Güncelleme Tarihi:
Müzik hayatınıza nasıl girdi?
Müziğe yönelmem babam sayesinde oldu diyebilirim. Özellikle de keman konusunda eğitim almam babamın beni yönlendirmesiyle oldu. Eğitimim süresince beni en çok teşvik eden, cesaretlendiren ve hatta yerine göre en çok eleştiren kişidir babam. Keman ise kendinizi geliştirdiğiniz oranda seveceğiniz, sabırla çalışmayı gerektiren, zarif bir enstrüman aslında. 6 yaşımda keman çalmaya başladım. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Hazırlık Okulu’nun yetenek sınavında başarı göstererek, keman ana sanat dalında burslu okumaya hak kazandım.
İdol olarak gördüğünüz sanatçılar var mı?
İlköğretim yıllarında Vanessa Mae idolümdü, müzikalitesinin yanı sıra onun klasik eserlere getirdiği yorumları bugün hâlâ beğenirim. Müzik arşivimde Vanessa Mae’nin albümlerinin hemen hepsi var. İki kez konserde izleme şansını bulduğum genç kuşak keman virtüözlerinden Sarah Chang’in tekniği, kendinden emin yorumu ve sahne hakimiyetinden etkilendiğimi belirtmek isterim. Bizler internette merak ettiği her konuyu araştırma, dinlemek istediğimiz eserleri farklı yorumculardan peş peşe dinleme, kıyaslama imkanına sahip şanslı bir nesiliz. En güzeli de çalmak istediğimiz eserlerin notalarına internetten ulaşabilmek.
İLK TANIŞMA FINDIKKIRAN
İlk konserinizi ne zamandı?
Orkestra ile ilk konserimi Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Orkestrası’yla verdim. Bestelerinin hemen hepsinden dinlemekten ve yorumlamaktan keyif aldığım İspanyol Besteci Pablo de Sarasate’nin “Introduction and Tarantella” eserini ve Lalo’nun İspanyol Senfonisi’ni çalmıştım. Lalo’nun İspanyol Senfonisi’ni daha önce piyano eşliğiyle de çalmıştım ama orkestra eşliğinde çalmak çok farklı bir keyifti benim için. Bugün ise etkilendiğim besteciler arasında Çaykovski ve Sibelius ilk sıralarda yer alıyor. Çaykovski’nin Fındıkkıran Balesi eseri benim çocukluğumda ilk izlediğim ve klasik müzik ile ilk tanıştığım eserdir de aynı zamanda.