben de tek başıma bir şeyler yapmalıyım” dedim ve stand-up’a başladım. 10 yıldır da İstanbul’da stand-up yapıyorum.
Amerika’da stand-up yaptınız mı hiç?
- Yaptım tabii. Colorado-Denver’da özellikle ama comedy club’larda. Amerika’da bu iş bizdeki gibi değil.
Her milletin espri anlayışı farklıdır ya, Amerikalıları güldürmek zor olmadı mı?
- Etnik her zaman komiktir. Ben orada etnik kalmayı tercih ettim. Toplumlar arasındaki farklılıklar, evrensel komiklikleri de beraberinde taşıyabiliyor. Sonuçta orada gülünen şeye burada da gülünebiliyor. Birçok Amerikan filmini seyrederken gülmüşsünüzdür mutlaka. Onların stand-up’çılarını seyredip güldüğünüz de olmuştur. Karşınızda “Develerinizi nereye park ediyorsunuz?” diye soran bir toplum varsa, develer için katlı otoparkınız olduğunu söyleyebiliyorsun mesela. Onlar da gülüyorlar...
ÇOK DOLAŞTIM AMA KİMSE BANA SAHNESİNİ AÇMADI
Oradan ne zaman döndünüz? Ve döndüğünüzde ilk nerede başladınız gösteri yapmaya?
- 2000 yılında İstanbul’a gelmeye karar verdim. Döndüğümde birtakım barlarda çıkmaya başladım. Bunlardan en önemlisi Jazz Stop’tır. İlk orada denedim. Denedim ama sadece. Olmadı! (Gülüyor)
Niye olmadı?
- İlk etapta eşe dosta haber verirsiniz ya gelip izlesinler diye, benim o zaman İstanbul’da eşim dostum yoktu ki! Sağ olsunlar Jazz Stop’takilerin eşi dostu geldi, onlara oynadım. Beni sevdiler ama oyunumu sevmediler! (Gülüyor) Yine de devam ettim bir süre. Orada oyunumu biraz daha geliştirdim
Sizce neden sevilmedi gösteriniz?
- Türkiye’de bu işi Rüstem Batum’dan bu yana başarıyla yapan bir sürü insan var. Onları taklit etmek istemedim, kendi tarzım olsun istedim. Ve birtakım teknikler denedim gösterimde. Yavaş olsun, güzel olsun dedim ama bu kadar yavaş olacağını da hiç tahmin etmemiştim! Ondan sonra bu işin Türkiye’de sahnede yapılabileceğini anlayınca gösterimi geliştirdim.
Jazz Stop’tan sonraki durağınız neresi oldu?
- O dönem çok yer dolaşmama rağmen kimse sahnesini açmadı bana. 2001 yılının aralık ayında, Nedim Saban’ın Şişli’deki Tiyatrokare’sinde sahneye çıkmaya başladım. Ondan sonra bu sene açılanlar hariç kaç tane sahne varsa hepsinde oynadım. Birçok farklı şehirde, üniversitelerde ve yine yurtdışında sahneye çıktım.
Niye açmadılar size sahnelerini?
- “Stand-up’a sıcak bakmıyoruz, bizim sahnemizde sadece tiyatro oynanmasını istiyoruz” diyenler oldu. Kimisi de acayip rakamlar istiyordu. Sağ olsun Nedim Saban sahnesini açtı.
EN ÇOK ‘BELDEN AŞAĞI’ DEDİKLERİNE GÜLÜYORLAR
Gösterilerinizde güncel konuları mı işliyorsunuz?
- Güncel konuları seçiyorum ama doğaçlama da gelişiyor. Seyircinin katılımı önemli tabii burada.
İzleyicileriniz en çok neye gülüyor?
- En çok eleştirdikleri şeye en çok gülüyorlar. Yani “Çok belden aşağı” dedikleri şeylere. Yerlere yatıyorlar gülmekten. Gösteriden çıkınca da “Yaa belden aşağı” diyorlar. Son dönemde de biraz siyasi esprilere gülmeye başladılar. Bir ara siyasi veya muhalif tavırlı hareketler sevilmiyordu. Aslında gençlik bu konuyla fazla ilgilenmiyordu demek daha doğru olur. Ama şimdi ciddi bir değişiklik var. Daha çok bekliyorlar böyle şeyleri. Futbolla ilgili bir espriden ziyade, Meclis’te geçen bir konuşmaya daha çok gülüyorlar.
Şimdi nerede, hangi günler çıkıyorsunuz sahneye?
- Fırsatım olsa her gün çıkmak isterim ama şimdilik çarşamba günleri sahneye çıkıyorum. Bu sene Ortaköy’deki Afife Jale Sahnesi ve Cadde Bostan Kültür Merkezi ile anlaştım, oralarda devam edeceğim.
Metin yazıyor musunuz sahneye çıkmadan önce?
- Hayır, hiçbir şekilde metin yazmıyorum. O gün nelerden bahsedeceğimi ve esprileri bulup, gösterinin iskeletini kuruyorum. Anlattığım şeyler seyircinin katılımı doğrultusunda yön de değiştirebiliyor. Fotoğrafçılıktan bahsederken bir bakmışsınız Van kedileriyle ilgili bir şey anlatıyorum.
BU İŞİ BÜYÜK KİTLELERE DUYURAN CEM YILMAZ’DIR
Sizin güldüğünüz kimler var? Cem Yılmaz’a güler misiniz mesela?
- Tabii ki Cem Yılmaz’a çok gülüyorum. Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım, yıllardır birçok kişi stand-up yapıyor. Ama bu işi büyük kitlelere duyuran Cem Yılmaz’dır.
Stand-up yapmanın ya da yapmamanın bu işin kazancıyla bir ilgisi var mı?
- Bu işe “çok para kazanacağım” diye giren birisi varsa zaten hayal görüyordur, hiç boşuna uğraşmasın. Ama bu işi seviyorsa, kazandığı illa ki onu geçindirir. Şato alamaz da bir villa alır hani!