Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2009 00:00
Bugün saat 21.00’de CNNTürk’te Trendikon adlı bir moda programı yapmaya başlayacak Eda Taşpınar yaz boyu ekranlarda olacak.
Bir televizyon programı yapmaya nasıl karar verdiniz?
- Daha önceden bu konuda birkaç teklif gelmişti, ancak programların formatları çok farklıydı. Kabul etmem ya da içinde olmamın benimle örtüşen bir tarafı yoktu. Oysa bu farklı. Özünde moda var, hayat ve kadın var. Ben olabileceğim, yaratıcılığımı ve değişkenliğimi korkmadan sergileyebileceğim, bildiklerimi paylaşabileceğim bir fırsat olacak.
Uzun süredir televizyon programı yapmak istiyor muydunuz?
- Bana danışmanlık yapan insanlar, ekibim çok istiyordu.
Siz mi kanala gittiniz, kanal mı size geldi?
- Kanaldan teklif geldi. Ama ben de ilk defa bir projeye bu kadar çabuk evet dedim.
Kendinizi sunuculuğa ne kadar yakın hissediyorsunuz? Bu deneyimden ne bekliyorsunuz?
- Buna şu anda cevap vermem çok zor. Programı yeni yeni çekmeye başladık. Benim için çok farklı bir tecrübe. Sunucu olmadığım kesin. Olabilmek de ayrı bir maharet gerektiriyor zaten. Ama iyi bir sohbet insanıyım. Programın her yerinde de bu var. Konukla sohbet, sokakta sohbet ama daha önemlisi izleyici ile sohbet...
Kamera karşısında da fotoğraf makinesinde olduğu gibi rahat mısınız?
- Değilim. Başlarda çok zorlandım. Yani o cam gözün karşısında doğal olmak o kadar da kolay değil. Belli bir süre sonra tecrübe ile olacak herhalde. Fotoğraf makinesinin karşısında çok daha özgürüm.
Program stüdyoda mı çekiliyor, tamamı dış çekim mi?
- Her ikisi de var. Konuklarımızı kendi mekanlarında ziyaret ediyoruz. Sokaklarda dolaşıyoruz. Stüdyo çekimleri de olacak ama çoğunlukla dış çekim.
İkoncan size yakıştırılmış bir lakap. Programın ismi ise Trendikon. Bu isim nasıl ortaya çıktı?
- Bu programla trendleri belirleyeceğiz. Modanın detaylarını paylaşacağız. Benim programda olmam programın önüne geçmemeli, katkısı olmalı, lokomotif görevi görmeli. İsminin ikoncan olmasını hiç düşünmedik. Pro İletişim’in sahibi Feride Edige’nin ofisinde beyin fırtınası yaparken çıktı isim. Hepimiz hemen benimsedik ve sevdik.
İçeriği nasıl belirlediniz?
- Ekip ve program yapımcısı ile birlikte yapılan uzun toplantılar sonucunda hep birlikte belirledik. Keyifle ilerleyecek bir program oldu diyebilirim.
İlk bölüm konukları kimler?
- İlk bölümde Çukurcuma’daki atölyesinde Şebnem Çapa’ya konuk olduk. Ve Sex&City’nin kostüm tasarımcısı Patricia Field ile konuştuk.
Her hafta birine imaj danışmanlığı yapacaksınız. Bu konuda kendinize güveniniz tam mı? Profesyonellerden (kuaför, makyöz...) yardım alacak mısınız?
- Aslında danışmanlık yaptığım kişiye daha iyi görünebilmesi için fikirler vereceğim. Başka profesyonel ekiplerden destek alacağımız zamanlar da olacak. Ancak styling ön planda.
Baştan yaratacağınız kişinin size kendini yüzde yüz teslim etmesi mi gerekiyor?
- Yüzde yüz teslim olması şart değil. Yapmak istediğim şeyi baştan sevsin ve benimsesin yeter.
Program bu hafta sonu başlıyor. Ve yaz boyu yayınlanacak. Yaz tatilinizi feda mı ediyorsunuz?
- Biraz öyle oluyor aslında ama öncelikler önemli. Benim de şu anki önceliğim programım. Başka projeler ve yürüyen çalışmalar sebebiyle yoğun bir yaz olacak ancak arada kaçamaklar yapacağım. Deniz ve güneşsiz kalmayacağım.
Trendikon izleyenin damağında nasıl bir tat bırakacak? Bu program bittiğinde insanlar ne hissedecek? Ne öğrenecek?
- Amacımız alışılmış moda programları dışında bir şeyler yapabilmek. Modanın ana konu olduğu ama bir o kadar interaktif bir program.
Bu program sayesinde sizin hayatınızda neler değişecek? Her ne kadar gazete ve dergi takipçileri sizi tanısa da televizyonla daha geniş kitlelere ulaşacaksınız. Halk sizi nasıl tanıyacak?
- Kendi adıma çok şey değişeceği kesin. İnsanın fotoğrafların ötesine geçip canlı olarak kendini ifade edebilmesi çok önemli bir fırsat. Televizyon sihirli bir dünya ve tabii ki büyük sorumluluk. Açıkçası hayatımda ne gibi değişimler yaratacağını kestiremiyorum. Galiba izleyenler beni şimdiye kadar düşündüklerinden daha farklı ve olumlu yönlerimle tanıyacaklar.
Tek taşla açılan kilitÜnlü iç çamaşırı markası Triumph’dan bir yenilik daha... Sutyenin ismi Koca Avcısı. Bu sutyeni takan kadınlar, karşısındaki erkeğe evlilik teklif etmesi için bir süre veriyor. Bu süre sutyenin üzerindeki elektronik sayaca giriliyor. Sayaç her geçen gün bir bir düşüyor. Manzara tıpkı patlamak için saniye sayan bombaya benziyor. Ne zaman ki adam kadına bir tek taş ile evlilik teklif ederse o zaman sayaç geri düşmeyi bırakıyor ve yüzüğü sutyenin üzerindeki kalp şeklindeki deliğe soktuğunuz zaman evlilik şarkısı çalıyor. Tüm bunlar insana tekrar tekrar "Daha neler göreceğiz yarabbi" dedirtiyor.