Güncelleme Tarihi:
Yani 2 +2’nin 4 ettiğini biliyorsan, bir ilişkiyi de ne zaman bitirmen gerektiğini bilebilirsin. Hesap etmesi oldukça kolay. İşte size formülü: İlişki yaşadığın kişiyle mutlu olduğun zamanlar, mutsuz olduğun zamanlardan çok ise doğru yoldasın. Sevmeye ve değer vermeye devam… Ama eğer mutsuz olduğun zamanlar çok ise kapının önüne gelmişsin. Şimdi yavaşça o kapıyı açıp dışarı çıkmaya hazır olmalısın. Mutsuz olduğun zamanlar çok olmasına rağmen hala kapıya yaklaşmamışsan ve tünelin sonunda ışık görünmüyorsa kendini sarsmanın vakti gelmiş demektir! Şimdi sızlanmak için kullandığın cümleleri yavaşça yere bırak ve ışığı takip et!
Çünkü bugün binlerce belki milyonlarca kişi mutsuz olduğu bir ilişkinin içine saplanmış kalmış. Etrafımda sevgilisinden veya eşinden şikayet eden ne kadar çok insan var size anlatamam. Hepsi mutsuz. Hepsi sefil! Ben onlara “ilişki kölesi” diyorum. Hiç durmadan söyleniyor, sürekli yakınıyor ama hapsoldukları ilişkiden kurtulmak için hiçbir şey yapmıyorlar.
“Neden ayrılmıyorsun” diye sorduğu sevgiyi bahane ediyorlar. Halbuki sevgi yerini alışkanlığa bırakalı yıllar olmuş. İlişki küflenmiş hatta kokuşmuş. Çiftler ne yapsa birbirinin gözüne batıyor. Bir zamanlar gülümseyerek bakan gözleri her seferinde “Hay Allah’ım” bakışıyla devriliyor. Buna rağmen bitirmiyorlar ilişkilerini. İnadına ve mutsuz olmak pahasına devam ediyorlar. Sonra da gelip bize söyleniyorlar…
Peki ama neden? Neden 2 + 2’nin 4 olduğunu bilen bu insanlar ilişkilerinin kölesi olmayı seçiyor? Neden kendilerini mutsuzluğa hapsediyor? Çünkü korkuları köleliklerini besliyor. Ne kadar çok korkarlarsa o kadar köleleşiyorlar. Kimi çocuklarının psikolojisi bozulurdan korkuyor, kimi maddi olarak zora düşmekten, kimiyse yalnızlıktan. Hatta bazısı sadece değişimin kendisinden korktuğu için bir adım bile atmıyor. Sonuç olarak işin özünde hepsi korkuyor…
İşin en kötü tarafıysa korkularının farkında bile değiller. Bu yüzden de onlarla yüzleşemiyor dolayısıyla da özgürleşemiyorlar. Siz siz olun, ilişkinizin ve mutsuzluluğunuzun kölesi olmayın ve etrafınızdaki ilişki kölelerini uyarın. Unutmayın ne zaman ki kalbinizi mutsuz bir ilişkiden serbest bırakırsınız işte o zaman gerçekten özgürleşirsiniz! Çünkü gerçek özgürlük kalpte başlar…
Erkekgiller
Yaşı kaç olursa olsun hiçbir kadının anlayamayacağı tek şey “Erkek Mantığı”dır. Her ne kadar genel kanı onları anlamanın kolay olduğunu çünkü mantıklarının pipilerinin istekleriyle doğru orantılı işlediğini savunsa da işin özünde anlaması güç varlıklardır erkekler. Mantıkları nasıl ve neye bağlı olarak işler bilinmez ama “Erkek mantığı” çoğu zaman insana “Yok artık” dedirtir. İşte “Erkek Mantığı”ndan bazı seçmeler:
• Çok ilgi göstermem alışırsın, hep istersin. (İlgi göstermezsen de bir süre sonra giderim)
• Niye iltifat edeyim, sen güzel olduğunu bilmiyor musun? (İltifat ne demek bilmiyorsun sanırım!)
• Çiçek alırsam kötü bir şey yaptığımı sanırsın. (Sadece kötü bir şeyler yaptığında alırsan sanırım tabi!)
• Telefonu geç açtın, kesin bir şeyler çeviriyorsun. (Sen bu çantada telefon bulmak ne kadar zor biliyor musun?)
• “Arabası güzelmiş” dedin “Senin araban niye bu kadar güzel değil” demek istedin. (Yok artık!)
• Evlenilecek kadınlar ve eğlenilecek kadınlar var. (Hala evlenmediğimize göre sen bana ne demek istiyorsun!)
• Hesabı öderken elini çantana attın beni ezik gösterdin. (!)
• Ben istesem sana hediyelerin en güzelini alırım. (Peki neden istemiyorsun?)
• Kaçan kovalanır. İstemiyorum diyorsun ama aslında naz yapıyorsun. (Çünkü manyağım!)
• Sana güveniyorum, etrafındakilere güvenmiyorum. (Çünkü erkekleri kendinden biliyorsun!)
• Dışarıda bir bardağa 30 lira vereceğimize evde bir şişeyi 30 liraya içelim. (!)