İlham kaynağı Konstantinopolis, Konstantiniye ve İstanbul

Güncelleme Tarihi:

İlham kaynağı Konstantinopolis, Konstantiniye ve İstanbul
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2011 00:00

Mekân Kırım Kilisesi. Modeller Naz Elmas ve Didem Soydan. Styling ve kurgu Hakan Öztürk’ten. Fotoğrafçı Ayten Alpün. Makyaj Hamiyet Akpınar. Saç İbrahim Zengin. Bu kadro Tuvana Büyükçınar’ın 2011-2012 sonbahar-kış koleksiyonu ‘Storyteller’ için tarih yazdı. Tuvana Büyükçınar erken doğum riskiyle hastanedeyken, dostlarına hiç unutamayacağı bir koleksiyon çekimi hediye ettiler.

Haberin Devamı

- Koleksiyonun adı Storyteller yani Hikâyeci. Siz misiniz o, bir hikâye anlatıcısı mısınız?
- Evet. Her koleksiyonumun bir hikâyesi oluyor ve dinleyicilerim de o koleksiyonlarımla bağ kuran herkes! En büyük ilham perilerim Tuvanam ve Tutti kimliklerini üzerine giyebilen, özgüveni yüksek, ne istediğini bilen, cesur kadınlar. Ama en büyük şansım Türkiye’de yaşamak. Bu çokkültürlü topraklarda hikâye yazarken beslenecek o kadar çok malzeme var ki! Hikayelerimi kostümlere de, mekânlara da, objelere de aktarabilirim. Hiçbiri birbirinden farklı değil. Hayal dünyamla gerçek dünya arasında bir köprü kurdum.

- Gelelim 2011-2012 kış koleksiyonuna... Cüceler, tavus kuşları, prensesler, şövalyeler var hikâyenizde...
- Ben her zaman zamansız, dönemsiz olmaya, herkesi, her devri kucaklamaya çalışıyorum. Bu kışın koleksiyonu ‘Storyteller’da 19. yüzyıl esintileri var ama o esintiler bir yandan ortaçağdan bir yandan da modern zamanlardan izler taşıyor. Bu prodüksiyonun da konseptine Hakan Öztürk’le karar verdik. Hafızalara kazınacak, görkemli kareler olması en büyük hedefimizdi ve bu hedefe kesinlikle ulaştık. Benim ilham kaynağım hem Konstantinopolis hem Konstantiniye hem de İstanbul. 19. yy’ın Osmanlı haricindeki süper güçleri Rus ve İngiliz hâkimiyetlerinden de etkilendim.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea9d9af018fbb8f88b9ab5

- Koleksiyonunun giyilebilir olması ne kadar önemli?
- Dediğim gibi, özel bir çaba sarf etmeden otomatikman uygulanabilir, giyilebilir tasarımlar yapıyorum. Defilelerimdeki en iddialı parça bile her zaman bestseller modellerimden oldu çünkü beni zaten gerçek bir moda gustosu olan ve tasarıma önem veren insanlar tercih ediyorlar.

- Ama bu koleksiyon biraz ağır, daha saray kıyafeti gibi...
- Hem Nişantaşı mağazamızda hem de dünyanın çeşitli noktalarında halihazırda satışları çok iyi giden bir seri. Örneğin kaftanlar günlük hayatımda kotun üstüne giydiğim ayrılmaz parçalarımdı. Bugün kına gecelerinin de vazgeçilmezleri. Abiyelerim de özel gün ve gecelerde klişelerden uzak, farklı olmak isteyenlerin en büyük tercih sebebi.

Haberin Devamı

KUMAŞLAR TÜRKMENİSTAN’DAN

- Koleksiyonda otantik kumaşlar, el tezgâhlarından çıkma kumaşlarla birleşiyor. Kim dokuyor bu kumaşları marka için?
- Antep, Hatay, Halep ve Türkmenistan ilk aklıma gelenler. Yerelden, doğaldan çok besleniyorum. Fabrikasyon kumaşlarla yerini dolduramayacağım, bambaşka bir tür el dokumaları.

- Tuvanam markasının müşteri kitlesi oturdu mu artık?
- Kesinlikle oturdu, açıkçası hem Türkiye’de Tuvanam markasını kurmadan önce de butiğimi ilk açtığımdan beri, hem de 2005’ten beri Ortadoğu, Avrupa ve Rusya’da çok sadık bir müşteri profilimiz var. Mezuniyetle başlayıp, nişan ve gelinliklerle yola devam ettiklerimizin yeri bende gerçekten çok ayrı.

Haberin Devamı

- Nasıl kadınlar onlar? En önemli ortak özellikleri neler?
- Şehirli, kimlikli, cesur, öncü olabilen kadınlar. En önemli ortak özellikleri zevk sahibi, stil sahibi ve kendi ayaklarının üzerinde duran güçlü kadınlar olmaları. Seksi görünmek hiçbir zaman umurumda olmayan, tasarım yaparken de göz önünde bulundurmadığım bir kavram. Bana göre çabaladıkça daha da zorlaşacağını düşündüğüm, kişisel bulduğum bir özellik. Çünkü seksilik tamamen giyen kişinin aurasıyla ilgili.

- Satış noktalarınız artıyor. Lübnan mağazanız açıldı. Tepkiler nasıl?
- Harika! Henüz resmi açılış olmadığı halde mağazada inanılmaz bir sirkülasyon başlamış, başlangıçta aldığımız sinyaller böyle olunca, sonrasını düşünemiyorum bile...

Haberin Devamı

- Markanın ünlülerle işbirlikleri ne boyutta?
- Candan Erçetin, Ebru Akel, Gülben Ergen, Çağla Şikel, Sinem Kobal, Demet Akalın, Fahriye Evcen, Bengü artık aile gibi olduğum isimler. Mağazamızdan alışveriş yapanlar da dahil, Türkiye’de çalışmadığım ünlü yok denecek kadar az.

/images/100/0x0/55ea9d9af018fbb8f88b9ab7

Çekimler için hem 19. yüzyıldan izler taşıyan hem de barok, Rönesans, hatta ortaçağa kadar uzanan detaylarla bir dünya yaratıldı. Biraz Vinci’nin İsa’nın Son Akşam Yemeği’ni biraz Andrea del Sarto’nun Madonna delle Arpie’sinin, biraz da Sandro Botticelli’nin Primavera’sının atmosferini yansıtan her karede zamansızlık için modern detaylara da yer verildi.

Haberin Devamı

HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLIYORDUM

Her gören “A bebek nerede, böyle hamile görmedim” diyordu. Çekimden üç gün önce sabaha karşı hayatımda yaşaamadığım türden sancılarla kalktım.  Doğum başlamıştı. Ama olamazdı. Pazartesi hayatımın en özel, rüya çekimi olacaktı. Hepsinden önce karnımdaki oğlum daha çok küçüktü. Selim Aslan daha doğamazdı. Doktorum sayesinde hayata tekrar dönüş yaşadım. Çekim ben yatarken başladı. Hakan ilk kareleri telefonuma mesaj olarak gönderdiğinde hüngür hüngür ağlamaya başladım. Neredeyse tüm gün de susmadım. Bu çekimi devleştiren kadro dostum olduğu için, duygularımı bu coşkuda bir koleksiyona dökebildiğim için şükrediyorum. Bu arada en büyük şükür Tanrı’ya. 34. haftayı da atlattık çünkü!

“Naz Elmas ve Didem Soydan’a bu projede yer aldıkları ve bu atmosferle bu kadar güzel bütünleştikleri için ayrıca müteşekkirim, onlar benim masal prenseslerim, öylesine zarif ve asiller ki...”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!