Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2001 00:00
EKONOMİDEN iyileşme sinyalleri geliyor. Durun, kızmayın; nerede bu iyileşme, biz görmüyoruz da sen nasıl görüyorsun diye beni hırpalamayın. Ekonominin durumunu değerlendirirken, ustalarımızın öğrettiği ve benim de öncelikle baktığım iki temel gösterge var. Bunlara isterseniz ‘‘dış denge’’ ve ‘‘iç denge’’ diyelim. Dış dengenin veya döviz dengesinin sayısal göstergesi ‘‘cari işlemlerin bakiyesi’’dir. Eğer ülkenin döviz giderleri, döviz gelirlerinden fazla ise, ‘‘dış açık’’ vardır. Kamunun (devletin) giderleri, gelirlerinden fazla ise, buna da ‘‘iç açık’’ var denir. Bu iki açığa bazı iktisatçılar ‘‘ikiz açık’’ (twin deficit) der. Eğer bir ülke ekonomisinde bu ikiz açık varsa, o ülkede işler görünürde ne kadar iyi gidiyormuş gibi durursa dursun, durum tehlikeli, yakında fırtına çıkacak demektir. Buna mukabil bu iki açık kapanmış ve hatta fazla veriyorsa, görünürde işler ne kadar kötü gidiyormuş gibi durursa dursun, ufukta bir iyileşme belirmiştir.Ekonomimiz, geçen yıl 10 milyar dolar ‘‘dış açık’’ verdi. Yani milli gelirin yüzde 5'i kadar. Böyle bir açık, doğrudan yabancı sermayenin girişleri olsa bile, sürdürülemezdi, olsa olsa kriz biraz daha ertelenirdi. Bu yılın şubat ayında patlayan devalüasyon, sebep-sonuç bağlamında, yaşanan krizin nedeni değil, çözümüdür. Bu devalüasyon sayesinde bu yıl 3 milyar dolar dolayında ‘‘döviz fazlası’’ vereceğiz. Şimdi mesele, büyüme başladıktan sonra da bu fazlayı sürdürebilmekte veya en azından denge noktasından fazla uzaklaşılmamasında.Gelelim iç açık meselesine. Burada ilk bakılan rakam ‘‘faiz dışı fazla’’. Esas mesele ise ‘‘faiz sonrası denge’’. Kısaca devletin ödediği faiz çok önemli. Ama zannedildiği gibi sorunun kritik parametresi, iç borç stoku değil, iç ve dış borçlara ödenen faiz. Ancak bir noktaya dikkat: İç borç faizinde önemli olan ‘‘reel’’ faizdir. Nominal faizden, iç borç stokunun enflasyonla küçülme miktarı düşülürse, geriye ‘‘reel faiz’’ kalır. Ciddi bir suratla yapılsa bile, iç açık analizinde reel faiz kullanılmamışsa yapılan hesaplamalar gayri ciddidir. Unutmayın, ‘‘resmi rakam, doğru rakam’’ demek değildir.2000 yılı sonuna doğru, çıpalı döviz kurlarını savunma saplantısı yüzünden çıkan likidite krizinde, bankacılık sisteminde, vahşi yükseklikte ‘‘reel faiz’’ ödendi. Bu bir fuhuştu. Bu fuhuş, hem kamu finansman dengesini bozdu, hem de bazı bankaları ve reel sektörü perişan etti. Devalüasyondan beri uygulanan, ‘‘faizi tut, dövizi sal’’ politikası sayesinde, döviz anormal seviyelere çıktı ama, faizdeki fuhuş da sona erdi. Bu yıl kamunun reel faiz yükü bir hayli düşük olacaktır. Nominal faiz öncesi bütçe fazlası, muhtemelen reel faiz sonrası bütçe dengesi mertebesindedir. Yani iç açık da zapt-u rapta alınmıştır. İki açık da ortadan kalktığına göre, ekonomide artık bir iyilişme bekleyebiliriz.Artık hepimiz, hiçbir iktisadi tahlilin, yukarıda sunduğum kadar basite indirgenemeyeceğini biliyoruz. Ama ‘‘temel analiz’’ esastır. Teknik analizler veya güncel sonuçlar ne gösterirse göstersin, piyasalar döner dolaşır, temel analizin gösterdiği noktaya gelir.SON SÖZ: Sonucu bırak, sebeple uğraş.
button