OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 27, 2005 00:00
Matematikçi John Nash, kendi yaşamını konu alan dört Oscar’lı "Beautiful Mind-Akıl Oyunları" isimli filmi izlediği zaman, ekranda gördüğü karakter ile kendi arasında çok fazla bir paralellik kuramadığını söylüyor. Hálá akıl sorunlarıyla uğraşan bu sefer oğlu da- Nash, kendisi için mutlu sonun henüz söz konusu olmadığını ve matematiğine geri döndüğünü açıklıyor. Saygın bilim dergisi New Scientist’in, Nash ile İtalya, Trieste’deki Uluslararası Teorik Fizik Merkezi’nde yaptığı söyleşi (New Scientist, 18 Aralık 2004), bir dáhinin insan olarak neler yaşadığını ve hissettiğini yansıtması açısından ilgi çekici.Michael Brooks- Önce çok genel bir soru: Deha ile delilik arasında bir bağlantı var mı?John Nash- Kesin olan şu ki, akıl hastalığı ile farklı düşünmek arasında bir bağlantı var. Bu açıdan, dáhi normal bir insandan farklıdır. Ancak bu ikisi arasında çok güçlü bir ilişki olduğunu söyleyemem. Matematikçiler görece olarak aklı başında insanlardır. Bunlar çok da makul olmayan bir konu olan mantık ile uğraşırlar. Kurt Gödel gibi mantıklı bilim adamları, "sağlıklı bir akıl" bağlamında pek de iyi bir örnek oluşturmaz.Yine matematiğe geri döndünüz. Bu kez göreliliğin bir takım özelliklerini inceleyip, bulgularınızı konferanslarda açıklıyorsunuz. İyi bir iş çıkarttığınızı düşünüyor musunuz?Öncelikle bu konular hakkında uzun süredir düşündüğümü söyleyebilirim. Bazı açılardan bu konuya yaklaşımım son derece amatörce. Evet, iyi bir iş çıkarttığımı düşünüyorum. Belki mükemmel değil ama iyi bir iş.John von Neuman gibi bazı matematikçiler, bir matematikçinin en iyi çalışmalarını 30 yaşına gelmeden yapmış olduğunu söyler. Matematikte iyi bir şeyler yapmakta geç kaldığınızı düşünüyor musunuz?Hiçbir zaman böyle bir şey düşünmedim. İnsanların iyi bir matematik çalışmasını ne zaman yaptıklarına ilişkin istatistikler var. İnsanların ileri yaşlarda dikkate değer şeyler yapması az görülür, ama görülür. Bunun bir nedeni de matematikçinin çalışmak için bir laboratuvara ihtiyaç duymamasıdır. Belki de bir bilim adamının iyi bir laboratuvarı çalışır hale getirmek ve bu halde tutmak için daha fazla zamana ihtiyacı vardır. Eğer bu gecikmelere yol açıyorsa, çalışmalarını ancak ileri yaşlarda tamamlayabilirler. Bu arada matematikçi işini daha erken bir yaşta tamamlayabilir.Bir matematikçi olarak Hollywood’un etkisiyle ünlü olmak nasıl bir şey? İnsanların sizin çalışmalarınız hakkında fazla bilgi sahibi olmadan, özel yaşamınız hakkında bilgi sahibi olması biraz tuhaf değil mi?Bu durum beni biraz sıkıyor. Tanınmış biri oluyorsunuz, ancak bu çok da iyi bir tanınma değil. Matematikçiler tarafından saygın bir matematikçi olarak tanınmak başka, sokaktaki insanlar tarafından saygın bir matematikçi olarak görülmek başka. Filmde çok fazla kurgu vardı. Benim hayatımla ilgiliydi ama bazı değişikliklerle. Ve diğer karakterlerin tümü hayal ürünüydü.Beautiful Mind’da kendinizi tanıyabildiniz mi?Russel Crowe beni değil ama, rolünü çok iyi oynadı. Kendisi ile filmden önce karşılaşmamıştım.
Film çekilirken diyalogları yazan kiÅŸi benimle birkaç kez görüşmeye geldi. Amacı benim konuÅŸma ÅŸeklimi ve aksanımı öğrenip Crowe’a öğretmekti. Sonunda bu kiÅŸi bir güney aksanı üzerinde karar kıldı. Ne var ki bu aksan benimkine benzemiyordu. Daha sonra bu kiÅŸiyi filmi çekerken ve bir de Oscar gecesinde gördüm.Yönetmen filmle daha fazla ilgilenmeniz istedi mi?Ron Howard gerçek hayattaki karakterin, filmdeki karaktere müdahale etmesini istemiyordu. Apollo13’ü çekerken astronotlardan bilgi aldı, ancak bunlar herhangi bir astronottu. Gerçek astronotlar filmdeki kiÅŸilere müdahale ettiÄŸi zaman ortaya çok büyük çeliÅŸkilerin çıktığını gördü. Howard, Beautiful Mind’daki öykünün, çok fazla ayrıntılara takılmadan kolayca akıp gitmesini istiyordu.Filmin sonunda akıl hastalığından kurtuluyorsunuz ve film mutlu sonla bitiyor. Bu ikinci doÄŸuÅŸ gibi bir ÅŸey mi?Buna ikinci doÄŸuÅŸtan çok, dönüş diyebiliriz. Åžu anda akıl hastalığı nedeniyle sorunları olan bir oÄŸlum var. OÄŸlum bir matematikçi. Doktorasını aldıktan sonra hastalandı. EÄŸer bu hastalığı atlatabilirse ikinci kez doÄŸmayacak, yalnızca aramıza geri dönecek.Akıl hastalığı yaÅŸamınızda çok önemli bir yer tutuyor. Bu hastalıklarla ilgili konularda kampanyalara katılıyor musunuz?Bazı konularda katılıyorum. Konuk olarak bazı bilimsel toplantılarda söz alıyorum. Ancak tüm fırsatlardan yararlandığımı söyleyemem, çünkü bazı kampanyalar bence doÄŸru deÄŸil. Bir takım insanlar akıl hastalığının bir damga gibi insanın üzerine yapışmasına karşı kampanya baÅŸlatıyor. Ancak hastalığı ortadan kaldırmadan bu damgayı ortadan kaldıramazsınız. Ä°nsanları hasta veya saÄŸlıklı olarak görmeniz mantıklı. Ancak izlerini ortadan kaldırmak için hastalığı görmezden gelmek mantıklı deÄŸil. Yani akıl hastalığının yarattığı damgayı ortadan kaldırmak mümkün deÄŸil?Benim demek istediÄŸim, doÄŸal tavrın tamamen yanlış olmadığı. Delilik istenilen bir ÅŸey deÄŸil. Kaldıki psikiyatristler, psikiyatrik tedavi gören insanların adlarının başına "deli" sıfatının konulmasını istemezler. Psikiyatristler ve ilaç ÅŸirketleri, akıl hastalıkları ilaçlarını alanların lekelenmemesi gerektiÄŸini söylüyorlar. Ancak bu arada bazı önemli hususları da göz ardı etmemek gerekiyor. Akıl hastalarının tembel olduÄŸunu düşünen insanlar var; bunların delilik kisvesi altında toplumları sömürdüğünü düşünüyorlar. DoÄŸruyu söylemek gerekirse pek de haksız sayılmazlar. Ä°nsanların bu ÅŸekilde düşünmemelerini söylemek, akıl hastalarının bugünkü tedavi ÅŸekillerini onaylamak anlamına geliyor. Siz, akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların, insanları ilaç kullanmaya ihtiyaç duymayacakları bir noktaya getirmekte yetersiz kaldığını mı düşünüyorsunuz?Ben bunu farklı bir ÅŸekilde dile getiriyorum. Bu alanda bir evrim söz konusu. Hálihazırdaki ilaçlar sürekli olarak geliÅŸtiriliyor. Benim dikkatimi tedavi ile ilgisi olmayan bir ÅŸey çekiyor. Akıl hastalığında, ilaçlara ve psikiyatristlerin ilgisine bağımlı bir insan tipi ortaya çıkıyor ve insanlar bu tipi bağırlarına basıyor. Bence bu fikri biraz daha yükseÄŸe taşımak gerekir. Bu insanlar, hastalanmadan önceki performanslarına hiçbir zaman kavuÅŸamıyorlar. Daha düşük bir düzeye inmiÅŸ olsalar dahi, iyi bir tedavi görmüş oldukları düşünülüyor. Ancak normal olmak için hálá ilaç kullanıyorsanız gerçekten normalleÅŸtiÄŸinizi söyleyemeyiz. Mantıklı düşünme düzeyine çıktığınızı söyleyemeyiz.Kendiniz hakkında neler söyleyeceksiniz? Hálá sesler duyuyor musunuz?Sesleri duymadan önce uzun süredir hastaydım. Sonuçta bu sesleri kafamda kendimin ürettiÄŸini fark ettim. Bu, düş görmek gibi bir ÅŸeydi. Bunlar, kozmostan deÄŸil, bir iç kaynaktan geliyordu. Bunu anlamak, ilke olarak beni bu seslerden uzaklaÅŸtırdı. Bunu anladıktan sonra sesler kesildi. Åžimdi oÄŸlum sesler duyuyor, ancak ben uzun zamandan beri sesleri duymuyorum.Böylece rasyonel bir karar söz konusu. Yani hastalığını belirtileriyle uÄŸraşırken rasyonel kararlar alabiliyorsunuz. Bu baÄŸlamda bol miktarda seçenek var. Bunun standart bir görüş olmadığının farkındayım. Standart doktrine göre akıl hastalarına karşı önyargılı yaklaÅŸmamamız gerekiyor. Ancak bana kalırsa ortada bir seçenek unsuru var. Bir insan, koÅŸulları iyiyse delilik sınırını aÅŸmaz. Ä°nsanlar mutlu olmadıkları dönemlerde, iÅŸler yolunda gitmiyorsa klinik olarak depresyona girebilirler. Daha sonra da ÅŸizofrenik olabilirler. Zengin insanların ÅŸizofrenik olma eÄŸilimi, zengin olmayanlardan daha azdır.Demek ki geriye dönüşünüz rasyonel bir karara dayanıyor?Akıl saÄŸlığı yerinde biri bilgisayara benzer. Bir bilgisayar, yararlı ÅŸeyler üretmesi için düzgün bir ÅŸekilde programlanabilir. Çalışmalarınızın devam etmesi isteniyorsa geri dönmelisiniz. Bunu kendi oÄŸlumda görüyorum. Çalışmaktan hoÅŸlanmıyor. Evde herhangi bir ÅŸeyle ilgilenmesini saÄŸlayamıyoruz. EÄŸer ufak tefek iÅŸler verirsek yapıyor. Åžizofreniden kurtulup kurtulmayacağını bilmiyoruz. Åžu anda ileri bir safhada çünkü çok uzun zamandır hasta.Nash dengesi diye bilinen çalışmanızın etkisi çok yaygın. Sözgelimi bu çalışmanız cep telefonları için mikrodalga spektrum bant geniÅŸliÄŸi konusundaki açık artırmanın tasarımında kullanıldı. Çalışmanızın bu kadar önem kazanması sizi ÅŸaşırttı mı?Bu çalışmamın açık artırmalarda kullanılması çok ilginç. Cep telefonu pazarı milyar dolarlık bir sanayi. Daha ilk baÅŸtan uygulama olasılıklarını görebiliyordum. Benim ilk yayımlanan çalışmalarım ekonometri üzerineydi. Dünya politikasını oyun kuramının matematiÄŸi için bir deney laboratuvarı mı diye sorarsanız: Ancak oyun kuramını daha geniÅŸ bir açıdan ele alırsanız, mutlaka matematiksel olması gerekmez. Benim görüşüme göre Machiavelli çok büyük bir oyun kuramcısıydı ve matematik ile de hiçbir ilgisi yoktu.Nobel ödülü sizin cephenizde ne gibi deÄŸiÅŸiklikler yarattı?Benim için her ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirdi. Nobel’den önce hiç tanınmıyordum. Ekonomi ve oyun kuramında benim çalışmalarına atıflar yapılıyordu ama bunun dışında tanınmıyordum. Ve Nobel Ödülü olmasaydı, doÄŸal olarak film de olmazdı. Filme izin verdiÄŸim için bir miktar para aldım. Hálá Princeton’daki aynı evde oturuyorum. Daha büyük bir ev almaya yetecek kadar param yok.John Nash, 20 yaşında Princeton Ãœniversitesi’nin master programına kabul edildiÄŸi zaman bir dáhi olduÄŸu düşünülüyordu. Bir yıl sonra rakip iki grubun arasındaki antlaÅŸmazlığı, ikisinin de yararına olacak ÅŸekilde çözümleyecek matematiksel bir yöntem buldu. Nash dengesi olarak nitelendirilen bu buluÅŸ bugün de kullanılıyor. Sözgelimi cep telefonu ÅŸirketlerinin bant geniÅŸliÄŸi konusundaki açık artırmasında bu yöntemden yararlanıldı. Bu buluÅŸ kendisine 1994 yılı ekonomi dalında Nobel Ödülü kazandırdı. Nash, ÅŸu anda kozmoloji ve kuantum kuramı problemleri üzerinde çalışıyor. Â
button