İleri yaş hamilelikte ölüm riski

 Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı'nca Samsun il merkezindeki, OMÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi (OMÜ), Samsun Gazi Devlet Hastanesi (SGDH) ve Samsun Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi'nde (SDÇBH) yaklaşık 6 yılda gerçekleşen 10 bin 100 doğumun tamamı incelendi.

Çalışmada özellikle 35 yaş ve üzeri ileri doğum yapan 787 kadının doğum şekli, bebeğin doğum ağırlığı ve gelişiminin araştırıldığı bir araştırma yapıldı.

Araştırma kapsamındaki anketlerin değerlendirilmesinden elde edilen sonuçlara göre, bütün doğumlar içinde 35 yaş ve üzeri doğum hızı yüzde 7.8 olarak bulunurken, çoğul gebelik sayısı yüzde 2.2, sezaryen hızı da yüzde 65.4 olarak belirlendi.

Araştırmada annenin 35 yaş ve üzerinde hamile kalması ileri yaş gebelik olarak kabul edilerek bu yaş ve üzerinde hamile kalınmasının yol açtığı riskler belirlendi.

Çalışmayla ilgili bilgi veren OMÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Pekşen, ileri yaş hamileliğin anne ve karnındaki bebek için yüksek risk taşıdığını, ileri yaş gebeliğin azaltılması için aile planlaması ve doğum öncesi bakım hizmetlerine yönelik stratejiler geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Günümüzde çeşitli sosyo ekonomik, kültürel ve geleneksel nedenlerden dolayı kadınların bir kısmı etkili aile planlaması yöntemleri kullanarak gebelik yaşını ertelediğini belirten Pekşen, şunları söyledi:

“Yaptığımız çalışmada, özellikle 35 yaş ve üzeri ileri doğum yapan kadıların durumunu araştırdık. Çünkü ileri yaş hamileliğe bağlı ölüm riski 35-39 yaş arası kadınlarda yirmili yaşlardaki kadınlara göre 2-3 kat daha fazla. 40 yaş ve üzeri kadınlarda risk daha dramatik olarak artmaktadır. Bu risklere de en büyük etken olarak diyabet, hipertansiyon ve diğer sağlık sorunları oluşturmaktadır.”

İleri yaş gebeliklerinin sebebinin toplumun gelişmişlik düzeyine bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini de belirten Prof. Dr. Pekşen, şunları söyledi:

“Son yıllarda özellikle gelişmiş veya tıbbi olanaklardan yeterince yararlanabilen toplumlarda, güvenilir doğum kontrol yöntemleri ve kadının sosyal rolünün değişmesi sonucunda çok sayıda doğum ileri yaşlara ertelenmiştir. Bunda geç ve ikinci evlilikler, öğretim süresinin uzaması, kariyer çalışmaları ve ekonomik zorunluluklar rol oynamaktadır.”
Prof. Dr. Pekşen, aile planlaması olanaklarından yeterli düzeyde yararlanılamadığı toplumlardaki ileri yaştaki gebelik olgularında, ortalama gebelik ve doğum sayısının yüksek olmasında, ileri yaşlara kadar doğurganlığın devam etmesinin de etkisi olduğunu sözlerine ekledi.