OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 15, 2004 00:00
Akçay'da tatil yapan Bülent Arınç, Hürriyet'e yaptığı açıklamada "Eşim Şeyh Şamil'in torunu, ben İbrahim Çavuş'un oğluyum, üstümüze gelmesinler, bizi yıldıramazlar" dedi Başörtülü eşi Münevver Arınç’la birlikte Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Semra Sezer’i uğurlamaya gidince kamusal alan tartışmaları yeniden alevlendi. 23 Nisan’daki ‘resepsiyon krizi’ aynı soruna tuz biber ekti. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının yaptığı iade-i ziyaretin süresi bile polemik konusu oldu.Tam ortalık sükunete kavuşmuşken bu kez de ‘Şeyini şey ettiğimin şeyi’ lafıyla bir kez daha gündeme geldi. TBMM’nin tepki paratoneri Başkanı Bülent Arınç, söyleyeceklerini de hep iki arada bir derede söyledi. Şöyle politik ortamdan uzakta, normal koşullarda bir konuşsak, sorsak, kendini anlattırsak diyorduk. Israrımız sonuç verdi. Ailesiyle tatilini geçirdiği Akçay, Güre’de randevulaştık. Bu röportaj, Arınç Ailesi’nin bir devre mülkünün de bulunduğu Körfez Tatil Sitesi’nin kafeteryasında başladı, mendireğinde sürdü. Üç koruma ve bir danışman bize eşlik etti. Ne yazık ki Münevver Arınç’la karşılaşamadık. Bülent Arınç’ın söylediğine göre, gazetecilerin önüne çıkmayı reddediyordu.Saçlarım böyle ağardı bıyıklarım bile beyazladı bak tekir kedi gibi oldu Duygusal, kırılgan, öfkeli, merhametli, kararlı. Bu kelimeler sizi tanımlamaya yeterli mi?- Başkası olma kendin ol! Ben Bülent Arınç’ım, o kadar. Duygusallığım var. Duygusal olmasam ne kadar iyi olur. Hadiselerden etkilenmemek mümkün mü? Belki dozu biraz kaçırıyorum. Fazla dert ediniyorum, üzülüyorum. Başka bir benzerim yok, kendimim.Yaşamdan çok ölüme yakın duruyorum, diyorsunuz. Faniliğe yapılmış bir vurgu mu bu?- TBMM Başkanı seçildikten iki gün sonra Sayın Cumhurbaşkanımızı uğurlamaya gittim. Eşimin başörtüsü büyük fırtına kopardı. Sayın Cumhurbaşkanı eşiyle birlikte yurtdışına giderken Meclis Başkanı uğurlamaya eşiyle gider. Teamül böyle. Bunu öğrenince ‘Aman eksik bir şey yapmayalım’ düşüncesiyle uğurlamaya gittik. Eşim 25 yıldır başını kendi iradesiyle örter. Cumhurbaşkanımızın eşini uğurlamaya giderken herhalde aynı kıyafetinin içinde olacaktı. Ortalık birbirine girdi. Bilinçli yaptığımızı iddia edenler bile oldu. Ardından Genelkurmay Başkanı ve komutanlarımız beni tebriğe geldi. Ziyaretin arkasından ‘Üç buçuk dakika mı durdular, beş dakika mı kaldılar’ gibi manasız sorulara muhatap oldum. 23 Nisan geldi, resepsiyon vereceğiz; bugüne kadar davetiyeler nasıl basılmışsa yine öyle basılsın, dedim. Bu kez de ‘Vay! Eşiyle beraber resepsiyona gelecek’ tartışması başladı. Hepsi arka arkaya geldi. Eleştirilerle karşılaşınca mı hayattan sıkılmaya başladınız?- Attığımız her adım, yediğimiz her lokma tartışılmaya başlandı. Bu üzücü bir olay. Meclis başkanlığına bunların hesabını yaparak gelmedim ki. Milletvekili arkadaşlarım gelip, sen başkan ol, dediler. CHP’lilerden de gelen oldu. O zaman TBMM Başkanlığı’nı düşündüm. Sağolsunlar, o günlerde bana Sayın Abdullah Gül de Sayın Tayyip Erdoğan da ‘Başbakan yardımcılığını mı arzu edersin, Meclis başkanlığını mı’ diye sorduklarında tercih hakkımı kullandım. Aday olmadan önce bu tartışmaların yaşanacağını düşünmediniz mi?- Bu kadar olacağını tahmin etmiyordum. Hayatım böyle geçti. Saçlarım böyle ağardı benim. Bıyıklarım bile beyazladı. Bak Tekir kedi gibi oldu. Niye? Ben eşimi almışım sanki bir bayrama gider gibi sevinçle Cumhurbaşkanı’nı ve eşini uğurlamaya gidiyorum. Bir bağırtı, bir gürültü, sanırsın üçüncü dünya savaşı çıkmış. Eşim yanımda Avusturya Cumhurbaşkanı’nın önüne çıkıyorum, Avusturya Meclisi’ndeki resepsiyona katılıyorum, Türkiye’de istediğim yere gidiyorum. Ne olmuş yani? Eksik, yanlı olan nedir? 1995’te Meclis’e girdim. O günden sonra iki kez Sayın Sezer’in davetine eşimle katıldım. Dünya ayağa kalkmadı. O günden bugüne ne değişti? Bunları anlatırken çok büyük eziyet çekiyorum, üzülüyorum. ‘Komutanlarla beş dakika kaldı, ne düşündünüz? Resepsiyona eşiniz gelmedi, ağladınız mı?’ Böyle soru olur mu? Böyle küçük şeyler için ağlayacak adam mıyım?EVLADIMI KAYBETTİM BUNDAN ACI NE OLABİLİR KİKimyanız bu sorular karşısında mı bozuluyor? - Elbette bozuyor. Üzülüyorum. Belki eskiden daha sabırlı, daha metanetliydim. Ama Allah kimseye vermesin,
trafik kazasında 17 yaşındaki evladımı kaybettim. Ä°nsan onu elleriyle topraÄŸa verince artık ölümden ötesini düşünmez oluyor. Bundan daha acı ne olabilir ki ben onun için üzüleyim? Üç dakika gelmiÅŸ, beÅŸ dakika durmuÅŸ beni hiç ilgilendirmez. Resepsiyona falan gelmiÅŸ, falan gelmemiÅŸ, Sayın Baykal protesto etmiÅŸ. Ne olacak? Görevimi yapıyorum, bunda eksiklik olursa üzülürüm. BaÅŸka konuda söylenenler beni çok üzmez. ÇocuÄŸumun ayağını tuttuÄŸumda ölümü hissettim. Bunun dışında hangi beÅŸeri güç beni üzecek ya da korkutacak? Ben ölümü görmüş adamım. YaÅŸamdan çok ölüme yakınım, cümlesinin ardında bunlar var. CumhurbaÅŸkanlığını hedefliyor musunuz, diye soruyorlar. Yok böyle bir hedefim ya! Ne hedefim ne de hesabım var. Meclis baÅŸkanlığı için de hesabım olmadı!Aday olmaya ne itti sizi?- Gazetelerde boy boy fotoÄŸraflar basıldı. Bunlar Meclis baÅŸkanı olabilir çünkü eÅŸlerinin baÅŸları açık, bunlar olamaz çünkü eÅŸleri başörtülü. Bu haksızlık. EÅŸime karşı, baÅŸka hanımefendilere karşı haksızlık. Demokrasiye saygısızlık. Milletvekili arkadaÅŸlarım talepte bulundu. Partimin grup baÅŸkanıyım, önde gelen bir insanıyım. Teklif edildiÄŸinde ben bu görevi yaparım diye düşündüm. Birinci turda seçildim.Yeniden aday olacak mısınız?- Bunu herkes soruyor. Bağımsız milletvekili deÄŸilim. Talep olursa düşünür, karar veririm. Partimin baÅŸka düşüncesi varsa, saygı gösteririm. Bu konuda oldukça rahatım. Bu rahat, bu makam, bu konfor bazıları için çok önemli olabilir, benim için deÄŸil.SIKINTILAR OLDU AMA NE YAPALIM HAMAMA GÄ°REN TERLERBaÅŸkan seçildikten sonra ‘KeÅŸke hiç aday olmasaydım, bu üzüntüler, tartışmalar hiç yaÅŸanmasaydı’ dediÄŸiniz oldu mu?- EÅŸimle birlikte çok sıkıldığımız, çok dertlendiÄŸimiz zamanlar oldu. Ama hayatta yaptığım hiçbir iÅŸten dolayı ‘keÅŸke’ demedim. 30 yıllık siyasi hayatımda sonradan çok zararını gördüğüm bazı ÅŸeyler oldu ama inanarak yaptım. EÅŸim, başörtüsüyle ilgili bu kadar yazı yazılmasını, horlanmayı, üzülmeyi hiç beklemezdi. Sıkıntılar oldu. Ama piÅŸman olmadık. Ne yapalım, hamama giren terler.EÅŸim Åžeyh Åžamil’in torunu ben Ä°brahim Çavuş’un oÄŸlu hiç üstümüze gelmesinler bizi yıldıramazlarMunis görüntünüzün ardında kararlı ve inatçı bir damarınız var sanki.- Bunlar babamdan kalan özellikler. EÅŸim benden beter. O da bir Çerkez kızı. O Åžeyh Åžamil’in torunu, ben de Ä°brahim Çavuş’un oÄŸluyum. Hiç üstümüze gelmesinler. Bizi yıldıramazlar! Kibar bir insanım. Ama 16 defa sormuÅŸ adam, sabırla cevap vermiÅŸim. Biri bana aynı soruyu 17’nci defa sorarsa ne cevap verebilirim?‘Şeyini ÅŸey ettiÄŸimin ÅŸeyi’ konusu herhalde..- Evet. Israrla aynı ÅŸey sorulunca ne cevap verilebilir? SöylediÄŸim laf hakaret gibi algılandı. Espri yaptım. Ä°steseydim hakaret ederdim. Ama ben espri yaptım. Israrla, nedeni nedir, diye sorulunca aklıma Nejat Uygur’un esprisi geldi. Åžeyini ÅŸey ettiÄŸimin ÅŸeyidir, dedim. Bunu herkes söyleyebilir. Demirel söyleseydi, adam espri yaptı, diyeceklerdi. Nejat Uygur bu oyunu üç sene kapalı giÅŸe oynadı. Bülent Arınç söyleyince espri küfür oldu. Ben düşmanıma bile küfretmem. Bazı saygın insanlar gibi kitap mı fırlatsaydım?Bazı ortamlarda partinize yönelik içeriden eleÅŸtiriler yapılırken sizinle ilgili ‘DuruÅŸunu bozmadı. Çizgisini muhafaza ediyor’ yorumu yapılıyor. Sizi partideki diÄŸer arkadaÅŸlarınızdan ayıran farklı bir çizgi mi var? - Beni tanıyan hep böyle olduÄŸumu bilir. BildiÄŸim doÄŸruları söylerim. GeçmiÅŸte nasıl siyaset yaptımsa bugün de onu bozmam. Farklı olmam mümkün deÄŸil. Ãœslubum, duruÅŸum böyle. Siyasetten anladığım bu. Bu bir yapı meselesi. Moda tabirle duruÅŸ deniyor. BaÅŸka türlüsünü yapamıyorum. Yapmaya kalksam sırıtır. Bu Bülent Arınç deÄŸil derler. Yararlı mı zararlı mı, ben ona bakmıyorum. Hayatı içtenliÄŸimle yaşıyorum.Partinin aÄŸabeyi misiniz? - Ben kendime böyle bir paye biçmiyorum. Bana aÄŸabey diyenler olursa seviniyorum. Birçok arkadaşımın, Tayyip Bey’in aÄŸabey demesi beni çok memnun ediyor. Biz birbirimize bazen böyle hitap ederiz. Bu muhabbetimizin ve samimiyetimizin bir göstergesidir. AKP’de ErdoÄŸan ve Gül’den sonra üçüncü sacayağı siz misiniz?- Çok şükür, Allah bana böyle ÅŸeylerin hesabını yapacak nefis vermedi. Böyle hesaplarım hiç olmadı, olmaz da. Åžu kadar milletvekili var, ben ne dersem, kim ne yapar? Bunları asla düşünmem. KendiliÄŸinden doÄŸan saygı ve sevgi iliÅŸkisi var arkadaÅŸlarımla aramda. Ben onlara danışırım, onlar bana danışır. Söylediklerime itibar eden olur ya da olmaz, bunlar çok önemli ÅŸeyler deÄŸil. AK Parti içinde söylendiÄŸi gibi bir hesabım yok. Bir eksiklik gördüğümde BaÅŸbakan’a da söylerim, bakanlarla da görüşürüm. Merak ettiÄŸim bir ÅŸey olursa direkt onlardan öğrenirim. SaÄŸlıklı bir iliÅŸkidir bu. AK Parti grubundan büyük bir yakınlık görüyorum. Ben de onlara eÅŸit mesafede olmaya çalışıyorum. CumhurbaÅŸkanlığı seçiminde olduÄŸu gibi TBMM BaÅŸkanlığı’na da dışarıdan aday gösterilebilse sizin sanat, spor camiasından, iÅŸ dünyasından önereceÄŸiniz isim olur muydu?- Böyle bir ÅŸeyi hiç düşünmedim. Çünkü sizin bahsettiÄŸiniz camialardan arkadaÅŸlar Meclis’e vekil olarak girdiler ama ben onları hiç Meclis kürsüsünde görmedim. Hiç tavsiye etmem. CumhurbaÅŸkanını halkın seçmesine nasıl bakıyorsunuz?- Sıcak bakıyorum. Refah ve Fazilet Partisi dönemlerinde bu konuda yasa teklifi bile vermiÅŸtik.Partinizin bu yönde bir çabası olacak mı?- Bu yönde adım atmak için Türkiye’de ortam ÅŸimdilik müsait deÄŸil gibi görünüyor. Vekilleri ev sahibi yapmakta ısrarlı mısınız? -Henüz bir karar vermiÅŸ deÄŸiliz. Vazgeçmemiz ya da askıya almamız da sözkonusu deÄŸil. Müracaatlar var, evleri küçük bulanlar var. Meclis’in açılmasına yakın bütün bunları gözönünde bulundurarak bir karar vereceÄŸim. BaÅŸbakan’dan ‘Bu iÅŸten vazgeçin’ ÅŸeklinde telkin geldi mi?- Hiçbir telkini olmadı. Telefonda görüştük. Bana lojman dendi, dedi. Lojman projesi olmadığını anlattım. Ä°ki resmi kurum arasındaki bir konu bu. Kararı Meclis verecek.Bikiniyle meclis’e gelebilir miyim diye soran Canan Hanım’a, mahzuru yok ama sizin bikini giyme yaşınız geçmiÅŸ, dedimGiren insanın hüviyetini bildikten sonra ben TBMM’nin kapısını kimseye kapatamam. Hüviyeti engel olmadıkça her türlü insan gelebilir. Ä°stediÄŸi kıyafetle girebilir. Canan Arıtman Hanım bana, ‘Bikiniyle Meclis’e gelebilir miyim’ diye sordu. ‘Gelebilirsiniz ama iki mahzuru var. Bazı milletvekilleri Meclis’te konuÅŸmalarıyla, çalışkanlıklarıyla iz bırakmış. Siz de bikiniyle Meclis’e gelen milletvekili olarak iz bırakırsınız. Bir de, benim için mahzuru yok ama sizin bikini giyme yaşınız çoktan geçmiş’ dedim.Â
button